inner child | taennie

29

aralık ortalarında,
~~~

O zaman, çok yorgunduk.
Gökyüzündeki yıldızlara bakarken ulaşmaya çok uzaktık.

O zamanlar, galaksilere inanmamıştın.
Ama ben gümüş bir galaksi görmüştüm.

Acıtabilir, yorucu olabilir.
Çünkü sonsuz ışığa doğru koşuyorum.

Heyecanlı güneş ve yaz havası
Gri sokaklar çok soğuk geliyor kulağa
Bir nefes aldım ve kapını çaldım;
Değişeceğiz.

Keşke daha fazla gülebilseydik
Güzel olacak, çünkü bugünkü ben olarak iyi gidiyorum.

Dünkü sen, dünde kaldı.
Daha fazla dikene sarılmak istiyorum artık.
Gülen, kahkahalar atan bir çocuk gibi seni görünce gülüyorum.

Bu gece
Ellerim ellerine dokunursa
Tutar mısın?

Sen olacağım ben
Galaksilerime bak yeter
O yıldızlara bak
Dünyaları vereceğim sana.

Işıklar vuruyor gözlerine,
Beni yansıtıyor..

Sen sadece benim çocuğumsun' diyorsun,
Benim oğlum, benim oğlum, benim oğlum...

Değişeceğiz..

Mikrofonu dudaklarımdan uzaklaştırmamla beraber stadyumu gürültülü alkış ve çığlık seslerinin kaplaması aynı anda gelişti.

Benimse gözlerim birtek ondaydı, en önde durmuş, gülme krizlerine girip zıplayarak şarkıma eşlik eden bedeninde.

Kim Jennie.

Bu bir kadına verilebilecek en güzel isimdi.

Ve bu kadın, kendi güzelliği önünde isminin anlamının kalmayacağı nadir kadınlardan biriydi.

İliklerime kadar hissettiren, bu birkaç günde huzur ve mutluluğu iliklerime kadar hissettiren kadın.

Düşüşten zirveye yükselmeme yardım eden, hatta bizzat sebep olan kadın.

Şarkım, şarkımız yayınlandığı anda kırdığı dünya rekorlarıyla listelerde ilk sıraya oturdu.

Ve bu şarkı, bizim şarkımızdı, dinlenilmeye doyulmayacak bir şarkı.

Stajyer olarak girdiği şirkette mükemmel ötesi performans veriyor, ilk çıkışıyla bile beni ezip geçeceğine eminim.

Ezsin, geçsin.

Bana kendi karanlığımda cenneti yaşatan ruhu bugünden sonra bana ne yaşatırsa yaşatsın usanmam, bıkmam.

" Yılbaşında, Daegu konserimde görüşmek üzere. Hepinizi morluyorum. "

Sahneyi terketmemin ardından hızla kulise kaçtım, sahne kıyafetlerimi şık bir gömlek ve pantolonla değiştirdikten sonra giderken Jimin kolumdan tuttu ve beni durdurdu.

" Dur bi, nereye şimdi? "

" Gel gel, sen de gel, yardımın dokunabilir. "

" Ama.. " dediğinde çoktan çekiştirip arka kapıdan çıkarmıştım onu, " Ama çişimi yapacaktım... "

Araba bizi evime getirirken önceden gelmiş olan Han Jisung ve Minho'ya bakıp gülümsedim.

Biri diğerinin beline çıkıp yukarıda süslemeyi yaparken şaşkınca bakakaldım,

" Oğlum merdiven diye birşey var, ne yapıyorsunuz orada? "

Minho gülerek yüzünü çevirdi ve elindeki süslemelerle bana baktı,

" Boşver hyung, böylesi daha zevkli. "

Göz devirdim, yağmur hafif çiselerken koşarak gidip aldığım balonları bahçenin kenarlarına bağladım.

Jimin ne olduğunu anlamaya çalışırken sonunda cebimden çıkardığım yüzük kutusunu gördüğünde gülümsemişti.

" Jimin iyi görünüyor muyum? Herşey tamam mı? Eksik var mı? "

" Dur bi sakin. Herşey yolunda. "

Parmaklarımla saçlarını karıştırdım, aniden gelen kapı açılma sesiyle hepsini neredeyse süpürgeyle içeri kovalayacaktım.

" Jennie evet demeden evden çıkmak yok. "

Derin bir nefes aldım ve yüzük kutusunu arkamda gizledim.

" Taehyung? "

Uzaktan seslenerek yaklaştığında kalp atışlarım hızlanıyordu, kahretsin neden herşey ağır çekimdeymiş gibi geliyor?

" Burdayım. "

Arka bahçeye giriş bulduğu anda yüzünde beliren şok ifadesi beni gülümsetti; konser sonrası beni tebrik etmeye gelirken ona sürpriz yapacağım aklının ucundan bile geçmemişti, tahmin edebiliyordum.

" T-taehyung? "

Yaklaştım, elinden tuttum, tam bahçenin ortasına getirdim.

Yağmur durdu, güneş belirirken gökyüzünde ortaya çıkan gökkuşağı cümlelerimin dudaklarımdan dökülmesine neden oldu.

" Bir kar fırtınasında çıktın önüme. "

Omuzlarını boylayan kıvırcık saçlarına, gökkuşağının pencereden gelen yansıması düştü.

" Bir deprem sonucu sana 'seni seviyorum' dedim. "

Ben cümlelerimi toparlamaya çalışırken o gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu.

" Şimdi bu gökkuşağının altında, "

Dizim üstüne çöktüm, yüzük kutusunun kapağını açtım.

" Bana söz verir misin? Benimle bir ömür sürecek kuzeye doğru bir yolculuğa çıkma sözü verir misin? Benimle bir ömür boyu geceyi yaşamanın sözünü verir misin? Kim Jennie, benim olur musun? "

Durdu, durdu, gözlerime baktı..

Sonra gülümsedi.

" Evet.. "

Kulaklarımı dört harf doldurdu, ardından üst kattan başımıza konfeti patlatan minsung ikilisi, tebrikler yağdıran Jimin, ve herşeyden öte, sımsıkı sarılan biz.

Bu anı sonsuzluğa götürmek istiyordum, götürecektim, burası bizim dünyamızdı, burasının zamanını bile biz kontrol ediyorduk...

~~~
Ay'a bak, ve fısılda bütün dünyaya.