9

13.2K 618 202
                                    

Saat 17.00' jungkook işini bitirmişti kimchi ve pirinç keki yapmıştı. Evin içinde yayılan mükemmel koku Taehyung'u mutfağa kadar getirmişti. Jungkook tezgâhı toparlarken Taehyung'u farketmemişti.

Ensesinde hissettiği nefesle refleks olarak kafasını çevirdi onun aniden gelmesi jungkook'u korkutmuştu ve korkuyla ufak bir inilti çıkarmıştı. Taehyung bu duruma gülümsemişti.

" Korktun mu?" Jungkook Taehyung'dan biraz uzaklaşıp cevap verdi.

" Neden sürekli sinsice geliyorsun?" Jungkook'un azarlarca söylediği bu lafa kahkaha atan Taehyung jungkook'u sinir etmeyi başarmıştı.

" Ah bebeğim sen korktun mu?" Taehyung elini jungkook'un çenesine götürdü ve kaldırdı. Bu hamleye karşılık jungkook kafasını geri çekmişti.

" İşine bak!" Jungkook onu umursamadan tabakları çıkardı ve yemekleri tabaklara yerleştirdi. Jungkook bunu yaparken Taehyung ona hayran hayran bakıyordu.

Jungkook önündeki yemeklere odaklanmıştı Taehyung'u hiç umursamıyordu.

Evde ikisi dışında kimse yoktu hizmetçiler de dahil bu gün evde baş başalardı. Taehyung bu duruma karşılık pişkin pişkin sırıtıyordu fakat jungkook'un bundan haberi dahi yoktu.

Jungkook yemeğin tadına bakarken kalçasında hissettiği eller yemeğin boğazında kalmasına neden olmuştu. Öksürükleri kısa süre içinde kaybolurken yüzünü sinirli bir ifade bürüdü. Kalçasında gezen eli hızla kaptı ve durdurdu. Kafasını çevirip ona sırıtan Taehyung'a baktı.

" Ne yaptığını sanıyorsun!" Taehyung gülümsemesini bozmamıştı.

" Yerimde olsaydın anlardın." Deyip göz kırptı jungkook'un sabrı taşacak gibiydi gözlerini bir müddet kapattı ve Taehyung'u düşünmedi ne kadar zor da olsa bunu başardı.

Gözlerini açtığında Taehyung tabakları alıp masaya doğru ilerliyordu. Rahatlamışcasına derin bir nefes aldı ve yine aynı şekilde verdi.

O da tıpkı Taehyung gibi yemekleri masaya götürüyordu.

                                     * * *

" Başkomiserim!" Koşar adımlarla Yoongi'ye doğru gelen jimin endişeliydi odaklandığı bilgisayardan kafasını kaldırıp jimin'e meraklı gözlerle baktı Yoongi.

" Ne var jimin? Ne bu heyecan?" Yoongi bilgisayarı kapatıp jimin'e odaklandı.

" Başkomiserim müdür aradı, açığa alınmışız!" Hem üzgündü hemde şaşkın. Yoongi ona nazaran sakindi şaşırmamıştı böyle bir şeyin olacağını bekliyordu.

" Sakin ol jimin." Yoongi onu avutmak için sakin olmasını söylüyordu fakat jimin sakin değildi, mesleği elinden gidiyordu.

" Başkomiserim açığa alındık diyorum ne sakin olması!" Jimin'in sesi yüksek çıkıyordu Yoongi sakin kalmak için alttan alıyordu.

" Bağırma jimin, otur şuraya sakince konuşalım."

Jimin söylediğini yaptı ve Yoongi'nin yanına oturdu.

" Sana en başta söylemiştim benimle misin değil misin diye sende seninleyim demiştin değil mi?"

Jimin onu kafasıyla onayladı tam konuşacaktı ki Yoongi fırsat vermeden devam etti.

" Bunun olacağını biliyorduk jimin, şimdi neden böyle tepki verdin?" Jimin Yoongi kadar sakin değildi.

" Ama başkomiserim ya tamamen görevden atılırsak, geçim kaynağım olan bu işi tehlikeye atamam." Yoongi kapattığı bilgisayarı tekrar açtı ve ekrandaki haritayı işaret etti.

" Ona bu kadar yaklaşmışken beni yalnız mı bırakacaksın?" Jimin sessizdi cevap vermiyordu.

" Bak şuraya, Taehyung'un bu adres'te olduğuna adım gibi eminim onu yakalamamıza az kaldı jimin o masum insanların intikamını alacağız buna inanıyorum. Fakat sen bir korkak gibi beni yalnız bırakacaksın."

Jimin bu laflara kızmıştı fakat Yoongi'yi haklı buluyordu o her zaman haklı olurdu onu yalnız bırakmak gerçekten de korkaklık olurdu.

Yoongi bilgisayarı eline alıp ayağa kalktı ve kapıyı işaret ederek konuştu.

" Gidebilirsin jimin zorlamıyorum seni."

Jimin hızla ayağa kalktı başını olumsuz anlamda salladı.

" Hayır, gitmiyorum başkomiserim affedin beni, sadece endişelendim biliyorsunuz babam yaşamıyor anneme ben bakıyorum, onun sefalet görmesini istemiyorum. Endişemi mazur görün."

Yoongi duygulanmıştı ama belli etmedi elindeki bilgisayarı masaya bıraktı ve jimin'e yaklaştı.

Jimin'in gözleri dolmuştu Yoongi bunu farketmişti.

" Senin yanında olduğumu unutma ve sakın endişelenme." Jimin dolu olan gözlerine rağmen gülmeyi başarmıştı.

" Gel buraya." Dedi kollarını açıp jimin'e gülümseyen Yoongi.

Jimin tereddüt etmeden sarıldı ona ikisi birbirine sıkıca sarılmıştı Yoongi jimin'in kokusunu içine çekti tıpkı vanilya gibi kokuyordu ve bu koku tek kelimeyle mükemmeldi.

Jimin rahatlamış gibiydi bu sarılma ona iyi gelmişti. Ama kalbinin değişik biçimde atması onu tekrar endişelendirmişti kalbi sanki gondol'a binmiş bir çocuğun kalbi kadar hızlı çarpıyordu ve dengesiz.

Aksiyon ve smut bölüme çok yaklaştık 😏
YOONMİN'de bir hareketlilik var 🤭

TASMA 'taekook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin