"Burada ne işin var Tom? Beni mi takip ediyordun?"
"Tam sana gelecekken çıktığını gördüm ve evet takip ettim."
"Neden? Birşey mi oldu?"
"Bence konuşmamız gereken birşey var. Değil mi?"
Emma'nın yanına giderek arabaya yaslandı ve onun baktığı yöne bakmaya başladı. Kız çok sessizdi.
"Derdin ne Emma? Bilmeden birşey mi yaptım? Bu kedi fare oyununun amacı ne? Lütfen cevap verir misin?"
"Sürekli birlikte olmamız gerektiğini bilmiyordum kusura bakma." Dedi Emma. Şuan onu neden terslediğini kendi de bilmiyordu. Tom şaşırmış görünüyordu. Bu cevabı beklemiyor gibiydi.
"Yani sorun beni yanında istememen mi? Bunu açıkça söyleyebilirdin."
"Lütfen Tom. Daha fazla konuşmak istemiyorum."
Tom tekrar arabasına doğru gidecekken Emma'nın gözlerinden süzülen yaşları farketti. İkilemde kalsa da tekrar yanına gitti ve önünde durdu.
"Neden ağlıyorsun?"
"Ağlamıyorum."
"Gözlerim gayet iyi görüyor. Neden ağlıyorsun?"
"Sadece içimden geldi. Seninle bir ilgisi yok."
Tom onun çenesinden tutarak başını kaldırdı ve baş parmakları ile gözyaşlarını sildi.
"Üstüne geldiysem özür dilerim."
Bir süre yüzünü inceledikten sonra aniden dudaklarını onunkilere bastırdı. Emma'nın vücudunun titrediğini hissetti. Dört beş saniye kadar öyle kaldıktan sonra geri çekildi. Emma donmuş gibiydi.
"Şey b-ben." Dedi Tom ama cümlesinin devamını getiremedi.
Emma da birşeyler kekelemişti ama Tom onu anlamadı. Neredeyse koşar adımlarla arabasına gitti ve oradan uzaklaştı. Tom arkasından bekle diye bağırmıştı ama Emma onu dinlemedi.
Tom orada kaldı. Arabasına yaslanıp diliyle dudaklarının üzerinden geçti.
Bunu neyden cesaret alarak yapmıştı bilmiyordu. Belki de Emma şimdi onunla hiç konuşmak istemeyecekti.~
Emma yüzünde küçük bir sırıtışla geldi eve. Tom'un onu öptüğüne inanamıyordu. Beni seviyor diye geçirdi başında aklından. Daha sonra belki de o anlık birşeyi diye düşündü.
Kalbi hâlâ deli gibi çarpıyordu. Belki de sadece bir rüyadayım dedi kendi kendine. Onun yanında kalsa ne olacaktı ki? Herzaman yaptığı gibi kaçmayı tercih etmişti. Heyecandan konuşmayı bile başaramamıştı yanında.
~
'Merhaba Tom. Konuşabilir miyiz? Ben çok pişmanım. Seni geri istiyorum.'
Diye bir mesaj aldı ertesi sabah Jade'den.Seni şimdiye kadar engellememem hata diye söylendi. O pişman değildi ve onu geri falan istemiyordu. Heryerden engelledikten sonra kahvaltısına geri döndü.
Aklındaki soru bu ani davranışı için Emma'dan özür dilemeli miydi? Salakça davrandım diye düşünüyordu.
İstediğin zaman birini öpemezsin diye söylendi.~
Emma: Dün gece için pişman olmanı istemem...
Tom: Ne demek istiyorsun?
Emma: Yeterince açık olduğumu düşünüyorum :)
Tom: Anladım :)
İkiside telefonu keyifle bıraktı. Emma'nın bu öpücükten rahatsız olmadığını bilmek onu rahatlatmış ve mutlu etmişti.
Tom: Sıkıyormuş gibi olmak istemem ama buluşmak ister misin?
Emma: Olur. İsterim.
Tom: Tamam. Yarım saat sonra yanında olurum. Görüşürüz :)
Emma: Bekliyorum. Görüşürüz :)
~
"Nereye gidiyoruz?"
"Süpriz. Seveceğini düşündüğüm bir yere."
"Tamam. Şey gömleğini beğendim. Çok güzel."
"Teşekkür ederim." Dedi Tom gülümseyerek.
Jade ısrarcı mı olsa? 💀💀💀
Bir 'seni seviyorum' güzel olur mu?
Öpücük hakkında ne düşünüyorsunuz? 😻
Umarım beğenmişsinizdir 🍬💙✌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love ~Feltson~
FanfictionEmma ve Tom'un çocukluklarından başlayan bir aşk hikayesi...