souvenir.

189 17 12
                                    

"yüzlerce derece sıcaklıkta eritiyorsun beni. beni uyutma şeklin ilaçlardan daha etkili. senin adını sayıklıyorum konuşabildiğim tek dil bu, nefesimi kesiyorsun, saklayabileceğin tek hatıra..."

-selena gomez, souvenir.

x

Geçen hafta aralarında geçen küçük öpüşmeden sonra Remus ve Sirius birbirlerinden kaçıyorlardı. Remus, utanç duyduğu için saklanırken Sirius onun pişman olduğunu düşündüğü için çekimser kalıyordu. Ortak salonlarda bir araya geldiklerinde konuşup gülüşüyorlardı ama ortam ciddileşince ikisini de saçma bir gerginlik alıyordu. 

"Sizce yakın arkadaşlar sevgili olabilir mi?" Peter'in ani sorusu ile Remus kitabını elinden düşürdü, Sirius ise ağzında ki suyu James'in yüzüne püskürttü.

"YAAAAA!" James'in çığlığı ortak salonu doldururken, Peter devam etti. "Kız tutturdu abi sen benim çok yakın arkadaşımsın olmaz diye nolmuş yani arkadaşsak? Ha nolmuş? Kardeş değiliz ya!" Peter'ın yakınmaları hepsini ona bakmaya zorluyordu. "Bir şey söylesenize ya." 

James, yüzünü Sirius'un ceketine silerken gözlüklerini düzeltti. "Bence kız ağır saçmalıyor." Konuşurken Peter'a değil Sirius'a bakıyordu. "Zaten birini tanıdıkça sever aşık olursun ve arkadaşlıktan, sevgililiğe geçmek kadar normal olan bir şey yok." James sona doğru gözlerini Remus'a çevirdi. "Önemli olan ne hissettiğin ve karşılıklıysa... eh daha ne tebrikler! Salak saçma kavramlara takılıp zamanı harcamamak gerekiyor." 

Remus ve Sirius, James'in sözleri ile birbirlerine bakmak zorunda kalmışlardı ikisi de diğerinin aklından geçenleri merak ediyordu. Sirius açısından Remus'e sevmek kolaydı huzur vericiydi, ev demekti hiç bir sorun yoktu fakir olması, safkan olmaması yada kurtadam olması, hiç biri onu sevmesine engel değildi onu ilk gördüğü andan beri içi ısınmış onu hemen hayatına almak istemişti, çok iyi arkadaş olacaklarını biliyordu. Ama Remus açısından işler karışıktı, kendini sevilmeye layık görmüyor her ne kadar dışarıya belli etmemeye çalışsa da kendinden utanıyordu. Ve Sirius onun gözünde çok tepe de bir yerdeydi zaten ailesine karşı gelmiş yalnız bir çocuktu eğer onunla birlikte olursa daha çok yalnız kalacağını, herkesin ondan nefret edeceğini düşünüyordu. 

"Eh bunu Elenaor'a da söyler misin James ben ne söylersem söyleyeyim dinlemiyor." Peter olaylardan tamimiyle habersiz yakınmaya devam eder.

"Keşke o kadar basit olsa, Elenaor'un eminim ki kendince nedenleri vardır yoksa neden sevdiği birinden uzak kalmak istesin ki?" dedi Remus ciddiyetle.

"Sevdiğini nereden biliyoruz belki sadece bir şey denemek istemiştir?" diye laf soktu Sirius.

"Denemediği sürece ne olduğunu nereden bilebilirdi? Anlaması lazımdı ve anladı." Remus huzursuzca kıpırdamış duruşunu değiştirmişti.

"Çok zekiyim diye ortalarda dolaşıyor ama hiç bir şeyden anladığı yok." diye cevabı yapıştırdı tekrardan Sirius.

"Kendisi hiç bir zaman ben zekiyim diye ortalarda dolanmadı arkadaşları ona böyle söyledi arada fark var ve kararına saygı duyulması gerekiyor." Remus ayağa kalktı, elinde ki kitabı az önce oturduğu yere bıraktı.

"Herkesin söylediği şeye göre hareket ettiği sürece zaten hiç bir şeyi elde edemeyecek, sürekli söylediği gibi yalnız kalacak." Sirius artık sinirlenmişti ve sözleri acımasızlaşmaya başlamıştı.

→ winter in my heart , wolfstar + luciusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin