On bir

1K 113 65
                                    

"O az önce gitti, efendim," diye cevap verdi Felix. Ona baktığımda başını iki yana salladı.

"Anladım," derken tepsiyi masama bıraktı. "Siz yiyin, biz aşağıdayız."

"Teşekkür ederiz, anne."

Annem gülümsedi ve odadan çıktı. O gidince de ben hemen Felix'e döndüm. "Anlat."

"Neyi?" Oyun oynadığı kesindi. Sinirlendiğimi belirten gözlerimi ve sıktığım yumrukları görünce derin bir nefes verdi. "Tamam, tamam, işin sırrı illüzyondu."

"Nasıl yaptın? Çok gerçekçiydi!" Kafa karışıklığımı gidermek öyle zordu ki... "Yoksa başka biri kostüm mü giydi?"

"Hayır, tabii ki. Kızıl Tilki illüzyon yaptı." Göz kırptığında jetonum yeni düşmüştü. "Onun gücü sayesinde yaptık."

"Öyle söylesene," dedim yeni uyandığımı belli ederek. "Ben de bir an-"

"Eski Kara Kedi'nin döndüğünü sanmadın gerçekten, değil mi? İki tane kedi mucizesi olamaz sonuçta."

Bir anda omuzlarım düştü. Bunu bilmeme rağmen ne diye üzüldüğümü bile bilmiyordum. "Hayır," dedim en soğuk sesimle. "Tabii ki öyle bir şey düşünmedim."

Bakışları ciddileşti ve bana yaklaştı. "Dur bakalım, sen bozuldun mu?" Başımı iki yana salladım. "Kara Kedi'nin dönmesini mi isterdin?"

"Hayır dedim ya," dedim. Sesim titrek çıkmıştı. "Neyse, boş verelim bunu."

"Marinette..."

"İyiyim ben, bir şeyim yok."

"Gözlerin öyle demiyor ama." Bunu dediğinde, kendimden şüphelenip ağlayıp ağlamadığımı kontrol ettim, gözyaşı yoktu.

"Gözlerin kızarmış." Başımı yine iyi yana salladığımda gözlerini kıstı, "Marinette, dürüst ol."

Duraksadım. Neydi ki doğru olan? Hangi konuda dürüst olmam gerekiyordu ki? Sadece... Sadece onu yanımda istemiştim ama sözünü tutmamıştı. "Kırgınım, anlıyor musun?" dedim boğazımdaki yumrudan kurtulurmuşçasına.

"Ne için?" Bir psikolog gibi sormuştu bunu. Şaka içermeyen, ciddi ve olgun bir ses tonu vardı.

"Sözünü... Sözünü tutmadı." diyebildim zar zor. "Hep benimle kalacaktı ama gitti. Yine de ona zaman tanıdım ve geleceğini sandım. Geri dönecekti ama dönmedi. Onu yanımda istiyordum sadece."

"Peki ne gelir elinden şu durumda?"

"Hiçbir şey. Elimden... Hiçbir şey gelmiyor. Sadece o gelsin istiyorum ama hiçbir şey yapamam ki bunun için."

Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarım yanaklarımı ıslattığında Felix, bir tanesini parmağıyla sildi ve bana yaklaşıp kollarını açtı. Onay ister gibiydi. Aniden ona sarıldım ve sessizce ağladım. Odam, derin sessizliğe gömüldü.

O sessizliği, bir süre sonra Felix bozdu. "Sana doğum gününde verdiğim hediye ondandı." Duraksadım ve geri çekildim. Şok olmuş şekilde ona bakıyorken o ise gülümsedi. "Emin ol, o gelecek."

***

Yemeği bitirdiğimizde tepsiyi kenara koyduk ve ağlamam kesilince çıkmış olduğumuz terastan indik. Tepsiyi anneme götürürken Felix'i de uğurladım. O sırada bile sözcükleri kulağımda çınlıyordu.

"Sana doğum gününde verdiğim hediye ondandı."

"Emin ol, o gelecek."

Umarım gerçekten de geri gelir. Ne olursa olsun onu affetmeye hazırdım, tabii geçerli bir mazereti varsa!

***


Adımlarımı hızlandırarak sınıfın kapısına ulaştım ve kapıyı nazikçe çalarak içeri girdim. "Gelebilir miyim?" diye sordum yavaşça.

"Sen, Adrien'dın değil mi? Yeni öğrenci." Bu, sınıf öğretmeni olmalıydı, Bayan Bustier.

"Evet, efendim." Öğretmenin onayını alınca içeriye birkaç adım daha attım. Sınıfa göz gezdirdim, Felix'i gördüğümde gülümsedim. Yanında da siyah saçlı bir kız vardı.

"Kendini tanıtır mısın bize, Adrien?"

Başımla onayladım. "Ben Adrien Agreste. Babam ünlü moda tasarımcısı Gabriel Agreste. Babamın iş nedeniyle bir süredir Londra'daydım, Londra'dan yeni geldim. Ayrıca Felix'in de kuzeniyim." Felix güldü ve göz kırptı. Bayan Bustier'in izniyle boş bulduğum ilk yere oturdum. Yani siyah saçlı kızla Felix'in arka sırasına...

İlk ders kaldığı yerden devam ederken tüm dikkatimle dinledim. Teneffüste ise hemen Felix'e seslendim ve arkasını dönmesini sağladım. Daha önce de Fransa'da başka bir okula gidiyordum ama onun isteği üzerine bu okula gelmiştim.

"N'aber kuzen?" diyerek sırıttığında sırtına yavaş bir şaplak indirdim. Gerçekten çok acımış gibi kaşlarını kaldırdı ve eliyle sırtını sıvazlamaya çalıştı. "Acıdı, bunu neden yapıyorsun?"

Ben ona inanmayan bakışlar atarken aniden Felix'in yanındaki kız konuştu. "İyisin, değil mi, Felix? Bir şeyin yok ya?" Bu fazla nezaket de nereden geliyordu, hem de Felix'e?

Felix'e, bu kızın kim olduğunu sorarcağına kaş göz yaparken kız tekrar konuştu. "Ah, üzgünüm, tanışmadık değil mi? Ben Marinette." Memnun olduğumu belirten mırıltılar çıkardım ve sustum. Derin sessizlikten farketmiş olacak ki, bizi yalnız bırakması gerektiğini anlamıştı. "Ben kantine iniyordum, unutmuşum, bir şey ister misiniz?"

"Bana bir çikolata alır mısın?" diye sahte kibarlığını konuşturdu Felix.

Marinette onaylayıp gittiğinde hemen konuşmaya koyuldum. "Uğurböceği'ne hediyeyi verdin, değil mi?" diye fısıldadım. Evde de defalarca sorduğum halde 'Bizim okula nakil aldırana kadar bilgi yok,' diye ısrar etmişti.

"Tabiki verdim. Senden geldiğini de söyledim. Hâlâ geleceğini düşünüyor."

"Ortam iyi diyorsun yani?"

"Evet, öyle diyorum ama biraz zamana ihtiyaç var bence."

Garip garip ona baktım, nedenini sorarcasına. Nitekim daha sonra sordum da zaten, "Neden?"

"Of, Adrien, sular durulsun biraz, değil mi?" Dediğine hak versem de bir sorun vardı.

"Peki, Kara Kedi ne olacak?"

Bir süre ondan cevap beklesem de sadece sırıttığını gördüğümde, korkum, gün yüzüne vurdu. "Hayır, sen ciddi olamazsın."

"Oldukça ciddiyim," diye bir de dalga geçmez mi!

***

Genç kız, birkaç gün aradan sonra gelen akuma saldırısının farkına varıp dönüştü ve hızlıca olay yerine vardı. Bir süre, akumalının zayıf noktasını anlamaya uğraştı.

Yoyosuyla akumalıyı sardı. "Kedi, sen-" Duraksadı. O yalnızdı, "Doğru ya, en son mucize ondan alındı." Yoyosunu akumalının üzerinden geri çekti, planı tek başına bir işe yaramazdı. "Peki ya şimdi ne yapacağım?"

Uğurböceği, aynı anda hem düşünceleriyle boğuşurken hem de akumalıyla savaşıyordu. Kendine yardımcı mı seçseydi? Kara Kedi olmadan çok zor oluyordu.

Onu düşüncelerinden ayıran ses, kalın, şakacı tavrıyla bir erkek sesiydi. "Akumalıyı durdurmaya ne dersin?"


SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin