8

52 12 2
                                    

"İstemiyorum!"

Sitedeki basketbol sahasının ortasında şişe çevirmece oynamak için büyük bir daire kurulmuştu. Ben oynamak istemiyordum çünkü Açelya'da buradaydı.

"Hadi Çağla, eğlenceli olacak."

Çınar? Cidden mi? Çınar bu oyunu oynamamı, hatta kendisi oynamak mı istiyordu? Oturduğu yerde elini gel dercesine salladı. Şu an sırf Çınar var diye bile oynardım ama korkuyorum. Neden korktuğumu bilmesemde korkuyorum. Çınar'ın gözlerine bakarak bir süre düşündüm. Tam Çınar'ın yanına oturacakken Açelya'nın sesini duydum.

"Sanırım korkuyor, bırakın oynamasın."

Haklıydı.

Oturmaktan vazgeçip doğrulacağım sırada Çınar bileğimden tutup çekerek popo üstü yere düşmemi sağladı.

Oturduğum yerde Çınar'a döndüm. Hafif canım acımıştı ama şu an bu umrumda değil. Neden benim oynamam konusunda bu kadar inatçı?

Umursamadım ve geri önüme döndüm.

Oyun başlamıştı ve ben bana gelmediği için deli gibi seviniyordum. Onlar oyunlarını oynarken şu ana kadar şişe ne bana ne de Çınar'a gelmemişti. Bunun rahatlığını yaşarken bir yandan da hala bana gelir korkusuyla gergindim. En iyisinin sıkıldım deyip kalkmak olduğunu düşündüğüm sırada şişe Açelya'nın bizim sitede oturan arkadaşı Ezgi ve Çınar arasında durunca bu düşüncemden vazgeçtim. Ne diyeceğini merak ediyorum.

Ezgi bir süre düşündükten sonra sinsi bir gülümseme attı ve asık suratımı daha da asacak kelimeleri söyledi.

"Bir gün boyunca Açelya'nın kölesi ol."

Bu ne saçma birşeydi böyle?

Bir yandan öp falan demediği için mutluyum ama o ikisi bir gün boyunca beraber mi olacak?

Çınar'ın hayır demesini umarak ona baktım. Yüzünü ifadesiz tutarak sanki hiçbirşey olmamış gibi onaylayınca sinirlendiğimi hissettim. Bunu nasıl kabul edebiliyor?

Oyuna herkes devam ederken benim kafam başka yerlerdeydi. Açelya'nın Çınar'a neler yaptırabileceğini düşünürken iyice sinirlendim.

Birinin bana seslenmesiyle irkilerek kafamı kaldırdım. Siteden Orhan adında bir çocuk sırıtarak bana bakıyordu. Şişenin benimle onun arasında durduğunu fark edince soruyu da sorduğunu düşünerek cevap verdim.

"Cesaret."

Doğruluk demek istemiyordum çünkü soracakları şeyleri tahmin edebiliyorum ve bunlar cevap vermek istediğim şeyler değil.

"Benimle yemeğe çıkacaksın."

Ne? Ne diyordu bu çocuk?

"Hayır, böyle birşey yapmak istemiyorum."

Aslında şu anda Çınar'a inat onunla yemeğe çıkabilirdim ama böyle birşey yapmak istemiyordum.

Orhan'ın sırıtışı genişledi.

"Ama yapmak zorundasın."

Hışımla ayağa kalktım.

"Zorunda falan değilim! Bu sadece bir oyun ve kimse istemediği birşeyi yapmak zorunda değil."

Çınar'a baktığımda yere baktığını ve bana bakmadığını görünce iyice sinirlendim.

Kimseyi umursamadan herkesi orada bırakarak basketbol sahasından çıktım.

Ç&ÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin