27

126 17 2
                                    

Gökkuşağı.

Gökkuşağı görüyorum.

Dağlar var etrafımda, etekleriyle durmadan koşuyorum gökkuşağına doğru.

Ulaşamıyorum, koştukça kayboluyorum.

Kayboldukça kayboluyorum.

Bir dağa tırmanıyorum ardından.

Tepesine ulaştığımda etrafımda köyler, şehirler, evler görüyorum.

Gökyüzüne en yakın olduğum andayım, ama ulaşamıyorum bir türlü gökkuşağına.

Lâkin bilmediğim birşey var, zaten ben de gökkuşağıyla aynı yerdeyim, aynı güneş sisteminde, aynı galakside, bu yüzden kaybolmak imkansız, zor olan kaybolmadan bulunabilmek..

Gözlerimi açtığımda önümdeki bir tabak yemek ve kenarındaki notla karşılaştım.

Rüyamın garipliğini düşünürken notu elime aldım ve sadece üç cümle dudaklarımın yukarı kıvrılmasına neden oldu.

" Jüpitere gece çökecek. - Jüpiter Kalpli Adam. "

Notu yerine koyduktan sonra önümdeki tabağa baktım.

Yemek mi yapmıştı?

Kim Taehyung benim için yemek mi yapmıştı?

Herşeyden öte ben burada, masaya başımı koyup mu uyumuştum?

Çatalımı elime alıp yemeği bitirdikten sonra üzerimi değiştirip sıcacık giyindim ve yola koyuldum.

İki-üç sokak geçtikten sonra dükkanıma yaklaşırken uzaktan garip birşey farkettim.

Mor, lacivert, mavi...

Ne bunlar?

Çiçekler!

Dükkanın etrafında gördüğüm onca çiçek adımlarımı hızlandırmama neden olurken yaklaştığımda donakaldım.

Heryer üstte saydığım renkte çiçeklerle doluydu, pencerelerin etrafına kadar heryer süslenmişti ve alınan görüntüyü tek bir kelime ifade edebilirdi- muhteşem.

Eğilip bir buketin üzerindeki notu aldığımda istemsizce sırıtıyordum; yeni ünsiyet yolumuz notlardı sanırsam.

" Beğendin mi? - Jüpiter Kalpli Adam. "

Beğenmekte söz mü ki Taehyung?

Anahtarı çıkardım ve içeri geçtikten sonra oturup bütün gün çiçekleri izlemeye devam ettim.

Her yoldan geçen merakla dönüp pencerelere bakıyor, gülüyordu.

Öğlen yemeğimi yedikten sonra içeri giren çocukla gözlerimi büyüttüm.

" Kangmin? "

" Annyeong noona! "

Yerimden kalkıp minik Kangmin'e sarılmamın ardından elindeki kağıt parçasını bana uzattı.

Şaşkınca alıp baktığımda, kağıdın üzerine yapıştırılmış tanıdık yazıları gördüğümde şaşkınlığım daha da arttı.

" Bu gece
Ellerim ellerine dokunursa
Tutar mısın? "

Bu benim hatırlamadığım bir gecemde, pencerem önünde gökyüzünü izlerken yazdığım öylesine bir nottu, Taehyungun nasıl bulduğunuysa tahmin etmek zor değildi. Muhtemelen ben uyurken bulmuş olmalıydı.

Hemen altınaysa kendi elyazısıyla şöyle yazıyordu;

" Akşama piknik var. - Jüpiter Kalpli Adam. "

Gülümsedim ve Kangmine döndüm.

" Tatlım, bu notu sana nerede verdiler? "

" Ben az önce binamızın aşağısındaki parkta oynarken bir adam geldi, notu bana verdi ve yolu geçirdikten sonra sana ulaştırmamı söyledi. "

" Daha önce hiç gördün mü o adamı? "

" Hayır noona hiç görmedim. "

Çözmeye çalıştığım bu notu kimin verdiği değildi, çünkü aşağısına kocaman JÜPİTER KALPLİ ADAM yazıyordu. Çözmeye çalıştığım Taehyung'un benim Kangmin'i tanıdığımı nereden biliyor oluşuydu. Yoksa tesadüf müydü? Bilmiyordum..

Kangmini yolu geçirip parka geri bıraktıktan sonra geri döndüm ve oyuncak dükkanını kilitleyip evime döndüm.

Saat kaçta beni almaya gelecekti bilmiyordum. Üzerime rahat birkaç parça kıyafet geçirdikten sonra zamanın geçmesi için elime kitap aldım ve okumaya başladım.

" Hey sen, evet sen. Beni dinle. " diyordu kitapta, iki karakterin konuşmasını anlatsa bile sanki kitap benimle konuşuyor gibi hissediyordum. " Yeniden doğmuş gibi hissetmedin sen hiçbir zaman. Sen bir kere doğdun, ve yaşıyorsun. Neden söylüyorsun peki yeniden doğmuş gibi hissettiğini? Söyleme. Yalan söyleme. Ben meselâ, seninle ölmek varken yeniden doğmayı umursamam. Bırak Güneş doğsun, bırak Ay doğsun, bırak biz birlikte ölelim. Yaşamaktan korktuğunu söylerken ağlıyordun, şimdi yeniden doğmuş gibi hissettiğini söylerken gülüyorsun. Sen yeniden doğmadın, sen sevdin. Sevdin ve bu senin bütün korkularını geçirdi. Sevmek korkudan daha üstündür. Sen meselâ, sen sevmekten korkmadın, sevdikten sonra korktun. Sevdikten sonra kaybetmekten korktun. Ama sevgi daha üstün, inanın bana, yüce Tanrı şahittir ki sevgi herşeyden daha üstün. "

Kitabı kapattım.

Sevgi korkularımdan daha üstün olmalıydı.

Onu affedebilirdim, ama korktum, beni tekrar kırmasından korktum.

Oysa biliyordum değil mi? O tabloları odada unuttuğunu, hatta unuttuğunu bile unuttuğunu biliyordum.

Şimdi, söz veriyordum,

Deniz beni ne kadar kuvvetle çekse bile direnecektim, kendi gökyüzüme, ait olduğum gökyüzüme geri dönecektim.

Çünkü deniz benim korkularımdan fazlası değildi...

Kapının çalmasıyla heyecanla kalkıp açtığımda saat akşamın yedisine geliyordu neredeyse, hızlı olursak günbatımına yetişebilirdik.

Önümde belirense sadece Taehyung değildi, Jimin ve Rosè de gülümseyerek bana bakıyorlardı.

~~~
Hepimiz bu dünyada yolculuğa çıkmış yolcularız.

inner child | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin