Yağmur damlaları toprakla buluşurken saat 00.00'ı gösteriyordu. Genç kız, arabasındaki son koliyi çıkartırken içine gecenin hüznü çökmüştü. Yaşayacağı eve uzaktan baktı, içinde bulunduğu bilinmezlikle olduğu yerde dikilirken yağmur şiddetini arttırmıştı. Evine giden patika yolda ilerlemeye başladığında, günün yorgunluğunu üzerinde hissediyordu. Tek isteği bir an önce evine girip, sıcak bir kahveyle kendini ödüllendirmekti. Kapıyı açmak için koliyi yere bıraktı.Cebindeki anahtarı çıkarıp kapıya uzandı. Birkaç başarısız denemesinden sonra söylenerek tekrar denedi fakat zifiri karanlık her fırsatta buna engel oluyordu. Telefonunun ışığını açmak için cebinden çıkardı. Zayıf ışık karanlığı bıçak gibi keserken ilk olarak açık kolinin içini aydınlattı.
En üstte duran çerçeve dikkatini dağıttığında, kaşlarını çattı. Kendi elleriyle hazırladığı kolide, bu tarz bir şey olmadığına emindi. Çerçeveyi merakla eline aldı. Gözleri fotoğrafla buluştuğunda, beyni çoktan hatıralara dalmış, odak noktası fotoğraftan çok zihnindekilere kaymıştı. Uzun bir süre daha hatıralarda boğuştuğunda kafasını şiddetle salladı. Geçmişi hatırlamak, ona bir şey katmayacağı gibi ondan bir şeyler koparacağını düşünüyordu. Daha fazla bakmak istemeyerek ters çevirdi. Gözleri, arkasına yapıştırılmış ufak mavi kağıttaki yazılara dokunduğunda dudakları aralanarak yazıları okudu.
''Sende neler hissettirdiğini biliyorum, fakat geçmişinden kaçamazsın. Olurda bir gün bakmak istersin diye buraya bırakıyorum.''
Ufak kağıdı buruşturup cebine sokarken, hızlıca kapıyı açıp kendini içeri attı. Elindeki koliyi bilinçsizce savurduğunda, kırılan eşyaların sesi net bir şekilde kulağına gelmişti.
Üzerindeki yağmurluğu çıkarıp kanepenin üzerine attı. Anılar yük olup omuzlarına binmiş hissediyordu. Adımlarını mutfağa yönlendirdi. Kahvesini hazırlarken her hareketi şiddetliydi.
Çıkan her şiddetli seste sinirini biraz daha yatıştırmış gibi hissediyordu. Siyah kupasına kahveyi dikkatsizce döktükten sonra kendisine yabancı koridorda ilerledi. Yeşilin her tonuna sahip bahçesindeki salıncağa oturdu. Kahvesinden bir yudum alıp, kupayı kenara bıraktı.
Yağan yağmur, ruhunu okşarken kendini daha iyi hissediyordu. Zihninde biriken anıları kovalamaktan sıkılmıştı. Yorgun gözlerini gökyüzüne çevirdi. Kendisine verdiği sözü tutmakta zorlansa da bir kereliğine bunu esnetebilirdi. Gözlerini sıkıca yumduktan sonra kendisini inandırmak istercesine fısıldadı.
''Son kez yüzleş geçmişinle'' deyip zihninin en derinlerine sakladığı anılara daldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞ
Teen Fiction''Sana cenneti yaşatmak için, seni cehenneme ittim.'' Kafamı gökyüzüne kaldırdım. Bir damla yaş süzüldü kirpiklerime. ''Seni her gün mutlu etmek için, bir gün üzdüm.'' Kirpiklerimden akan damla, yüzüme bir yol çizerken hayal kırıklığının esiriydim. ...