미안해/ SORRY ~~TaeKook ✔

🌹35🥀

🤩Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🤩

SİZİ ÖZLEDİİİİİM

Ben geldim ve düzenlemeyi bitirdim şükür. Biliyorum iki güne bitmedi ama işlerim çıkıyordu falan olmadı kısmet.

Ve bir sürü yorum okudum yarın müsait olursam hepsini tek tek okuyup cevaplayacağım canlarım. Öpüyorum sizi ve bölüme yolluyorum.

Birde bir yazım hatam varsa affola.

İyi okumalar 💜

Eş...

Eş mi? Bu hayatta herkesin bir eşi var sanırım. Olmaması imkansız olabilir çünkü iki tarafta eşlerine muhtaçtır. Bu sadece para yönünden değil. Eğer bir omeganın veya alfanın eşi yoksa yaşlandıkça gücü düşer ve bu durumda ilk ölen omega olur çünkü omegalar alfalara göre daha güçsüzlerdir.

İllaki bir eşimiz oluyor fakat ruh eşimizi bulmak zordur. Aslında değil. Hep dibimizdedir fakat biz onu görmez veya fark etmeyiz. Bu bir sorun yaratır mı? Belki ama büyük bir sorun olmaz. Fakat...

Fakat Tanrı tarafından birleştirilerek -mühürlendirilerek- dünyaya gelirsek işte bu büyük bir sorun çünkü kimseye yaklaşamazsın cinsel anlamda veya ondan uzaklaşamazsın. Herkes benim oğlum Yeonjun gibi şanslı değil yada Soobin gibi çünkü mühürlü eşini bulamayarak ölen bir çok omega, alfa veya beta var etrafımızda.

Şükrediyorum ki mühürlü eşini hemen bulmuştuk Soobin'in. Yeonjun olacağını hiç düşünmemiştim o ayrı. Taehyung'a söylediğimde kıskandığını dile getirmişti. Şu an sakince yan yana oturuyorduk. Yeonjun ise Soobin'in yanında yatıyordu. Tamamen iyileşene kadar yanında olmalıymış.

Taehyung elini kaldırıp bacağıma koydu. "Canın neye sıkkın Jungkook?" demişti. Başımı hayır anlamında sağa sola salladım. Yalandı canım çok fazla sıkkındı. Taehyung ile böyle olmak beni üzüyordu. Onu görmeden bunu yapmak daha kolay geliyordu ama yanımdayken çok zor. Kalbim yanıyor onu her gördüğümde ona sarılamamak öpememek canımı öyle yakıyor ki...

Ellerimi tutmuş ve başını eğerek aşağıdan eğdiğim yüzüme baktı. "Söyle ne oldu? Jungkook her zaman yanında ol-" hemen elimi tutan elinden elimi kurtardım ve dudaklarına bastırdım. Sözünü kesmiştim. Tamamlamasın mümkünse. Eliyle parmaklarımı dudağına bastırıp öptü ve çekti. "Neden sözümü kestin bir tanem?"

"Çünkü... Çünkü sen her o cümleyi tamamladığında benden daha fazla uzaklaşıyorsun Taehyung." demiştim. Dakikalardır kendini sıkan ben kendimi daha fazla sıkamamıştım. Gözlerim anında dolmuştu. Gözlerime daha dikkatli baktığında tebessüm etti ve çenemden tutup eğdiğim yüzümü kaldırdı sonra kendine çevirdi. "Söz veriyorum Jungkook. İçtenlikle söz veriyorum. Seni üzmeyeceğim. Seni asla bırakma-"

"Susar mısın Taehyung." dedim. Eline dayanmış çenem ağlamadığım için titremeye başlamıştı. İçten dudağımın altını ısırsamda durmuyordu. Eliyle çenemi daha fazla tuttu ve biraz eğilerek gözlerimin içine baktı.

Yapma... Yapma Taehyung. Beni tekrar ağlatıcaksın. Beni tekrar tekrar üzeceksin. Sana verdiğim şansları düşünmeden çiğneyeceksin biliyorum bunları tekrar yapıcaksın. Bu yüzden sana inanamıyorum, kalbimi ellerine bırakamıyorum çünkü tekrar parçalayacağını çok iyi biliyorum.

"Seni hissedebiliyorum Jungkook ve üzüldüğü-"

"Hissettiğin için mi beni anladın?" dediğimde beklemediğini anladım. Kaldı öylece. "Bende benim yüzümden yada hareketlerimden dolayı anladın sandım. Yine yanıldım senin hakkında." demiştim. Ellerimi ve çenemi ondan çektim. Hatta bütün bedenimi ondan uzaklaştırdım. Beni bir kere anladığı için yaklaşsa ne olur ki? Yok Taehyung ile bitmiştik.