28

132 20 4
                                    

Kitabın en uzun bölümüyle karşınızdayım ve... #finaleson2bölüm :")
~~~

Jiminle Rosè az ötemizde yakalamaca oynarken biz nehir kenarında yan-yana oturup ay ve yıldızları izliyorduk.

Yanımızda kocaman piknik sepetimiz, altımızda çimenler, herşeyden önemlisi yan-yanayız.

" Güneşe aşığım demiştin.. " dediğinde yüzümü ona çevirdim. " Neden peki? "

" Çünkü.. Güneş olmasaydı olur muydu yıldızlar, olur muydu ay? Sadece fazla ışıklı olduğu için bayılmıyorum diyelim. "

Gülümsedi. " Fazla ışık kusurları kapatır... Haklısın. "

" Taehyung? "

" Efendim. "

" Kangmin'i nereden tanıyorsun? "

" Kangmin mi? Ha, şu çocuk.. Gerçekten Jendeukie, o bir ay boyunca seni hiç merak etmedim mi sandın? Aşığım kızım sana, hergün gelip nefes alışverişine kadar takip ettim. "

" Ne diyorsun oğlum? Vay be. "

" Oğlum mu?! "

Güldüm. Sanki az önce bana 'kızım' diyen o değildi.

" Evet, oğlum. Sen sadece benimsin, benim oğlanımsın. "

Birkaç saniyelik sessizlik oluştu ardından, bu sessizliği sadece uzaklarda biryerlerden gelen kuş sesleri bozuyordu.

" Taehyung? "

" Efendim. "

" Lalisayla olurken benimle olduğundan daha mı mutluydun? "

" Jen- "

" Lütfen sormama izin ver. Birşeyleri saklamak değil konuşmak gerekiyor, sonuçta lal değiliz değil mi? "

" Evet. " dedi ve ben kaşlarımı çattım.

" Nasıl? "

" Lalisaylayken seninle olduğumdan daha mutluydum. Ama ben seninle mutsuz olmayı da sevebilirdim ve sevdim. Memnun muyum? Evet. "

Sevgi dolu baktım ay ışığında parlayan gözlerine.

" Yüzün gökyüzü, gözlerin ay gibi. "

" Gözlerim ay'sa eğer, ışığını senden alıyor, güneşimden.. "

Gülümsedim ve başımı eğdim.

"Hıhıhı...Ahahahah!" diye garip sesler çıkarmaya başladım bir anda.

"Jennie? İyi misin?" dediğinde ben gülmekten nefes alamıyordum bile.

"Güzelim beni korkutuyorsun, iyi misin sen?"

"İ-iyiyim Tae...Şey...Şeyi hatırladım...Lele Pons'a menejerinin numarasını vermeni..."

Gülüşleri benimkine katıldığında yerde uzanıp karnımızı tutmuş öylece kopuyorduk. "Jimin bana etmediği küfür bırakmamıştı.. Bir de "Abi" diyor, şey diyor "Rosè'yle oturuyoruz telefonum çalıyor açıyorum Lele Pons çıkıyor, lükse bakar mısın" diyor. Günlerce gülmüştük, tabii Jimin de Rosè'ye kendini zor affettirmişti..."

Birkaç dakika daha güldük ve sonra sakinleştik.

Elini uzatıp piknik sepetinden bir bira şişesi aldıktan sonra bardaş kurduğumuz ayaklarımızın önüne koydu, parmaklarıyla çenemi tutup yüzümü kendine çevirdi.

" İçelim, bir geceliğine herşeyi sıfırlayalım. Biz herşeyi unutalım, Tanrı da bizi unutsun. "

" İçelim. "

inner child | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin