Kovuğa Gitmeden Önceki Gece: Fred
Fred, bavulunu toplarken bir yandan da Hermione'yi düşünüyordu. Bir hafta birlikte kalacakları için heyecanlıydı. Daha önce defalarca kalmaya gelmişti ama o zamanlar Fred onu sadece Ron'un yakın arkadaşı olarak görüyordu.
Her şey geçtikleri yaz tatilinde başlamıştı aslında. Hermione, neredeyse tüm yazı Weasley'ler ile birlikte Sirius'a kalan evde geçirmişti. Bu sürede Hermione'ye çok yakınlaşmıştı ve Krum ile mektuplaştığı zaman onu bir başkasıyla düşünmenin canını nasıl acıttığını anımsadı.
Bu sene ise ona tamamen bambaşka bir açıdan bakıyordu.. Hermione'nin kuralları umursamamaya başlaması, kovulmaktan daha kötü şeyler olduğunu fark etmesi.. bir nevi hepsi ona yavaş yavaş aşık olmasına yol açmıştı.
George'a kalsa, Fred koşarak Hermione'ye gidip ne hissettiğini söylemeliydi. Şu an bile kendi kendine söyleniyordu. "Ne zaman bu kadar pısırık oldun sen?" diyerek Fred'in yatağına oturdu.
"Herhangi bir kız olsaydı, sonrasını düşünmeden onunla konuşurdum. Ama o bana bir şeyler yapıyor. Yanındayken çok farklı hissediyorum."
Lee ise üst kattaki ranzadan bağırdı onlara. "Fred, kendine gel. Dört aydır aynı şeyleri tekrar ediyorsun ve hiçbir şey olmuyor."
George de ona katıldı. "O zaman böyle devam et. Belki Granger'ın düğün davetiyesi sana ulaştığı zaman hislerini anlatma zahmetine girersin." dedi ve kendi yatağına doğru yürüdü. Fred sinirle kolunun altındaki yastığı ikizinin kafasına fırlattı. George yatağına uzandıktan sonra kafasına yediği yastığı geri gönderdi.
"Hermione tatilde bizde kalıyor." dedi George. Fred de muzipçe gülümsedi.
"Sizi hep baş başa bırakmam gerekecek. Belki kazara yatağını kırarım ve Granger ile birlikte uyumak zorunda kalırsın.."
***
Kovuğa Gitmeden Önceki Gece: Hermione
Not: 1. Kişi anlatımıyla yazıldı.
***
"Hala bir hediye bulamadım." dedi Ginny. Fred ve George'a doğum günlerinde ne alacağımızı konuşuyorduk. İki gün sonra 18 yaşlarına giriyorlardı.
Angelina ise kendisini hiç ilgilendirmediği halde konuya atladı. "Belki kırdığın süpürgesinin telafisi için yenisini alırsın." dedi iğneleyici bir ses tonuyla.
Angelina Johnson, Gryffindor'un kaşarıydı. Tamam, belki sadece Ginny ve ben böyle düşünüyorduk. Ama gerçekten öyleydi.
Her şeye dahil olması, Lee'nin kendisinden hoşlandığını bildiği halde Fred'e yürümesi veya Quidditch kaptanlığını Wood'un gitmesiyle üstlenmesi.. Bunlar ondan nefret etmek için geçerli nedenlerdi.
Ginny ona IQ seviyesi düşük birine bakar gibi baktı. Daha sonra bana dönerek, "Sen bir şey alacak mısın?" diye sordu. Onu yok saymayı seviyordu.
Ama ben hediye konusunda hiç düşünmemiştim. Fred ve George'un hoşuna gidebilecek şey ne olabilirdi?
"Ben bir hediye aldım." dedi Angelina iğrenç sesiyle. "Fred için. Hoşuna gidecek."
Ginny'nin sinirden kıpkırmızı olduğunu görebiliyordum. Angelina'dan nefret ederdi o. Bu senenin başında Ginny'i Quidditch takımında istememesiyle aralarındaki gerginlik başlamıştı. "Sen davetli değilsin." dedi soğukça.
Angelina ise hiç bozuntuya vermedi, sadece sırıttı. "Beni Fred davet etti."
Angelina arkasına dönmüş uyumaya hazırlanırken benim aklımda hala az önce söylediği şey vardı.
Fred.. onu mu davet etmişti?
Neden bilmiyorum ama bu hoşuma gitmemişti. Daha da garipsediğim şey, Angelina'nın Fred'in hoşuna gideceğinden emin olduğu bir hediye almış olmasıydı. Onu benden daha iyi tanıyordu belki de. Ne de olsa aynı dönemin öğrencileriydiler. Elimde olmayarak parmaklarımın uyuştuğunu hissettim. Neden Fred'i düşünmek beni bu kadar geriyordu?
Bu konudan uzaklaşmak için telefonumu çıkartıp iki haftadır bana yazan numaraya mesaj attım.
Hermione: Sence de artık kim olduğunu söyleme zamanın gelmedi mi?
Hermione: Neyi bekliyorsun?
Bilinmeyen numara: Bilmem.. belki uygun zamanı?
Hermione: Uygun zamanı kendin yarat, bilinmeyen.
Hermione: Yoksa o zaman hiç gelmez.
Bilinmeyen numara: Karşına çıktığımda kollarıma falan mı atlayacaksın Hermione?
Bilinmeyen numara: Sırf kendi merakını tatmin etmek için kim olduğumu öğrenmek istiyorsun.
Bilinmeyen numara: Bencilsin.
Hermione: Pardon?
Hermione: Ben miyim bencil olan?
Hermione: Bana mesaj atıp sevdiğini söylüyorsun. Seni merak etmem bencillik mi?
(Görüldü, 00.00)
Hermione: Biliyor musun? Umurumda değil.
Hermione: Senin samimiyetsiz sevgin de çok lazımdı cidden.
Bilinmeyen numara: Beni samimiyetiz mi buluyorsun?
Hermione: Evet. Öylesin.
Bilinmeyen numara: Sana yazdığımdan beri beni defalarca tersledin.
Hermione: Seninle sohbet etmemi falan beklemiyordun, değil mi?
Hermione: Seni tanımamam gibi ufak bir sorun var da.
(Görüldü, 00.15)Bilinmeyen numara: Tamam Bu gün daha fazla konuşmak istemiyorum, Hermione.
Bilinmeyen numara: İyi uykular.
Hermione: Siktir git.
(Görüldü, 23.00)
***
MUTLU SONLARI BOZMAYI SEVERİM DÖŞFĞEÖEPELÇŞDLEKMÖPEÜİŞ

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilomilo |fremione|
FanfictionFred Weasley ve Hermione Granger, ortak hiçbir yanları olmamalarına rağmen fark etmeden birbirilerine tutulmuşlardı.