23

123 15 2
                                    

Gökyüzünün günbatımından sonraki hâlinin rengi."
~~~

Dans odası.

Yerde kırık bir telefon,

Hiçbir şey yapamadım.

Su şişesi de elimden kaymış ve zemini ıslatmıştı.

Arkamda kırık bir telefon ve ıslak bir zemin bıraktım dans odasında,

Ama içimde kırık bir ruh ve ıslak gözlerimle çıktım dans odasından.

" Kimim ki ben? "

Dedim bomboş koridorlarda.

" Kimim ki.."

Ne yaptığımı bilmiyordum, hangi odaya girdiğimi bilmiyordum.

Parmaklarım yanlış bir kapının desteğini kavradığında içeri girmemle çıkmak istemem bir oldu.

Çantamı almak için Taehyungun odası zannedip girmiştim bu odaya, bu yanlış odaya.

Çıkmak isterken birden yerimde donakaldım.

Lalisa..

Lalisa...

Lalisa.

Heryer Lalisa Pranpriya Manoban.

Gözlerimi, önümdekinin gerçek olup-olmadığını anlamak için tekrar yumup-açtım.

Önümdeki tablolar bir kabus görmediğime beni keskin bir şekilde inandırıyordu.

Tam kapının önünde gördüğüm tablo, ve yanında tanıdık olan boya kutusu kurumuş gözlerimin yeniden ıslanmasına neden oldu.

Benim verdiğim boya, ve tuvalde kararmaya başlayan hava eşliğinde yan-yana oturmuş iki sevgili.

Taehyung ve Lalisa.

Işaret parmağımı yavaşça resime götürdüm, kurumamış boya parmağıma çıkarken hızlıca elimi geri çektim.

Yeni çizmişti.

Ya da, çizdirmişti.

Ne fark eder?

Önümde dizilen Lalisa'nın portrelerine baktım,

Işaret parmağımdaki kendi boyamdan çıkan ize baktım.

Gökyüzünün, günbatımından sonraki hâlinin rengi.

Adımlarım tek-tek tabloların önüne giderken, hepsini teker-teker aldım, ve yırttım.

Bunu bana yapmaya hakkı yoktu.

Ama o hakkı ben bizzat kendi ellerimle vermiştim.

Kimdim ki ben?

Sıra, benim boyamla çizdiği tabloya geldiğinde yan taraftaki kırmızı boyayı aldım, fırçayı batırdım ve tuvale geniş kocaman iki çizik attım.

Kalbinden Lalisa'yı sildiğimi farzettim.

Kalbindeki Lalisa'nın da üzerine böyle kırmızı çarpı işareti çizdiğimi farzettim.

Ben de o bardaki kadınlardan biriydim işte Kim Taehyung için.

Lalisa'yı unutmak için, acısını dindirmek için kullandığı kadınlardan.

Babamın elimi bıraktığını söylüyordum, aslında babam elimi hiç tutmamıştı.

Aynı şeyi tekrar yaşıyordum.

Aynı yaradan usanmadan üst-üste yara alıyordum.

Çıktım evinden, kendi eski-püskü evime geri döndüm.

Kim Taehyung, kırmızı ışıkta geçmişti.

Yeşil ışığın yanması için de, önce turuncuyu açması gerekiyordu.

Kimdim ki ben?

Ben, buraya aittim.

Ve öyle de kalacaktım.

Şayet birgün beni kazanmak isterse burada bekliyor olacaktım.

Ama sadece, burada.

Başka yerde değil.

inner child | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin