İyi okumalar.
Gösteriden sonraki haftanın tuhaf yanı prova olmamasıydı.
Provalar yoktu, normal bir okul haftasıydı ama aynı zamanda normal bir okul haftası gibi hissettirmiyordu. Hiçbir zaman hissettirmez. İlk üç günkü gösteriler gayet iyi geçti. En iyisi pazar günü olan üçüncü gösteriydi. Gösteri aşırı iyi oldu, herkes aşırı gaza geldi ve gösteri bittikten sonra hep birlikte "Oklahoma" şarkısını söyledik. Maeda biraz bağırdı ama buna değdi.
Mina'ya sonraki hafta takılacağımıza söz verdim. Çarşamba okuldan sonra Mina'nın evinde buluştuk. Ödüllerimi yapmak için malzemelerimi yanımda getirdim ve kesme-yapıştırma-boyama işinde bana yardım etmek isteyip istemeyeceğini sordum. Tamam dedi ve bu yüzden çarşamba okuldan sonra oturmuş kovboy şapkaları, çizmeleri ve hatta birkaç da at boyayıp, kesiyorduk.
"Ee, nasıl gidiyor?" Mina sordu. İkimiz de sessizdik, K-Pop olduğunu düşündüğüm bir şey dinliyorduk. Bir süredir İNANILMAZ K-Pop takıntılısı.
"İyi," dedim ve ciddiydim de. İşler bir süredir iyi gidiyordu.
"Toga seni rahat bırakıyor mu?"
"Evet. Pek kimseyle konuştuğunu zannetmiyorum."
"Güzel."
"Aslında biraz kötü hissettim."
"Hissetme."
Gülümseyerek kafamı salladım. "Sende işler nasıl?"
Omuz silkti. "İyi."
Neden bana dik dik baktığını sormak istedim ama sanırım Bakugou'ya bakıyordu. Mina ne zaman onu görse pis pis sırıtıyordu, Bakugou da her seferinde daha gıcık olmuş gözüküyordu. Aynı anda hem komik hem de korkutucuydu. "Bakugou'ya ne yapıyorsun?"
Sırıttı. "Hoşlandığı biri olduğunu fark ettim. Eğleniyorum."
"Ne?" Sordum. Ona sırıttım ama kalbim hızla atıyordu. "Kim?"
Kafasını salladı. "Hayır. Söylemem. Beni cidden öldürür ya da şeyi söyle-" Birden sustu.
Gülümsemem genişledi. "Mina, birinden mi hoşlanıyorsun?"
Başını eğdi ve önündeki kovboy şapkasını daha bastırarak boyamaya başladı. "Ne? Hoşlanmak? Ben? Hayır, asla."
Saklamakta çok kötüydü. Tahmin yürüttüm. "Sero mu?"
Yüzü anında kızardı ve resmen itiraf etmiş olsa da karşı çıkacakmış gibi hissettim. "O kadar belli mi?" Mırıldandı.
"Yok be," onu rahatlattım. "Sen söylemesen hayatta fark etmezdim."
Rahatlayarak içini çekti. "Oh, iyi."
"Ona söylemelisin. Siz ikiniz hoş bir çift olursunuz."
Başını salladı ama gülümsedi. "Teşekkürler ama... Şu an arkadaşlıkla iyiyim. Henüz ondan cidden hoşlanıyor muyum yoksa onu sadece çekici mi buluyorum emin değilim."
"Hey, eğer sen iyiysen ben de iyiyim." Gülümsemesi daha da büyüdü ve demin elinden düşürdüğü kalemi geri aldı. "Hey, sana bir şey sorabilir miyim?"
"Yolla gelsin."
"Monoma'yla olayın ne? Ben ve Kaminari dik dik ona baktığını fark ettik ve normalde biz böyle şeyleri fark etmeyiz."
"Oh, şey..." Makas aldı ve kesmeye başladı. "Bizim sınıfla dalga geçtiğini biliyorsun? Eline geçeni kullanıyor ve Sero'dan hoşlanabileceğimi fark ettiğimde bunu ağzımdan kaçırdım ve o da yanımdaymış. Bunu kullanacağını düşündüm ama... hiçbir şey söylemedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirishima Against the Perks of Closet Living
Fiksi PenggemarBu hikaye tamamen RedHeadFireBread'e aittir, ben sadece Türkçe çevirisini yapıyorum. Kapak tasarımı bana aittir. İyi okumalar. Kirishima'nın hayatı baya normaldi: Okula gidiyor, onu seven bir ailesi ve harika arkadaşları vardı. UA Lisesi'ne giden s...