*three*

693 24 2
                                    

"Yavaş ye boğulacaksın ya!" diyerek mutfağa ani bir giriş yaptım. Hâlâ ayı gibi yiyen abim bana göz devirip cevap vermeye tenezzül dahi etmeden işine geri döndü. Öyle bir yiyişi var ki gören 10 gün aç kaldı sanır.
Yavaş adımlarla karşısındaki masaya oturdum ve tiksinir gözlerle ona baktım. İştahımı kaçırdı yiyişi resmen.
Babama ve anneme günaydın diyerek kahvaltıma başladım. Gözüm duvar saatine kayınca işe geç kalacağımı anladım ve hızla ağzıma bir iki lokma atıp kalktım.
"Kızım nereye böyle biraz daha yeseydin." diyen anneme öpücük attım ve küçük kardeşime döndüm.
"Bücürük kalk hadi seni de okula bırakayım"
"Abla bana bücürük deme artık kaç yaşına geldim ya!" diye söylenerek kalktı.
Hızlı adımlarla kapıya ilerleyip ayakkabılarımı giydim ve çantamdan arabamın anahtarını çıkardım. Bu sırada kardeşim hızla evden çıkıp arabaya ilerledi.
Yanına gidip arabanın kilidini açtım ve oturup kapıyı kapattım. Yan kapı açılınca döndüm ve kardeşime dik dik baktım.
"Ön koltuk bücürlere göre değil. Marş marş arka kapıya bebeğim."
"Of abla offf!" diyerek kapıyı kapattı ve arka koltuğa yerleşti.
Hemen radyoyu açtım ve okula sürmeye başladım.
"Abla çıkışta da beni almaya gelecek misin?"

"Bilmiyorum bebeğim bugün toplantım var eğer erken biterse gelirim. Son derste ararım seni haber veririm."

Olumlu anlamda kafasını sallayıp telefonda ki oyununa döndü.

Arabamı okulun önüne parkettim ve arka koltuğa döndüm.

"İyi dersler bücürük" dedim ve ona uzaktan öpücük attım. O da bana öpücük attı ve okula doğru ilerledi. Arkasından biraz bakıp arabayı çalıştırdım ve holdinge doğru sürmeye başladım.

~~~
"Bugün ki toplantı raporlarını istiyorum Nalan. İki dakikaya odamda olsun."

Odama geçtim ve daha koltuğuma oturamadan kapım tekrar açıldı.

"Buyrun istediğiniz raporlar Elisa Hanım."

"Teşekkürler Nalan. Bana şekerli bir Türk kahvesi yapar mısın rica etsem?"

"Tabi Elisa Hanım hemen yapıyorum."

Sekreterimin odamdan çıkmasıyla hemen raporları incelemeye başladım. Bu toplantı şirketimiz için oldukça önemliydi. Hali hazırda olan anlaşmamızı yenilemeliydik. Aksi takdirde yeni bir ortak şirket bulmalıydık bu da oldukça zordu.

Aslında şirket olarak oldukça büyüktük ve birçok şirket bizimle çalışmak istiyordu ama her şirketle anlaşmak o kadar kolay değildi.

Türk kahvem geldikten sonra raporlarıma ara verdim ve abime mesaj attım.

Abi Tansoy : Bir ara uğra şu şirkete de hem gülcemalini görelim hem de bir kaç parça kağıdı imzanla onurlandır Aras Tansoy!

Mesajı attıktan sonra gözüm saate ilişti. Hâlâ aperatif bir kahvaltıya zamanım vardı.

Kalkıp odamdan çıktım ve Nalan'a döndüm.

"Karnın aç mı Nalanoviç?"

"Elisa hâlâ bu adı kullanman beni utandırıyor. Allahtan kimse yokken söylüyorsun. Ve evet çok açım!"

"Sen söylerken sıkıntı yoktu ben söyleyince mi sıkıntı be Nalanoviç. 'Ben İbrahimoviçle evlensem Nalanoviç mi olucağğmm'"

Taklidini yapıp kahkaha attım ve onunda kızararak yanımda yürümesini izledim. İki yıl önce lise arkadaşlarımızla beraber barda dağıtmıştık. Nalan da benim lise arkadaşımdı. Nalan kafayı öyle bir dağıtmış ki bağıra bağıra" Elis ben şiğmdi İbrahimoviçle evlensem Nalanoviç mi olucağğm? Kafamda dans eden sorularr!"diyip kahkahalar atıyordu. Bizde tabi şaka olduğunu düşündük. Daha sonra ciddileşip neden cevap vermiyorsunuz diyip ağlamaya başlamıştı. En son bizi de delirtti ve Eylem kafasına dirseğiyle vurup bayılttı. Hepimiz şok içinde ona dönünce de omuz silkip " Kapanmayan çeneyi kapatmak bizim işimiz." dedi. O an ki kafayla hepimiz mantıklı bulup Nalan'ı arabaya taşıyıp evine bırakmıştık. Uykusunda da sürekli "Ben Nalanoviç olcam" diyordu.

L*O*V*E YOURSELF~Cedi OsmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin