0.8

7.5K 977 538
                                    

Dükkanın zili çaldı. Minho yavru kedilerle ilgilenirken başını kaldırıp içeri giren Hyunjin'e gülümseyerek baktı

"Hoş geldin~"

"Selam" tuhaf bir şekilde durgun görünüyordu Hyunjin. Fark etse bile çaktırmadı Minho. Kedileri geri yerlerine bırakırken konuşmaya başladı

"Kkami'ye yeni oyuncak mı alacaksın?"

"Hayır..." aslında gelmişken bir tane alabilirdi ama cüzdanını evde bırakmıştı. Boş gözlerle Minho'ya baktığında Minho soru sorarcasına başını yana eğdi

"Niye geldin o zaman?"

Biraz fazla direkt bir soruydu

"Imm...Mia'yı sahiplendirdin mi?"

"Evet"

"Ahh... Anlıyorum" ensesini kaşımaya başladı. Gözleri Minho'yla buluşamadı bir türlü

Minho en gıcık gülümsemesi ile sırıttı "Onu özledin mi?"

"Hayır... Sadece iyi mi diye merak ettim"

Gururla gülümsedi Minho. Hyunjin kedileri sevmezdi ve onun bir kedi için endişelenmesi Minho için zafer demekti. Kollarını önünde birleştirip sandalyesinde arkasına yaslandı

"Merak etme, Jeongin aldı kediyi. Oldukça iyi bakıyor"

Geldiğinden beri durgun görünen Hyunjin'in gözleri parladı bir anda "Jeongin mi?"

"Hı hı" başını sallayarak onayladı. Hyunjin merakla etrafına bakındı

"Jeongin nerede?"

"Hastalandı. Üç haftalık izin verdim, zaten sınav haftası da yaklaşıyor"

Duydukları ile üzüldü Hyunjin. Jeongin çok çelimsiz bir çocuk gibi görünüyordu zaten, hastalanması endişe vericiydi. Ayrıca Mia'yı görebileceği için mutlu olmuştu halbuki

Hyunjin'in yüzünün düştüğünü görünce sırıttı Minho

"Istersen adresini verebilirim"

Bir an konuşmak için atıldı Hyunjin. Ardından çekinerek sordu "Emin misin? Pek tanışmıyoruz yani, benden rahatsız olabilir. Hem ailesi?"

Sırıtışı daha çok büyüdü Minho'nun

"Jeongin tek başına yaşıyor ve neredeyse babasıyla bile görüşmüyor. Ayrıca arkadaşı yok"

Bağladığı kollarını açarak parmaklarını dalgalandırdı "Anlatabiliyor muyum? Sen, Jeongin ve boş bir ev~"

"Ve Mia" sevinçle güldü Hyunjin

"Gerizekalı" onu boydan süzüp gözlerini devirdi "Odaklanman gereken nokta orası değildi"

"Her neyse! Adresini verir misin?"

Telefonunu çıkardı cebinden. Rehberden yeni kişi oluşturu seçip Hyunjin'e uzattı. Hyunjin'in tek kaşı havalanırken çok bilmiş bir edayla konuşmaya başladı Minho

"Jisung'un numarası lütfen"

"Hyung!! Sana veremem demiştim!"

Tırnaklarını incelerken "Ah öyle mi?" dedi Minho. Baygın gözlerle bakıp şirin bir edayla "Çok yazık" diye ekledi

"Şansa bak, Jeongin'de 3 hafta olmayacak. O ev kuşu hiç dışarı da çıkmıyor ki!"

Hyunjin yalvararak masanın üstünden Minho'ya uzandı "Hyung, lütfen~!"

"Beni ilgilendirmiyor, Hyunjin"

"Off!"

Pes ederek sinirle ona baktı. Daha fazla sabredemeyeceğinden emindi. Defalarca kez aynı konuşmayı yaşamışlardı. Telefonunu çıkarıp Minho'nun telefonunu da eline aldı. Jisung'un numarasını Minho'ya kaydedip ona verdi

Numarayı görünce sevinçle güldü Minho. Gözleri parlarken Hyunjin'in saçlarını karıştırdı. Sinirli gözlerle onu inceleyen Hyunjin'i görmezden gelip küçük bir kağıda adresi yazdı

__________________

Bilmem kaçıncı kez hapşırıp burnunu çekti Jeongin. Peçetesine uzanıp burnunu sildi. Yorgunluktan baygın bakan gözleri bile ne kadar halsiz olduğunu gösteriyordu

Gözlerini ovup burnunu bir kez daha çekti. Eline kalemini alırken önündeki test kitabının neredeyse bütün sayfasını kaplayan bir soru ile bakıştı

Soruya baktıkça görüşünü kaybediyordu sanki. Başının döndüğünü hissetti. Yazılanları okuyamıyordu bile

Birden çalan kapı ile başını kaldırdı. Etrafına sardığı yorganın arasından çıkıp kapıya ilerledi. Onun evine gelebilecek birisi bile yoktu. Kim olabilirdi ki?

Kapıya ilerkerken koridorun girişindeki dolabın raflarının birisine uzanmış olan Mia'nın tüylerini okşadı. Kapıyı açtığında Hyunjin'i görmek ise beklediği en son şeydi

"Hyung?"

"Se-Selam..." Basitçe elini salladı Hyunjin. Jeongin başıyla selam verip bir şey söylemesi için bekledi

Hyunjin aklına gelen ilk yalanı uyduruverdi

"Minho Hyung senin için çok endişelenmiș ama dükkanı bırakıp gelemeyeceği için sana benim bakmamı istedi"

Utanarak başını eğdi Jeongin "Gerek yo-"

Jeongin'in reddedeceğini anlayınca hemen araya girdi Hyunjin "Ben de belki gelmişken Mia'yı görürüm diye düşünmüştüm"

Beklenti ile Jeongin'e baktı. Jeongin uyuyan Mia'ya kısa bir bakış attıktan sonra utana sıkıla kapıyı sonuna kadar araladı

"Şey... Teşekkür ederim"

Autumn Day // HyunInHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin