Her nekadar arkadaşça olsa da bu öpücük Tom'un hoşunagitmişti. Dudaklarınınsıcaklığını hissetmişti birkaç saniyede.Ondan etkilendiğini inkâr edemezdi ama asıl soru sadece etkileniyor muydu?
Sabah soğuk bir duştan sonra telefondaboşboş gezerken gözü Emma'nın paylaştığıfotoğrafatakıldı ve bir sürefotoğrafı inceledi. Daha sonra beğenip eski fotoğraflarınabakmayabaşladı. Gerçekten bir melek kadar kadargüzeldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Emma uzunsürenfotoğrafçekiminden sonra nihayet dinlenmeye fırsat bulabilmişti. Bu sırada da Tom'dan mesaj gelmesine şaşırmadı.
'Eğer müsaitsen konuşabilir miyiz? Yüzyüze.'
Neden bilmiyordu ama bu mesaj Emma'nın gerilmesine neden olmuştu. İçinden bir ses dün gece ile alakası olduğunusöylüyordu. Umarım yanılıyorumdur dedi kendi kendine. Ne cevap vermesi gerekiyordu.
Birkaç dakika düşündükten sonra yine cevap vermemeye karar verdi.
~
Tom onun neden böyledavrandığını bilmiyordu. Neden bir anda uzaklaşmıştı ki? Birlikte çokgüzel zaman geçiriyorlardı. O yanındayken daha mutlu hissediyordu.
Yine attığı mesaja cevap alamamıştı. Bilerek vermediğinidüşünüyordu. Bir sorunu varsa konuşarak halledebilirlerdi. Kaçması hiçbirşeye çözümdeğildi ve çoksaçmaydı.
~
'Sorun ne? Lütfen cevap verir misin?'
'Üzgünüm Tom. Dediğim gibi yoğunum. Fotoğraf çekimim var. Daha sonra konuşuruz.'
Yapacakişi olmamasına rağmen yalan söylemekhoşuna gitmese de başkaçaresiyokmuş gibi geliyordu. Tom'un neden bukadarısrarcıolduğunu ise merak ediyordu.
~
Emma yine konuşacak birine ihtiyaçduymuştu ve yine Scarlett'ı çağırmıştı. Onunla konuşmak rahatlatıcıydı.
"Ne oldu bakalımşu iki şanslı adam?"
"Artık bir kişi var."
"Hâlâ kimolduğunusöylemek istemiyor musun?"
"Belki sonra. Sana söylemekistediğimşeydün gece bu adamıyanağındanöptüm ve onun bu konu hakkında ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama merak etmiyor da değilim."
"Onunla konuştun mu?"
"Hayır. Konuşmak istedi ama ona işlerimolduğunu söyledim."
"Neden böylesöyledin?"
"Bilmiyorum. Sanki onu sevmemeliymişim gibi geliyor ama kendimi ondan uzak tutmaya çalıştıkça bana daha çok yaklaşıyor."
"Belki o da senden hoşlanıyordur."
"Bu mümkündeğil. Hiç sanmıyorum."
"Neden mümkünolmasın? Ondan kaçmaya devam edersenhiçbir zaman bilemezsin bunu."
Emma 'belki o da senden hoşlanıyordur' kısmından sonra pek birşey dinlememişti. Düşüncelere dalıpgitmişti yine.
~
Şehrin gürültüsünden uzak bir yereçekmiştiarabasını. Etrafındaağaçlarvardı ve bu doğa kokusunu içineçekmek onu rahatlatıyordu. Karanlıkhiçkorkunçdeğildi. Aklında tabiki Tom vardı.
İlksoru onu gerçekten seviyor muydu?
Onu görüncegerçektenmutluoluyordu. Sesi gerçektenhuzurveriyordu. Kalbi normalden farklıatıyordu. Bunlar yeterli miydi?
İkincisoru bu nekadar doğruydu?
O sevgilisi ile daha yeni ayrılmıştı. Aklınıkarıştırmak istemiyordu. Onu da kendini de üzmekistemiyordu. Belki de geçici bir hevesti.
Hepsinden daha önemli olan üçüncü soru ise Tom'un ondan hoşlanıp hoşlanmadığıydı.
Eskiden de içinde hep bir umut vardı ama Tom bütün umutlarını kırmayıbaşarmıştı. Yine aynısı olmasındiye hemen heveslenmiyordu. Belki de beni hâlâ küçükkızkardeşiolarak görüyordur diye düşündü.
Ama onunla konuşup, vakit geçirmek istemesi bile insana küçükte olsa umutveriyordu. Ya da sadece ayrılıkolayından sonra hâlâ üzgün ve toparlamaya çalışıyor diye düşündü.
Adım seslerini duyuncaarkasınıdöndü. Bunu hiçbeklemiyorduşimdi.
"Sonunda baş başa kalabildik."
Sizce gelenkişi Tom olabilir mi yoksa kötü niyetlibaşka biri mi?