Uğurböceği, telefonuna gelen acil çağrı ile Kedi'nin yanına gitmişti. Daha doğrusu kendisini çağıran Kara Kedi, henüz ortalıklarda yoktu. "Ah, nerede bu Kedi?"
"Beni mi arıyordun?" Arkasında durup gözlerini kapatan kişi, şüphesiz sevgilisiydi.
Dalga geçmekle yetindi genç kız, "Sevgilimi bekliyordum, seni değil."
Kaşlarını çattı Kedi, ellerini aşağı düşerken önüne geçti, "Bu da ne demek?"
Uğurböceği'nin gülüşü, onu kendine getirmişti. Kızın dalga geçtiğini anlamıştı. Birden tek kolunu onun beline atarak onu kendine çekti, "Benimle dalga mı geçiyorsun sen?"
Aniden Kara Kedi'ye çekilmesiyle şaşıran Uğurböceği hafif kızardı, Kedi'nin kendisinden intikam aldığının farkına vardı. "Bilmem, öyle mi yapıyorum," dedi en şirin haliyle, parmağı da onun yanağında gezerken.
Kedi güldü ve onu yanağından öptü. "Sana her şeyi anlatmaya geldim, Leydim."
Genç kız tekrardan aşık olmuş gibi hissetti, 'Leydim' lafını bu uzun aradan sonra her duyuşunda kalbi hızlanıyordu artık, bu laf hiç bu kadar güzel gelmiyordu kulaklarına önceden.
Kedi, çatıda oturma pozisyonunu alırken yanını işaret etti eliyle. Uğurböceği de onun yanına oturduğumda başladı anlatmaya, "Mucizem çalınmıştı."
Eyfel Kulesi'ne çevirdi bakışlarını ve devam etti, "O gün babamın iş seyahati yüzünden yurt dışına gidecektim ve yüzüğü Usta'ya vermek üzere kutuda sakladım. Plagg ile vedalaştım ama seninle vedalaşmaya vaktim olmadı, her şey bir anda gerçekleşmişti. Ertesi gün, yurt dışına gitmeden önce yüzüğün olmadığını farkettim ancak vaktim olmadığı için bir şey yapamadım."
Uğurböceği'nin bakışları yumuşadı, dudakları da büzülmüştü. Her zaman, olanların bir sebebi olduğunu biliyordu.
"Bir süre sonra Felix ile karşılaştım ve ondan yardım istedim, benim önceden arkadaşımdı. Daha sonrasını o halletti. Onun sayesinde buradayım."
Genç kız güldü, "İyi iz sürmüş gibi görünüyor, kimliğimi bile öğrenmiş."
"Ben bile öğrenemedim," diye gözlerini kıstı Kara Kedi.
"Pekala, hikayenin şaşırtıcı yani ise Felix ile önceden arkadaş olmana rağmen yurt dışında karşılaşman. Ayrıca ünlü model Adrien Agreste yurt dışından geldikten bir süre sonra göreve dönmen."
Kara Kedi'nin gözleri açıldı, "Hm?"
"Nasıl bildiğimi sorma ama sen geri gelmeden bir süre önce Adrien Agreste de ülkesine döndü, ayrıca Felix de önceden yurt dışında yaşıyordu ve vay canına Felix ve Adrien da kuzen." Kedi şaşkınlıkla bakarken devam etti, "Unuttun galiba, Uğurböceği her şeyi bilir."
"Miyav," dedi Kara Kedi hayranlıkla bakarken. Uğurböceği'ne yaklaştı, "Peki bunun karşılığında ben de senin kimliğini öğrenemez miyim, Leydim?"
Genç kız uzaklaştı ve ayağa kalktı, "Bilemiyorum, ben kendim bulduğuma göre, senin de kendin bulman gerekiyor. Ayrıca mümkünse Adrien halinle yanıma uğrama, kimliğini diğerlerine de açık etmen, kötü adamlar için bir süper şansa dönüşür." Kara Kedi onun peşinden ayağa kalkarken devam etti, "Ayrıca sana bir ipucu, cevabı uzaklarda arama."
Genç kız göz kırpıp oradan ayrılırken Kara Kedi yine hayran bakışlarından birini takındı yüzüne, "Bu kız bir harika."
***
Adımlarını hızlandırdı, geç kalmıştı. Adrien ile sözleştikleri gün akuma yüzünden ertelenmişti ve şimdi işleri hızlandırmalıydı. Bankta Adrien'ı gördüğünde gergince gülümsedi.
Onun yanına oturdu, "Geciktim mi? Çok üzgünüm!"
"Hey, sorun değil, yeni gelmiştim," diye gülümsedi Adrien. O sırada Marinette'i inceliyordu; Uğurböceği'nin gözleri ile Marinette'in gözleri tamamen aynı görünüyordu.
Adrien'ın aklına zekice bir plan gelmişti.
Marinette eskiz defterindeki tasarımları gösterirken bir kısmını da tamamladığını ve denenmeye hazır olduğunu belirtiyordu. O sırada Adrien hafifçe yaklaştı, tasarımı inceliyormuş gibi yaparken Marinette'e oldukça yakın duruyordu.
Marinette yutkundu, onun gerçek kimliğini bilmek, sakinleşmesini oldukça zorlaştırıyordu.
"Bunu beğendim," dedi Adrien kırmızı tasarımı işaret ederken. Marinette'in kızardığını görünce sırıttı. Onun Uğurböceği olduğu düşüncesi, artık tüm zihnini kaplamıştı.
Marinette biraz uzaklaştı sakince, derin bir nefes verdi. "O halde bunu baş tasarım olarak ayarlayabilirim defilede. Modelsin sonuçta, beğendiklerin önemli," dedi gülümsemeye çalışarak.
Adrien belli etmeden yüzünü hemen yakınlaştırdı konumunu değiştirmeden, "Aslında biliyor musun, hepsini beğendim." Marinette sakin kalmaya çalışırken Adrien devam etti, "Oh, sorun ne, Leydim?"
Marinette duraksadı, Leydim mi?
Sarışın oğlan ondan uzaklaşıp bankta arkasına doğru yaslanırken kafasını da geriye attı, gökyüzünü inceledi.
Marinette ona baktı, Adrien, onun gözünde aşırı havalı görünüyordu o an. "Ne," diye sordu ikinci kez yutkunurken.
Adrien sırıttı ve ona döndü, "Yoksa beni aptal mı sanmıştın, Leydim?"
Marinette artık bir kaçışının olmadığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade
Fanfiction"Seni kaybettiğimi düşündüğüm an tarif edilemezdi, seni çok özledim." -xing, 2019