fracturas del corazón | yoonkook

5|Doğum Günü pt.2

Yeni bölümle geldim ♡
(Dün bir bölüm daha attım, gece attığım için okumamış olabilirsiniz, lütfen bölüm atlamamaya dikkat edin^^)

✨

Gözlerindeki yıldızları parlatabildiğim için mutluyum.

"Tae amca, ev neden karanlık? Yoksa?" sesi çatladığında dudaklarını büzdüğünde emindim, aklından yine ne geçiyordu, "Yoksa ne minik adam?" Namjoon onu cevapladığında minik bir burun çekme sesi duyduğumda bedenimin alev aldığını hissediyordum, "Yoksa beni terk mi ettiler? Zaten Yoongi babacığım çok üzgündü," yerimden hızla çıkıp ona sıkıca sarıldığımda ışıkları açmışlardı. Minik ellerini boynuma sarmıştı ve dudaklarından minik hıçkırıklar kaçıyordu. "Nasıl böyle düşünürsün miniğim, ben seni hiç yalnız bırakır mıyım?" Jungkook'ta yanımıza gelip bize sıkı sıkı sarıldığında tamamlanmış hissediyordum.

"Namjoon gözümden bir şey akıyor," Tae'nin mırıltısıyla ona döndüm, "Üç gramlık beyninle yaş olduğunu anlayamadın mı?" Minki'nin ağzından bir kıkırtı çıktığında boynumdan uzaklaşmıştı, "Anladım onu zaten aptal, bari çok yıkıksın ben de sevabına bir sarılayım dersin," elimi alnıma vurarak ikiliye döndüğümde ikisi de ağzına bir fermuar çekti.

"Bebeğim," Minki bana döndüğünde tebessüm ettim, "İyi ki doğdun, tüm iyilikler seni bulsun miniğim," gözleri şaşkınlıkla açılırken kıkırdayarak ona sıkıca sarıldım. Ayrıldığımızda bu sefer Jungkook konuşmaya başladı, "İyi ki doğdun bebeğim, kalbin hep güzel kalsın," Minki kollarını Jungkook'a doladığında ise ayağa kalkarak pastanın mumlarını yaktım. Daha sonra ise Minki'nin bedenini pastaya çevirdiğimizde gözleri açıldı, "Tom ve Jerry'li pasta!" bu haline kıkırdarken o heyecanla yanıma geldi ve pastaya öylece baktı. "Mumları üfle meleğim," mumlara minik nefesiyle üfledikten sonra söndürdü.

Tae ve Namjoon onun doğum gününü kutlarken ona aldıkları hediyeyi veriyorlardı. Bense en güzel doğum günü hediyelerinden birini ona gece yarısı verecektim. Sanırım en çok onu sevecekti.

Pastayı dilimlere ayırırken Jungkook yanıma gelmiş ve uzun kollarıyla belimi sarmalamıştı. Boynuma bir öpücük kondurduğunda sırtımı geniş göğsüne yaslamıştım. "Çok mutlu oldu," gözlerim Minki'ye kaydığında yüzündeki kocaman gülümsemeyle Tae ve Namjoon'la oynuyordu. "Öyle," onu onayladığımda kafasını omzuma koymuş ve burnunu boynuma yaslamıştı. "Çok güzel kokuyorsun bebeğim," ister istemez utandığımda gülmüş ve bu seferde kızaran yanaklarımı öpmüştü. Kestiğim pasta dilimlerini tabağa koyarken Jungkook elleriyle karnımı okşamaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.

"Meyve sularını doldurmaya ne dersin? Hani bir yardım etsen bana da ben de bir rahat etsem?" azarlarım karşılığında gülerek dolaba gitti ve meyve sularını çıkararak bardaklara doldurmaya başladı. "Erik suyumuz bitti güzelim, en kısa zamanda yeniden yapman gerek," başımla onay verdiğimde işine devam etti. Meyve suları çok zararlı olduğu için evde Minki için meyve suyu yapıyordum ve Minki'nin favorisi kesinlikle kırmızı erik suyuydu.

Tepsiye koyduğum pasta ve içecekleri alıp içeriye geçtiğimde Minki ve diğerlerinin gözleri ekrandaki Tom ve Jerry'de idi. Bu hallerine gülümsedim ve ellerimdeki pastaları onlara verdim. Minki'nin pastasını kendi elime alarak onu kucağıma çektim ve o çizgi film izlerken usulca yedirdim.

"Jerry aptal mı yoksa aptalmış gibi mi yapıyor?" Namjoon mırıldandığında ben tarafından bir yastık yemişti. "Kırk kere düzgün konuşun dedim size," Namjoon gözlerini irileştirerek bana baktı, "Çocuk aptalın ne olduğunu bilmeli, Minki aptal kelimesi Tae amcanın vücut bulmuş hâli," Tae gözlerini irice açtığında Minki anlamayan gözlerle onlara bakıyordu, "Ben sana şu an ne yaptım be adam," bu hallerine göz devirip önüme döndüğümde Minki'nin kucağımda merakla açıklama beklediğini gördüm.