Zil sesiyle beraber koşarak kapıya gitti Jeongin. Gülümseyen yüzüyle kapıyı açıp hyunglarına sarıldı çabucak. Fazlasıyla heyecanlıydı çünkü bugün Hyunjin, Minho ve Jisung onda kalacaktı. Hayatında ilk defa böyle bir şey yapacağı için heyecanlıydı, çok da mutluydu.
Çantalarını Jeongin'in yatak odasına bırakıp oturum odasına yerleștiler. Klasik sohbetler dönerken Minho Jisung'u kedi gibi kucağına yatırmış saçlarıyla oynuyordu. Hyunjin ve Jeongin ise aynı koltukta farklı taraflara çekilmişlerdi.
Minho ve Jisung ortak bir tanıdıkları hakkında konuşmaya başlayınca "Yiyecekleri getireyim ben" diye ayağa kalktı Jeongin. Hyunjin'in "Yardım edeyim" diyerek ayağa fırlaması da çok uzun sürmemişti.
Birlikte mutfağa gidip hazırlık yapmaya başladılar. Dolaptan tabak çıkarırken "Görüşmeyeli nasılsın Hyung?" diye sordu Jeongin. Klasik cevapları sevmezdi ikisi de. Hyunjin'in iyi deyip geçmeyeceğini biliyordu.
"Berbat" gülerek yiyecekleri paketlerinden çıkardı "Bütün günüm Jisung'un aşk hayatını dinleyerek geçiyor"
Gülümserken "Benim de Minho Hyung'unkini dinlerken" dedi Jeongin. Ikisi de aynı ilişkiyi dinliyordu ve ikisi de onların yerine bıkmıştı.
Sessiz kalan Hyunjin'e kaçamak bir bakış attı. İçinden onun aşk hayatını sormak gelmişti ama bunu soramayacak kadar utangaç hissediyordu.
Birlikte içeri girip koltuklara yerleștiler. Uzun koltuğa yayılan iki sevgiliden Jisung'un bacağına vurup toparlanmasını sağlarken Jeongin'in yanına kuruldu Hyunjin. Gıcık bir bakış atıp "Aşkınızı gizli yaşayın biraz!" diye sitem etti.
Gözlerini devirip "Hiç değilse senin gibi kendi içimizde yaşamıyoruz" dedi Minho. Hyunjin gözlerini büyütüp ona susmasını işaret etti ama Jeongin duymuştu bile.
"Ne?"
Arkasını dönüp gülerek "Hiçbir şey" dedi Hyunjin "Minho Hyung yine kafasına göre bir şeyler uyduruyor"
"Uydurmakta çok haklı" diye sevgilisine destek çıktı Jisung "Okuldaki bütün kızlar sana yürüyor resmen"
Yanakları kızarırken açıklama yapmak için Jeongin'e döndü ama Jisung'un sözüyle başlayamadan kaldı o iș "Geçen gün bir kız grubundan üç kız birbirinden habersiz gelip çocuğa teklif etti. Reddedildim diye birbirlerine ağlamaya gidince hepsi Hyunjin'i sevdiklerini öğrendi"
"Offf" zevkle gülümsedi Minho "Ne kavga çıkmıştır şimdi. Onu izlemek vardı."
"Muazzamdı!" kavgayı en önden izleyen Jisung hemen anlatmaya, kopan avuç avuç saçları söylemeye başladı. Minho kahkaha atarken Jeongin Hyunjin'e bakıyordu.
Doğru ya...
Hyunjin çok popülerdi. Ayrıca harika bir kişiliği vardı. Uzun boylu, çalışkan, yardımsever, yakışıklı ve çekici birisiydi.
Jeongin'le pek alakası yok gibiydi yani. Jeongin'in okulda adını bilen bile çıkmayabiliyordu bazen. Kimse onunla muhatap olmazdı.
"Yeji'yi hatırlıyor musun?" Jisung Minho'ya sorunca başını sallayarak onayladı Minho "Geçen ay Hyunjin'e açıldı. Bu gerizekalı da gitti okulun en güzel hatununu reddetti"
"Bundan neden bahsediyorsun!?"
"Kes" Yanakları kıpkırmızı olan Hyunjin'e uzandığı yerden tekme attı Jisung ama Minho'nun da onun kafasına vurmasıyla durdu.
"Demek okuldaki en güzel hatun..."
Hemen yerinde doğrulup Minho'ya sırnaștı Jisung "Okulun en güzeli dedim aşkım. Sen bizim okulda olsan bakan bir daha dönüp bakmaz çünkü zaten gözlerini senden alamaz"
İkna olmamış gibi sırıtan Minho'ya tekrar yavșayıp istediği öpücükleri kazandı Jisung. Islak sesler odayı doldururken Hyunjin yüzünü buruşturup yastık fırlatmıştı onlara.
Özeniyordu Jeongin.
Öpüşmenin verdiği hissi öyle merak ediyordu ki bir gün birisinin üzerine atlar diye korkuyordu resmen.
Ama istediği şey herhangi birisi ile öpüşmek değildi. Hyunjin'i istiyordu o. Belki başkası olsaydı bu kadar ilgisini çekmezdi bu konu ama Hyunjin'in resmen onu çağırıyormuș gibi dolgun, pembe ve öpülesi duran dudakları Jeongin'i çok zor bir duruma sokuyordu.
Kaçamak bakışlar ile Hyunjin'i süzdü. Böyle harika birisinin sevgilisi olmalıydı bence. Neden herkesi reddetmişti ki?
Sebebi ne olursa olsun Jeongin tuhaf hissediyordu. İçindeki hissin adını biliyordu ama kabullenmek istemedi. O Hyunjin'e aşık falan değildi sonuçta değil mi? Hyunjin onun sevgi dolu abisiydi ve iyileșmesi için Jeongin'e yardım etmişti ve Jeongin ise...
Jeongin ise onu öptüğünün hayalini kuruyordu...
Yanakları kızardı. Kalbindeki aşırı hızlanmaya anlam yükleyemezken televizyona ilerleyip izleyecekleri filmi açtı hemen. Filmi Minho seçmişti ve gay filmi olduğunu yarım saat sonra anca fark edebilmişti Jeongin. Sinirle Minho'ya baktı ama hiçbir şey diyemedi. Hemen arkasında oturan Hyunjin ile göz göze geldi sadece.
"Sorun ne?"
Jeongin'e iyice yanaşıp sordu Hyunjin. "Minho Hyung gay filmi açtığından bahsetmemiști" dedi Jeongin. Küçük ve sinirli bir çocuk gibiydi.
Panikledi Hyunjin. Bir an içini korku kapladı ve aklındakini direkt dile getirdi "Homofobik misin?" Jeongin gözlerine bakınca toparlamak isteyerek "Yani rahatsız olduysan eğer kapatabiliriz filmi" dedi.
"Değilim. Sadece..." Hyunjin'le daha fazla göz teması kuramayıp bakışlarını kaçırdı "Sorun değil, izlerim. Boşver"
Jeongin önüne dönünce Hyunjin de üstelemedi. Sessizce filmi izledi ve öpüşme sahnesi geldiğini görünce yavaşça yutkundu.
Hyunjin sakin kalmaya çalışıp başararak sadece bir film dedi kendi kendine. Ancak hemen önünde oturan Jeongin ekrana bakakalmıștı. Bilinçsizce hayal kuruyordu. Başrolün sevdiği adamı öptüğü gibi Hyunjin'in de onu öpmesini istiyordu.
Neler düşünüyordu o böyle? Kendi kendine kızıp utanarak elleriyle yüzünü kapattı. Sahneden utandığını düşünerek gülümsedi Hyunjin. Gerçeklerden haberi yoktu tabi.
Sonunda filmi bitirebildiklerinde sohbet etmeye başladılar. Saatlerce konuşup kahkaha attılar, saatin 3'e yaklaştığını fark etmediler bile. Sevdikleri arkadaşları ile sohbet edip istedikleri kadar yiyeceği yumuşak yastıklara kurulmuș yerken her şey mükemmeldi elbetteki. Uykusu gelen olsa bile bozmak istememiști ama her şeyin bir sonu vardı.
Minho'nun göğsüne sarılırken "Biz burada uyuruz" dedi Jisung. Hemen olaya el atıp "Siz ikiniz birlikte Jeongin'in yatağında uyuyun" dedi Minho da. Jeongin'in arkasındaki Hyunjin ona gözleriyle ölüm tehditleri yolluyordu ki "Olur!" dedi Jeongin. Heyecanla Hyunjin'e dönüp "Senin için sorun olur mu?" diye sordu.
Sorun mu? Bunu Hyunjin'in Jeongin'e sorması gerekiyordu aslında...
"Olmaz" şirince gülümseyip Jeongin'e yardım etti. Minho ve Jisung için uyuyacak yer hazırlayıp kendi odalarına çekildiler. Üstünü değiştirmek için banyoya gitti Hyunjin.
Aynadan kendisini kontrol edip saçlarını düzeltti ve yüzünü tokatlayıp gözlerini ovaladı. Jeongin'in yanındayken sakin kalmak çok zor geliyordu.
Yatağa yerleşmiş telefona bakan Jeongin'i gördükten sonra daha çok gerildi. Bütün geceyi onunla geçirecekti ve aşırı yakın olacaklardı. Rolleri değişmişlerdi sanki. Artık Hyunjin temastan korkuyordu.
Hyunjin'i görünce telefonunu bıraktı hemen Jeongin. Işığı kapatıp yanına uzanan abisinin ay ışığıyla aydınlanan yakışıklı yüzünü seyretti. Yastığa başını koyar koymaz "İyi geceler" dedi Hyunjin. Bu geceyi en kolay uyuyarak ve konuşmayarak geçirirdi.
"İyi geceler Hyung"
__________________
Sonraki bölüm final♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Day // HyunIn
FanfictionAşırı yakın temastan ve sosyalleșmekten korkan Jeongin yakışıklı bir çocuğa rezil olmuştu