1.5 [Final]

8.9K 974 761
                                    

Sabah olmak üzereydi. Henüz aydınlanmamıștı ama güneşin ışıkları kendisini yavaştan göstermeye başlamıştı. Ancak Hyunjin hala uyuyamamıştı. Saatlerdir uyuyan Jeongin'in yüzünü seyrediyordu.

Uyurken çok huzurlu görünüyordu. Jeongin'i hep şirin görmeye alışmıştı. Son zamanlarda o kadar çok gülümsüyordu ki uyurken ortaya çıkan ciddi yüzünü görünce şaşırmıştı Hyunjin. Yüz hatları çok keskindi, sert birisi gibi duruyordu. Yakışıklıydı ve son zamanlarda daha çok büyümüştü Jeongin. Artık daha yapılı bir vücudu vardı.

Bir lanet gibi üzerine yapışan hastalığından kurtulduğundan beri her alanda toparlamıștı kendini. Özgüveni artmaya başlamıştı ya da en azından Hyunjin öyle umuyordu. Aslında uyanık olan Jeongin'in aklından geçen kendini hor gören düşünceleri bilseydi böyle düşünmezdi.

Saatlerdir uyuyamamanın verdiği rahatsızlık ile uzunca nefesini verdi Jeongin. Gözlerini aralayıp doğruca ona bakan Hyunjin'e baktı "Hyung? Uyandırdım mı seni?"

Başını sallayıp "Hayır" dedi Hyunjin "Uyuyamadım"

Bir süre boşluğa bakıp gülümsedi Jeongin "Birlikte uyuyalım mı?"

Kollarını açıp Jeongin için bekledi. Sevinçle göğsüne sokulan gencin siyah saçlarını okşadı. Burnuna dolan koku onu saniyesinde mest ederken gülümsedi. Jeongin'in onun üzerinde gerçekten büyük bir etkisi vardı.

Huzurlu ortam hoşuna gidiyordu aslında Jeongin'le burun buruna olmanın verdiği heyecan yüzünden dışarı çıkmak için duvarlara vuran kalbi paniklemesine sebep oluyordu. Jeongin fark edecek diye korkuyordu ki çok gecikmedi Jeongin "Kalbin çok hızlı atıyor"

"Evet"

"Neden?"

"Bilmem" Jeongin başını kaldırıp yukarıdan ona bakınca toparlamak istedi "Çok sessiz olduğumuz için ona odaklandığımdan olabilir, stresli olduğum için olabilir, endişelerim yüzünden olabilir, koştuğum için olabilir. Hiçbir şey tek bir nedenden dolayı olmaz, genelde birçok şeyin birleşiminden oluşur"

Sona doğru saçmalayan Hyunjin'e gülüp "Seninki hangileri yüzünden?" diye sordu. "Psikolojide açıklaması vardır" Bir kolunu Hyunjin'in göğsüne atarken başını yandaki yastığa yerleștirdi. Gülümserken onu seyretti.

Derin bir iç çekip "Kendime teşhis koymamı mı istiyorsun?" diye sordu Hyunjin. Jeongin "Neden olmasın?" derken o tavanla bakışıyordu.

"Pekala..." dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı "Kalbim hızlı atıyor ve midemde kasılma var, heyecanlı hissediyorum ama aynı zamanda gergin. Panik gibi. Şu klasik karnımdaki kelebekler olayını da yaşıyor gibiyim ve yanımda sen varsın. Terliyorum ve oda çok sıcak hissettiriyor. Ama hava çok sıcak olsa da sana sarılma isteğiyle doluyum"

Başını çevirip Jeongin'e baktı.

"Sanırım sana aşığım"

Aralanmıș dudakları ile Hyunjin'i dinlerken doğruca kendisine bakan Hyunjin'den kaçırdı bakışlarını.

Hyunjin'in elini kavrayıp kendi kalbinin üzerine koydu "Bana da teşhis koyar mısın?"

Jeongin'in hızlı atan kalbini hissederken ona doğru döndü yatakta "Nasıl hissediyorsun?"

"Benim de kalbim aşırı hızlı atıyor. Mutlu ve şaşkın hissediyorum. Utandığımın da farkındayım, sanırım yanaklarım kızardı" konuşmasının ortasında kendi yanaklarına dokundu "Șu an yanımda sen olduğun için hem tedirgin hem de rahat hissediyorum, sana güvenebileceğimi biliyorum ama tedirginliğimden emin değilim. Ve şu an... Aslında yaklaşık 3 haftadır seni öpmek istediğimi düşünüyorum..."

Bu sefer ağzı açık kalan Hyunjin oldu. Dudakları kapanıp yukarı kıvrılırken sırıtmasına mani olamıyordu.

"Jeongin"

"Hmm?"

Jeongin'i belinden çekip ona yaklaşırken burunlarını birbirine sürttü. "Seni seviyorum"

"Ben de seni seviyorum Hyunjin"

Ilk defa hyung dememesine takılmadan hemen dudaklarına kapandı Hyunjin. Jeongin'e bir aydır beklediği şeyi verdi. Öpüşmekte acemi olan sevgilisini yönlendirerek elini yanağına yerleștirdi. Dudaklarını emip tadını almasına izin verdi ve kendisi de Jeongin'in kiraz gibi olan dudaklarının tadına baktı. Tutkuyla birleşmiş olan masum öpücüklerinin içine dilleri de girince kontrolü hemen ele geçirip ayrıldı Hyunjin.

"Devam etmemeliyiz"

"Neden?"

Jeongin'in siyah saçlarını okşayıp "Cinsellik senin için uygun değil" dedi.

"Bu normal bir şey ama" somurtan yüzüyle geri çekildi "Hayvanların bile yaptığı doğal bir şey bu. Kirli düşünceleri ile bunu yoldan çıkaran insalar sadece"

Küçüğünün sevimli sinirine karşılık saçlarını karıştırdı "Yine de çok erken"

Dudak büken Jeongin'in dudaklarına bakınıp gülümsedi. "Ama biraz daha öpüşebiliriz"

"Çıkarcı. İşine gelene tamam diyorsun"

Yatakta ters tarafa dönüp pikeyi üzerine çekti Jeongin. Gülmeye başlarken arkasından ona sarılıp omzundan öptü Hyunjin, kokusunu içine çekti.

"Seni çok seviyorum Jeongin"

Tekrar Hyunjin'e dönüp göğsüne sarıldı. Sevdiği adamı sıkıca sarıp dudaklarına son bir öpücük kondurdu. Gözlerini huzurla yumdu ve uykuya dalmadan önce sevdiği adamın sıcaklığını her tarafında hissederken mırıldandı.

"Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim Hyunjin"

"Beni iyileştirdiğin için teşekkür ederim"

__________________

Ehem ehem
Bu kitapta ne bitmezmiș fkdmdmsmx

Soft hikaye yazmakta iyi değilim normalde, bu yüzden baya bir erteledim bu kitabı. Yoksa kısa bir seri ve Death Game den sonra aynı anda iki kitap çıkarmıştım ben. Birisi bu diğeri secretary min'di. Death game in 16 Eylül de bittiğini düşünürsek bu kitabın üzerinden neredeyse 1 yıl geçmiş ve ben daha yeni bitiriyorum DMSMSMMSMZMSX

Usanmaniza rağmen yine de okumaya devam ettiğiniz için teşekkür ederim, umarım ileride daha güzel soft ficler yazabilirim dkkdkdx

Kendinize iyi bakın ❤️❤️

Autumn Day // HyunInHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin