ZAMANSIZ

3. Bölüm

MULTİMEDİA'DA GÖKAY VE DEFNE'NİN TESADÜFEN GİYDİĞİ AYNI AYAKKABILAR...

"Çok az kaldı. Hazır mısın?"

"Şey... yapmam gereken bir şey daha var sonra çıkalım olur mu?"

Kafa sallamakla yetindi. Yarım saattir oturup benim telefonda oyalanmamı sabırla bekledi. Sabrına hayran kaldım doğrusu. O sıra o da bir yere oturdu.

Sakladığım ayakkabıları kutusundan çıkardım. Topukluları ayaklarımdan çıkartıp çöpe fırlattım. Bana kaşlarını çatmış bir çift mavi gözü üzerimde hissetsem de aldırmadan işime devam ettim.

Yer olmadığı için yanındaki yere oturup gizlice aldığım kırmızı, boğazlı Conversleri ayağıma geçirdim ve bağcıklarını bağlamaya başladım. İşimi bitirince yan tarafıma hafifçe dönünce kaşlarımı çatmadan edemedim.

Bu da neyin nesi ya?! Gökay denilen 'müstakbel kocam' da benim ayakkabılarımdan giymiş. Nasıl ya? Kim ayarladı bunu?!

"Nasıl ya?" Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

"Ne oldu?"

O da baktığım yeri görünce bir duraksadı ama tavrından taviz vermeyip omuz silkti.

"Tesadüftür. Sen de rahatına düşkün gibi duruyorsun zaten." dediğinde omuz silktim. Balım'ın dün gece zorla ayarladığı telefonumdaki alarm çalınca bir anda ayağa kalktım ve aklıma biraz sonra olucaklar gelince sinirle alarmı kapatıp bir tarafa koydum. Kız benim üşengeç olduğumu bildiğinden vakitten biraz erkene ayarlamış alarmı.

Ben bu çocukla burda ne yapacağım ki şimdi ?

"Ben bir telefon görüşmesi yapacağım tamam mı?" Başımı sallamakla yetindim.

Hadi Defne bir şey düşün.

Acaba damadı mı bayıltsam? Yok çok klişe ve biz filmde değiliz. Kendime bir şey yapıcak kadar da manyaklaşmadın. Off. Ne yapacağım ben ya?!

"Hayır daha değil, az kaldı. Biliyorum ama o en iyisi. Sonuçta diğerleri gibi korkmadı, beni görünce umursamadı bile. "

İstemeden Gökay'ın dediklerine kulak misafiri oldum. Benden mi bahsediyordu?

"Evet balayı mekanını da ona göre seçtim. Sonuçta kağıtta bir evlilik. İşe yarar bir şey işte. Ona da yardım ettirirsem eğer bu olay tamamdır."

Ne diyor ya bu herif? Ne iyisi ne yardımı? Acaba beni eskortu olarak mı kullanıcak?!

Ayy yok ya öyle bişey yapmaz dimi? Yani kimse henüz o kadar manyak değil.

Ya kitaplardaki gibi bir klişe varsa ve aklınca ordaki gibi kötü davranırsa ya da daha fazlası? Yok ya çocuğun tipi sert ama o kadar da yuh yani ama.

İçeriye gelen ayak seslerini duyunca anında önüme döndüm.

"Tamamdır. Artık çıkalım mı?"

Omuz silktim. Kafam çok karışıktı zaten.

"Bir dakika. Çiçeğimi alıyım gidelim olur mu?"

Kafa salladı.

Çiçeği odada bulamayınca sinirlenmeye başlamıştım bile. Şu işi uzatmayı ne kadar çok seviyorlar! Sinirle etrafıma bakındım.

"Nerde bu aptal çiçek?!"

Çiçeği aramak için şifonyerin oradaki bir kaç kıyafeti  hızla çekince ani bir gürültü koptu. O neydi öyle lan?!

Kopan gürültünün geldiği yere baktım. Tam da önümdeydi. Bir dakika.

Yerdeki şey silah mıydı?

Yoksa bunca gündür iyi olamamamdan, artık şizofrene mi bağlamıştım ?!