6

842 40 45
                                    

Birleşmeden sonraki gün/ Oyun alanı

Aycan'ın ağzından;

Bugün mutluydum. Çünkü neden olmıyım. Sonuçta karnım tıka basa doydu, eğlencenin dibine vurduk ve yumuşacık yataklarımızda güzel bir uyku çektik. Şimdi de bu güzel zamanlarımızın sonuna geldik.

Birleşme olmadığı halde yaptığımız birleşme partisinden sonra yine sefil hayatımıza dönmüştük. Şimdi de gelmiş oyun alanında boş boş dikilip Acun un boş yapışını dinliyorduk.

"Evet arkadaşlar oyunu zaten biliyorsunuz..."

Lan biliyorsak ne diye bizi burda tutuyorsun. Alt tarafı voleybol oynıycaz.

Ama ödül güzel ha. Valla güzel. Dün kaldığımız evde bir gün daha kalıcaz yemek yicez işte falan filan. Ama mükemmel ödül şu an.

Oyunun voleybol olması dediklerine göre bizim için dezavantajmış. Karşı takımda iki tane voleybolcu varmış. Evrim ve Nisa. Ay şu ikisinden de bir türlü kurtulamıyorum. Gelsinler de futbolda kapışalım bir de.

İki takım da benchlerine gidip oturdu ve sonunda oyun başladı.

İlk oyundan sonra gönüllülerde bir şeyler oldu. Acun bey nisa ya oynayıp oynamayacağını soruyordu. Bu nasıl bir soru. Bu kız voleybolcu değil mi tabii ki oynamalı. Nisa oynamayacağını söyleyince şaşırmıştım. Çok rahattı. Acun beye takım arkadaşlarına falan trip atıyor gibiydi.

Ama çok saçma yani böyle olcaksa ben de oynamayayım. Bu ne böyle keyfine göre oynamak istemiyorum diyor. Beni asıl şaşırtan şeylerden biri de takım arkadaşlarından hiçbirinin ona laf etmemesi.Sanırım ben böyle bir şey yapsam bizimkiler beni bitirirdi. Ya da ne biliyim bitirmeseler bile bana çektirirlerdi diye düşünüyorum. Özellikle Mert. O yapar gibi valla. Ondan her şeyi beklerim.

Yani Nisa nın yüzü asıktı falan. Bir şeye morali bozulmuş gibiydi. Ama oynamaması bence çok yanlıştı.

Araya girdiğimizde benchte otururken gözüm gönüllülerin benchine Nisa ya kaydı. Barış, Cemal Can, Yasin, Ardahan ve Gizem Nisa nın yanındaydı. E oha yani. Kıza bak toplamış bütün takımı nerdeyse yanına.

Gözlerimi kısarak bakmaya başladım o tarafa.

Bir anda Nisa ağlamaya başladı. Elini yüzüne kapatarak ağlamasına devam etti. Cemal Can onun saçlarını okşayıp bir şeyler söylüyordu. Diğerleri de bir şeyler söylüyordu ama Nisa onları duymuyordu bence ağlamaktan.

Barış da arka taraftan gelip Nisa nın önüne geçti. Nisa nın ellerini yüzünden çekti ve kollarından tutarak onunla konuşmaya başladı. Ama Nisa onu dinliyor gibi durmuyordu hâlâ.

Nisa nın başı öne eğik dururken bir anda hafifçe doğruldu ve kollarını Barış a sararak başını da göğsüne gömdü. Onun bu hareketiyle benim gözlerim kocaman olmuştu. Barış da kollarını Nisa ya sardı ve kulağına eğilerek bir şeyler söylemeye devam etti.

Benim gözlerim hâlâ kocaman açıktı ve onlara bakarak kalakalmıştım. Aslında üzüleceğimi düşünmüştüm. Yani sonuçta daha iki gün önceye kadar Barış bana bakmıyor benimle ilgilenmiyor diye üzülüyordum. Şimdi üzülmemem bana tuhaf gelmişti. Bunun kimle ilgili olduğunu da az çok tahmin ediyordum tabii.

Ben hâlâ onlara bakarken Cemal Can oflayarak Nisa nın yanından ayrıldı ve benchin en köşesine bize en yakın tarafa gelip oturdu. O yemyeşil gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. Bir yandan da ofluyordu. Gözlerimi çekmek istiyordum ama bir yandan da onun gözlerini görmek istiyordum. O da zaten isteğimi çok fazla geciktirmeyerek gözlerimizi buluşturdu. Üzülmüş gibi bakıyordu. Her zamanki parıl parıl parlayan gözleri bu sefer üzülmüş gibiydi. Sonuçta en yakın arkadaşı ağlıyordu üzülmüştü ve onu teselli edemiyordu.

Cemal Can a kocaman gülümsedim ve ondanda küçük bir gülümseme aldım karşılık olarak. Cidden çok üzülmüştü.

Gözlerimi çektim ve etrafta gezdirdim. Daha çekimler başlamamıştı. Şu an moladaydık. Yani yakalanacağımız herhangi bir kamera yoktu. Aklımdaki fikirden vazgeçmemek için bir an önce ayağa kalktım. Hızlı adımlarla karşımdaki yakışıklı çocuğa doğru yürümeye başladım. Cemal Can da kaşlarını kaldırmış şaşkın bir şekilde ne yaptığımı çözmeye çalışıyordu.

Cemal Can ın yanına geldiğimde son kez etrafa göz gezdirdim ve bizi izleyen kimsenin olmadığını görünce kalp atışlarımı hızlandıran çocuğa döndüm. Gerçekten kalbim çok hızlı atıyordu. Tüm cesaretimi topladım ve elimi omzuna koydum.

Cemal Can çok şaşırmıştı. Transa girmiş gibiydi. Yüzüme bakakalmıştı. Sonunda kendine gelip yüzümden çekti bakışlarını ve omzundaki elime baktı. Sonra bana baktı ve tekrar elime baktı. Sonunda tekrar bana baktı ve bakışlarını bende sabitledi.

"Çok üzgün görünüyorsun Cemo. Nisa için mi bu kadar üzgünsün?" diye sordum. Şu an Nisa ya bağırmak istiyordum bu çocuğu üzdüğü için.

"Evet Nisa için. Yani sonuçta en yakın arkadaşım. Onun üzülmesi beni de üzüyor."

Of ne diyecektim ben şimdi. Böyle durumlarda ne denileceğini de bilmiyorum ki.

"Ya Cemo ne diyceğimi de bilemedim şimdi de. Üzülme ya. Nisa da düzelir elbet bugün yarın. Böyle üzülürsen onun yanında olamazsın. Hadi toparlan ve onun yanına git."

"Onun benim tesellime ihtiyacı yok ki. Baksana Barış beyciğimizden tesellisini alıyor zaten." dedi huysuz bir şekilde. Bu hali beni istemsiz güldürmüştü. Gülmemle bana döndü ve o da gülümsedi.

"Neyse boşver sen benim üzülmemi. Git de çalış. Sonra yenildim diye ağlama." dedi ve göz kırptı. Tatlı şerefsiz.

"Hah biz mi yenilcez. Rüyanda görürsün canım. Gidiyorum madem kovdun beni." son cümleyi alınmış gibi söylemiştim.

Cemal Can telaşlanarak "Ya ne kovması şaka yapmıştım. Ben seni kovar mıyım. Sen beni teselliye gelmişsin. Yani boşuna yorulma diye. Of Allah beni kahretmesin elime geçen fırsatı bile değerlendiremiyorum." dedi. Son cümleyi kendine kızarak söylemişti. Onun bu haline koca bir kahkaha attım.

Cemal Can ın "Sus kız herkes buraya bakıcak." demesiyle sesimi alçalttım. Hâlâ gülüyordum ama. Sonunda gülmem durdu ve gitmek için hazırlandım.

"Görüşürüz Cemoo gidiyorum ben çalışıyım biraz yenilmemek için." dedim gülerek.

"Ne kadar çalışırsan çalış beni yenemezsin bebeğim." dedi ve göz kırptı.

Allah'ım ölüyorum sanırım. Senin o bebeğim diyen ağzını o kırptığın gözünü yerim çocuk.

Tamam kendime gelmeliyim. Evet geldim ve hoop benchteyiim.

Allah'ım çok feels geçirmeli bi bölüm olduuu.
Bol bol oy vermeyi unutmayın lütfeen. <3

Seviyorsan Sütlaç Ver || Aycem||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin