Binanın dışında onca insanın arasında beklerken oldukça tedirgin bir nefes ile doldurdu ciğerlerini Jeongin. Bugün sonunda üniversite sınavına girecekti ve babası da yanındaydı. Sınava gireceği okulun bahçesi ağzına kadar doluydu. Gergin hissediyordu bu yüzden ama Hyunjin geçen birkaç ay içinde ona bunun normal olduğunu öğretmiști. Bu onun hastalığından kaynaklı bir şey değildi
Eskisine göre daha rahat hissediyordu Jeongin. Mesela şu anda babası Jeongin'in omzunu tutuyordu ve Jeongin aslında birazcık rahatsız olsa da normale yakın hissediyordu
Görevli adam içeri girebileceklerini söyleyince babasına dönüp el salladı. Babası onu cesaretlendirecek birkaç şey söylediğinde gülümsemekle yetindi
Bir an önce içeri girmek ve geri çıkmak istiyordu. Çünkü çıkışta Hyunjin ile buluşacaktı. Hemen görmek istiyordu onu
__________________
Sınavı güzel geçmişti Jeongin'in. Yüzünde huzurlu bir gülümseme ile babasının kullandığı arabada arka koltukta oturuyordu. Arkadaşları ile buluşacağını söyleyince küçük oğlunun büyümesine hüzünlenmiști babası, onu gideceği yere bırakmayı teklif etmişti
Görüş acısına giren Hyunjin, Minho ve Jisung ile "Burada" dedi Jeongin. Babası arabayı kenara çekerken inmek için hazırlandı. Babasına el sallayıp arabadan çıktı. Araba park ettiği yerden çıkıp giderken karşıdan karşıya geçti Jeongin de
"Innie~!" Jeongin'i görünce kollarını açarak yanına ilerledi Minho. Küçük kardeşinin boynununa sardı kollarını, aynı anda Jeongin gülümseyerek Minho'nun beline sarıldı
Artık insanlara sarılabiliyordu ve bu en sevdiği şey olmuştu bir anda
"Nasıl geçti sınavın?"
Jeongin'in omzuna kolunu atıp diğerlerinin yanına götürdü. Güzel geçtiğiyle ilgili bir şeyler mırıldanırken Jisung'la ellini çaktı Jeongin. En sevdiğini en sona bırakma huyunun da etkisiyle Hyunjin'e sardı kollarını. Büyüğü kollarını beline yerleştirirken o da boynuna sarıldı
Geri çekildiklerinde Jeongin'in saçlarını karıştırdı Hyunjin "Sınav hakkında konuşmak yok! Bugün kafanı dağıtacaksın"
"Aynen!"
Abileri onu alışveriş merkezinin içine sürüklerken güldü sadece Jeongin
Sinema salona gittiler direkt. Önceden biletini aldıkları filmin oynatılacağı salona girip yerlerine kuruldular. Jisung ve Minho herkes için mısır alıp geri geldi
Jeongin artık rahatsız olmasa bile önlem olması için en uca oturmasına izin vermedi Hyunjin. Jeongin'i Minho ile arasına aldı. Minho'nun diğer tarafında da Jisung oturuyordu zaten
Geçen yıl Hyunjin'in doğum gününde güzel dakikalar geçirmemișlerdi ama bugün Jeongin'in günü olacaktı. Bu yüzden onun istediği bir filme gelmişlerdi. Eğlenmek istediği için komedi seçmişti Jeongin de
Filmin başlayacağını belirtircesine ışıklar kapatılınca konuşmayı bırakıp ekrana döndüler. Daha reklamlar oynatılırken Jeongin mısırını yarılamıștı
Elini boş kutuda gezdirdi. Hepsinin bittiğini fark edince üzgünce kutusuna baktı. Daha hiçbir şey yememiş gibi hissediyordu o...
Kutusunu alıp bacaklarının arasına koyan Jeongin'in hareketlendiğini fark edince ona baktı Hyunjin
"Bitirdin mi?"
Jeongin basitçe başını sallayınca daha yemeğe başlamadığı mısır kutusunu ona uzattı Hyunjin. Jeongin gülümseyerek ona yanaştı. Aynı kol desteğine yaslanarak mısırı yemeğe başladılar. Güzelce filmlerini izlerken bazen elleri birbirine çarpıyordu ama ikisi de rahattı. Zaten Jeongin Hyunjin'in omzuna başını koymuştu. Birbirlerine yaslanıyorlardı
Film başlayalı daha 15 dakika olmuştu ki Hyunjin kutunun dibinde kalan son mısırı aldığını fark etti. İki parmağının arasına sıkıştırdığı mısırı Jeongin'in dudaklarına götürdü. Dudaklarının önündeki mısırı fark edince Hyunjin'in parmaklarına değmemeye çalışarak mısır aldı Jeongin. Yemek yedikçe mutlu oluyordu sanki
Kutuyu aşağıya bırakmak için yerinde doğruldu Hyunjin. Jeongin başını kaldırmak zorunda kalmıştı
Tekrar yerine yaslandığında Jeongin aslında kendisi için aldığı mısırı Hyunjin'e uzattı. Hyunjin'den önce almıştı mısırı ama Hyunjin ona kendisininkini verince elinde kalmıştı
Dudaklarına tutulan mısır karşısında başını çevirdi Hyunjin. Gülmeye başlarken Jeongin'in elini ittirip "Sen ye" dedi
"2 paket yedim neredeyse"
Ikisi de gülüyordu ama sorun etmediler. Kaçırdıkları filmin sahnesinde komik bir şeyler vardı zaten, bütün salon gülüyordu
Jeongin mısırı Hyunjin'in dudaklarına bastırınca pes etti Hyunjin. Jeongin'in elinden tutup mısırı sabitledi. Dolgun dudaklarının ucuyla tuttuğu mısırı ağzına aldı
Salonun karanlık ortamında ekrandan Hyunjin'in yüzüne yansıyan ışık ve az önce gördüğü manzara ile yutkundu Jeongin
O Hyunjin'in dudaklarına dalıp giderken parmaklarındaki tuzları emdi Hyunjin. Jeongin'in dalgın göründüğünü fark edince "Bir şey mi oldu?" diye sordu
Gözlerini kırpıștırarak bakışlarını Hyunjin'in gözlerine çıkardı. Gülümsemeye çalışarak "Hayır" dedi. Ekrana dönüp filmi izledi. Yani denedi en azından
Bir yıl öncesine kadar insanlarla her türlü temastan çekiniyordu Jeongin. Artık buna alışmıştı ve birkaç ay içinde türlü türlü anlamlara gelen temasları hissetmiști
Küçüklüğünden beri hissettiği ve canını yakan temasları biliyordu ama özellikle Hyunjin ona nazik dokunuşları öğretmiști, sarılmayı öğretmiști, sevgiyi öğretmiști
Ama hala daha merak ettiği bir temas vardı Jeongin'in. Eskiden olsa merak etse bile kaçardı temastan. Ama şimdi merak ettiği şeyin peşine düşüyor gibiydi
Öpüşmek istiyordu. Nasıl bir his olduğunu merak ediyordu
Özellikle de Hyunjin ile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Day // HyunIn
FanfictionAşırı yakın temastan ve sosyalleșmekten korkan Jeongin yakışıklı bir çocuğa rezil olmuştu