"Hyung, bu iyi bir fikir mi...?"
"Artık bana temas etmekten çekinmiyorsun" elini Jeongin'e uzattı ve tutması için bekledi Hyunjin "Değil mi?"
"Korkmuyorum ama..." Hyunjin'in uzattığı eli tutup ona yaklaştı. Yanında dikilen Minho'ya utangaç bir bakış atıp bakışlarını kaçırdı
Jeongin'in bu tür şeylerden korktuğunu öğrenince lunaparka gelmişlerdi. Hyunjin'in planına göre Minho ve Jeongin bütün oyuncaklarda yan yana oturacak, aşırı korktuğu içinde Jeongin Minho'ya tutunacaktı
Birisinin asla yapamayacağına inandığı bir şeyi yapmasını sağlamanın en basit yollarından biriydi bu. Bir korkusunu yenmesi için başka bir korkusunu kullanmak...
Aslında Minho da bu tür şeylerden korkuyordu ve Jisung ile takılmak yerine buraya gelmek istemezdi. Ama Jeongin değer verdiği küçük kardeşiydi. Bu onun için iyi olacaksa yapmaya hazırdı
Elinden tuttuğu Jeongin'i küre şeklindeki oyuncağa sürüklerken Jeongin titreyen bacakları yüzünden adım atamıyordu neredeyse. Dev oyuncağa korkuyla bakıp kaç metre yukarı fırlatılacağını düşünüp iyice Hyunjin'e sokuldu
Üçü birlikte sıraya girdiler. Çok fazla insan olduğu için Jeongin yeterince tedirgindi. Hyunjin'in onu rahatlatmak için elinin üzerinde gezdirdiği parmağı bile çok sonradan fark etti
Sıra onlara geldiğinde üçlü koltuklara geçtiler. Minho ikisinin ortasında oturuyordu. Hyunjin'den ayrılmak zorunda kaldığı için yutkundu Jeongin
Elleri titrerken görevli gelip korumaları üzerlerine geçirdi. Bütün güvenlik önlemleri alınırken yükseklik korkusu olduğu için Minho'da titremeye başlamıştı
Rahat olan tek lanet olası kişi Hyunjin'di...
Koltuğuna iyice sinip üzerindeki korumalara tutundu Jeongin. Oyuncağı başlatacak olan adam üçünü kontrol edip büyük bir rahatlık ile başlat tuşuna bastı
Oyuncak yavaş yavaş havalandı. Ve bir anda kendilerini gökyüzüne fırlatılırken buldular. Hyunjin'in eğlenceli çığlığı havaya karışırken Jeongin çoktan ağlamaya başlamış, Minho'nun yakasına tutunmuştu ama Minho çoktan ruhunu teslim etmişti. Oyuncak defalarca aşağı inip çıktı ama Minho'nun tanrıya yalvarmaktan başka bir şey yaptığı yoktu
"Inmek istiyorum yeter!!"
"Anneeee!"
"Senin ben ananı sikeyim Hyunjin!"
"Yeter amına koyayım, yeter!!"
Rüzgar yüzünden Minho'nun ettiği küfürler duyulmuyordu neyse ki...
Oyuncak sonunda yavaşladığında hepsinin saçı başı dağılmıştı. Jeongin yukarıda oldukları süre boyunca gözlerini yummuș ve Minho'ya tutunmuștu, bu yüzden biraz daha rahattı ama Minho ağlamaya başladığını bile fark etmemişti. Göz yaşları yanaklarından süzülüp kurumuştu bile. Korumalar çıkarılırken kahkaha atan Hyunjin'e hayatını sonlandıracakmıș gibi baktı
Oyuncaktan sürünerek çıktılar. Hyunjin elleri ceplerinde etrafına bakınıp onlara döndü "Şimdi neye bineli-"
Hala daha Minho'ya tutunan Jeongin'i görmesi ile sustu. Küçük beden Minho'nun koluna yapışmış tirtir titrerken boşluğa bakıyordu ve ağlıyordu
Ama en önemli ayrıntı Minho'ya cidden yakın olmasıydı. Yüzleri arasında sadece birkaç santim olduğunun farkında değildi ikisi de
"Biraz soluklanabilir miyiz lütfen!?" Minho isyan ederek sorunca gülümseyip "Tabi" dedi Hyunjin. Ikisinin yanına ilerledi ve Jeongin'in Minho'ya tutunan ellerinin üzerine ellerini koyarak kendisine çekti onu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Day // HyunIn
FanficAşırı yakın temastan ve sosyalleșmekten korkan Jeongin yakışıklı bir çocuğa rezil olmuştu