미안해/ SORRY ~~TaeKook ✔

🌹33🥀

Merhaba

Sözümü tutamadığım için üzgünüm. Ama sebebim var.

İyi okumalar 💜

Saatler akıp gidiyordu fakat çok durgundu. 2 saattir burada dikiliyor ve gelenlerle konuşup selamlaşıyorduk. "Jungkook" aniden duyduğum sesle zıpladım. Korkmuştum . "Canım sıkıldı benim ya." demişti. Bebek gibiydi şu an. Kucağımdaki oğluma bakarak kapıya doğru ilerledim. Taehyung arkamdan seslenerek geliyordu. Aniden önüme çıkan Prens JiaJun ile durdum. "Prensim erkenden nereye?"

"Büyükler için erken olabilir ama maalesef Yeonjun için erken değil. Kucağımda uyuyacak birazdan. Odamıza gitmek zorundayız." dediğimde cevabını beklemeden hızlıca yanından geçmiş ve kapıdan dışarı çıkmıştın. Ay bu çocuk çok yapışkan.

Oğlum asla yemeğini yemeden uyumazdı. Hemen çıkıp yedirmeliydim yoksa uyursa bir kaç saate huysuzlanıp uyanıcak. "Jungkook bir şey mi oldu? " dedi. Başımı salladım ve odamızın kapısını açarak içeri girdim.  Içeri girdiğimizde arkamı döndüm ve Taehyung'a uzattım oğlumuzu. "İki dakika tut üstümü değiştireceğim." demiştim. Bu kıyafetlerle yediremem maalesef.

Hızla yatağın yanındaki çantamı açtım. Bunlarda neydi ya? Bunlar aşırı açık kıyafetlerdi. Uzun olması gerekmez mi ya bunların? Yarısı nerde.
Üç gece kalmayacağız ki? Neden 3 ayrı kıyafet vardı? Yoksa... Yok artık yani Taehyung ile sevişeceğimizi mi düşündüler? Ha! Komikler! Cidden çok komik. İçinden bir tanesini alarak banyonun olduğu yere gittim. Taehyung'un yanında üstümü değiştirecek değilim ya.

Bu giydiğim gecelikle bari oğlumuda rahatlıkla yedirebilirim. Hızla giyinerek banyodan çıktım. Yatakta oğlumla konuşan Taehyung kalbime iyi değildi. Hiç bir türlü. Çok tatlıydı. Fazlasıyla. Bu görüntüyü aylar önce görmek istiyordum. Sadece doğum yaptıktan sonra bu kadar ilgili görmüştüm. Sonrası zaten berbattı. "Jungkook bu sürekli elimi ağzına götürüyor. Neden?" demişti güler gibi. Zaten gülüyordu. Güldüm. Bazen yumuşak olsam bir şey olur muydu?

Gülerek yanına adımladım ve tam önünde durdum. "Karnı acıktı da ondan." dedim ve eğilerek Yeonjun'un burnunu elledim. "Babanın parmağı ısırılmaz oğlum." dedim gülerek. Taehyung'a baktığımda beni süzüyordu. Güldüm ve Yeonjun'u kucağından aldım.  "Seninle barışmam için elinden gelenleri yapıyorlar ama yanlış. Onların harcadığı çabayı sen harcamalısın. Onlara bunu söyle." dedim ve gülerek oğlumu yedirmeye başladım. Sessiz bir ortam oluşmuştu. Oğlum uykuya dalmaya başladığında Taehyung'ta üstünü değiştirmeye gitmişti.

Oğlum artık uykuya dalıyordu.
Yüzünü uzaklaştırıp üstümü düzelttim yatağın ortasına oğlumu yatırarak yanına uzandım. Gözlerim yanıyordu. Pek iyi bir yolculuk yapmadığımız için uykum çok vardı. Gözlerimi kapadığım gibi uykum ağırlaşmış ve göz kapaklarıma yük gibi binmişti.

Bir süre sonra yatağın hareket etmesiyle zorlukla gözlerimi azda olsa açmıştım. Taehyung yanımıza uzanıyordu. Hiç bir şey diyemedim çünkü aşırı uykum vardı ve ağzımı açıcak bir gücüm yoktu. Yarı açık gözlerimi kapatarak uykunun ellerine bıraktım kendimi. Biraz dinlenmeliyim. Umarım Yeonjun erkenden uyanmaz. Uyanırsa uykumu alamam.

🌹🌹🌹

Kulaklarıma dolan kahkahalarla gözümü açtım.  Uykumu almış hissediyordum. Gerilerek gözlerimi açtığımda Taehyung'un Yeonjun'u havaya fırlatıp oynadığını gördüm. "Pis. Kakalı seni." diye gülerek söyleniyor havaya atıyor sonra tutarak öpüyordu. Tekrar atıcağı sırada ayağa kalkarak bağırdım. "Ne yapıyorsun?" Taehyung elimizdeki oğlumuzla aynı anda bana döndü. "Oğlumla oynuyorum Jungkook."