A X A

Ben nasıl??

3. Bölüm: Ben nasıl??

♡♡♡

Dtt! Dtttt! Dtttttttt!

"Nerde bu kahrolası alarm."

Alarmı gözlerim kapalı bir şekilde el yordamıyla, her ne kadar arasamda aramalarımın sonuç vermemesiyle yüz yüze kalmıştım.

Yerimde sinirle tepinerek gözlerimi yeni güne açtım. Ve açar açmaz da geri kapadım. Perdenin arasından kaçamaklar yaparak gözüme vuran güneş ışığına da ayriyetten söverek, komidinin üzerinde bulunan çalar saati duvarla bütünleştirdim.

Hala sinirli ve ışığa daha gram-santim alışamamış gözlerimle güne güzel başlamıştım.
Ve içimden bir ses bu güzellik gün boyunca da devam edecek diyordu.

Öghkkkkk!

Daha sabaha bile gözlerimi tam olarak açmamışken, gelen mide bulantısıyla birlikte kendimi zarzor banyoya atmıştım.

Bu ay, bu kaçıncı mide bulanmasıydı bilmiyorum ama artık canıma tak etmişti. Bugün işten erken çıkacak ve bir doktora görünsem iyi olacaktı.

Son bir aydır olduğu gibi yine kahvaltı yapmadan ayrılmıştım evden.
Artık şirkete vardığımda bir şeyler yerdim. Tabi bu mide bulantısıyla ne kadar yiyebilirsem artık.

____________________

"Lan bir ay oldu! Koskoca bir ay ve siz hala bir adamı bile bulamadınız mı?"

"..."

"Söyleyin lan, ben size niye para ödüyorum hı, niye ödüyorum?"

"..."

"Susarsınız tabi susarsınız. Anca susun zaten.
Çıkın dışarı, onu bulana kadar da gelmeyin buraya!."

Elliot sinirlerine daha fazla hakim olamayarak masasından kalktı ve odanın içerisinde volta atmaya başladı.

Bir süre volta attıktan sonra ofisin penceresinden dışarıya bakarak kendi kendine mırıldandı.
"Nerdesin William, nerdesin?"

Tk! Tkk!

Sinirleri daha yeni biraz biraz yatışmışken, elleri arkasına kenetlenik halde dışarıyı izleyen Elliot, çalan kapı sayesinde olan sakinliği de uçup gitmişti.

"Size, onu bulana kadar gelmeyin demedim mi ben!?"

"Im, efendim. Ben bir saat sonra olacak toplantıyı haber vermek için uğramıştım."

Elliot, kırdığı pot karşısında durumu hiç bozuntuya vermeden,
"Tamam. Yarım saate çıkıyoruz. İyice hazırlandığından emin ol." Dedi.

"Peki efendim."

Günün en önemli işi bu toplantıydı. Herkesçe övülen ve beğenilen 'Dark Reklam Ajansı'yla bir görüşme yapılacak. Eğer gerçektende övünüldüğü kadar iyiyse de bir anlaşmaya varılacak ve imzalar atılacaktı.

(Y.n: Keşkem bir şirketim olaydı da biraz daha mantıklı şeyler yazaydim. Şu an çok fena tinkandim. Bu yüzden ağlayabilirim.😢😢
Sacmalarsamda şimdiden 'I am şortu!' 😖😖)

Yeni markalarının başarılı bir sekilde tanıtılması çok önemliydi. Bu yüzden herşeye hazırlıklı olmalı ve başarı odaklı ilerlemeliydiler.

Bir süre sonra çıkma vakti gelmiş olan Elliot, ceketini de alarak asistanıyla birlikte asansöre doğru ilerledi.
Asansöre bindikleri andan beri konuşan asistanını dinlemeyen Elliot, bu sırada aklından hiç çıkmayan Will'i düşünüyordu.
Kendisi her ne kadar omegalardan nefret edip, tiksinse de Will'e ve onun sahip olduğu o kokusuna karşı koyamamıştı.
Will gittiğinden beri gözüne doğru düzgün uyku bile girmemişti. Uyuşturucu gibi olan o tatlı kokusu Elliot için artık vaz geçilmez olmuştu.