7

829 37 58
                                    

Akşam atacaktım ama dedim ki niye şimdi atmayayım?

Cemal' in ağzından ;

Sahada çok güzel görünüyordu. Topu eline aldı ve Barış a doğru attı- Her yerden çıkmayı nasıl başarıyor 2.02 lik boyuyla?- gözlerimi devirdim. Topu Barış değil Evrim karşıladı. Top Berkan'a doğru giderken Aycan topa nasıl karşılık vereceğini düşünüyor gibiydi. Tam hamle yapacaktı ki topun Berkan a doğru gittiğini görüp geri çekildi. Berkan Aycan' ın karşılık vereceğini düşündüğü için hiçbir hamle yapmamıştı. Top yere düştüğünde Aycan fısıldayarak bir kaç şey dedi. Duyamıyordum lanet! Ve kafasını kaldırıp olsun olsun diyen Berkan'a sarıldı. Sonra da takımca kendi benchlerine yürüdüler.

Aycan yerine oturdu ve eline matarasını alıp söylenmeye başladı. Ne kadar umursamıyor gibi dursa da oyun kaybetmeyi sevmiyor olmalıydı. Ona baktığımı farketmiş olacak ki kafasını kaldırdı. Hazırlıksız yakalamıştım. Hem de yüzümde ki aptal sırıtışla. O da bana gülümsedi sonra da kafasını çevirip arkadaşları ile konuşmaya başladı.

"Sayı bizdee"

Evrim'in bağırışıyla bize doğru gelen takıma  çevirdim kafamı. Bu kızda da ne ses var yarabbi! Beynim zonkladı. E sayı bizdeydi bu kadar işte. Sahi kaç kaçtı durum? Kimler yeniyordu? Oyundan bu kadar bağımsız olmama kızdım içten içe.

Evrim,Yasin ve Barış soluk soluğa kalmışlardı karşı takım zorlamış olmalıydı onları. Oyunu değil Aycan ı izlediğimden bu maçla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Bilgiye ihtiyacım vardı. Kime soracağım derken bizimkileri incelemeye başladım. Yasin matarasını kafasına dikiyordu, Evrim karşı takımın beyni  Mertle laf dalaşına girmişti ve son olarak Barış, Nisayla ilgileniyordu. Nisa artık ağlamıyordu ama suspus oturuyordu. Ne olmuştu da bu hale gelmişti benim kankam?

"Evet sırada ki takımlar; Cemal Can,Ardahan,Gizem ve karşılarında Elif,Mert ve Aşkım"
°○°○°○°○°○°○°○°○°○°○°○°○°○°○°

Kazanmak için tek bir sayıya ihtiyaçları vardı. Bizimse iki sayıya. Iki takımda kıyasıya mücadele ediyorduk

Bana gelen topu Gizem e doğru yönlendirdim. Gizem kendisine attığım topu güzelce karşı takıma gönderdi. Top Mert e doğru gidiyordu. O karşılayacak derken Aşkım öne atladı. Mertse onu görmedi ve topa atıldı. Olacakları tahmin edip gözlerimi kapattım. Aşkım'ın tiz çığlığı ile gözlerimi açtım.

Mert yanlışlıkla Aşkım'ın üstüne atılmıştı. Kızın çenesine dirseğini geçirmişti. Aşkım yere yatmış ağlıyordu. Kim bilir ne kadar acımıştı. Murat oyunu durdurdu ve Metin Abiyi çağırdı. Metin Abi yerde kafasını tutarak ağlayan Aşkım'ın yanına gitti ve onu sahadan çıkardı. Aşkım gidince karşı takım iki kişi kaldılar. Oyuncu değişikliği olacaktı.

"Oyuna Aşkım yerine girmek isteyen var mı?"

Bir kaç dakikalık sessizlikten sonra Aycan elini kaldırdı ve sahaya doğru yürüdü. Aycanla oynacaktım. Bizim takıma şimdiden geçmiş olsun diyelim.

Aycan sahaya inmişti. Takımı ile konuşmaya başladı. Motivasyon ya da strateji konuşması yapıyorlardı emin değilim. Kafasını bir an bana çevirdi.

"Merak etmeyin elimden geleni yaparım. Sonrada yenildim diye ağlamam."

Son kısmı gülerek söyledi. Çok tatlı görünüyordu. Böyle tam öpmelik. Bir an hayali gözüme gelince kızarıp kafamı aşağı eğdim. Hayal kurmanın sırası değil hayal kurmanın hiç sırası değil.

"Takımlar hazırsa kameralar açılsın ve oyun başlasın"

Toparlanıp takıma baktım. Hepimiz hazırdık. Karşı takımda hazırdı. Maç pozisyonumu aldım. Oyun başladı.

Aycan topu Ardahan'a attı Ardahan fileye tam boyu yetmediğinden karşıya getireceğine emin olamadı ve bana attı. Bende Mert'e attım. Mert Gizem'e attı Gizem Aycan'a attı. Aycan da bana attı. Bana attığı topu ona doğru attım. O da tekrar bana attı. Bende yine ona attım. Şu an maçı boşvermiş birbirimize top atıyorduk. Ne o ne ben kazanmaya oynuyorduk güzeldi. Bana attığı son topu karşılayıp yüzüne baktım gayet mutluydu. Yüzü biraz kırmızıydı her zamanki gibi yanakları al aldı.

"Ve sayı ünlülerin"

Ah Cemal kafana tükürem senin kıza daldın oyunu unuttun Cemal harikasın Cemal!

Karşı takımla birbirimizi tebrik edip benchlere dağıldık. Şimdi mola zamanıydı hepimizin şaftı kaymıştı. Kameralar çekimi durdurdu. Herkes kendi halinde takılmaya başladı. Bende yanımdaki Gizo ile konuşmaya başladım. Normalde Nisa ile konuşurdum ama malum "bana söylemediği ama Barış'a söylediği büyük bir derdi" vardı. Acaba şimdi napıyor diye Nisa ya baktım Benchten kalkmış ormana doğru gidiyordu. Arkasında da Barış vardı. Boş verip Gizemle konuşmaya devam ettim. Bir kaç dakika sonra Aycan da onların arkasından gitti. Neler oluyor?

Aycan'ın Ağzından;

Nisa ile Barış ne işler karıştırıyordu? Barış niye bu kadar ilgiliydi Nisayla?  Nisa niye üzgündü? Neden Nisa Cemali satmıştı? Belki onları takip etmem kötü bir şeydi ama bu soruların cevaplarını ancak böyle öğrenebilirdim.

Ormanda biraz yürüdükten sonra bir ağacın yanında durdular. Bende onları hem görüp hem de duyabileceğim bir yere saklandım.

"Barış sana hiçbir şey anlatmamışım gibi davranabilir misin? Yoksa yanlış anlayacaklar"

Nisanın dediği şeye Barış kafasını salladı. Bir kaç saniye sessizlikten sonra Barış Nisaya doğru bir adım attı. Nefesimi tuttum Allahım neler oluyor burda?

"Sende çok ağlama biraz abartmıyor musun"

Nisa derin bir iç çekti. Sinirlendiği belliydi. Olay kopacak gibi duruyor. Aradan sıvışsam mı?

"Abartmak mı? Ben mi abartıyorum? Onun yaptığında hiçbir sey yok yani!"

Barış kafasını kaşıdı. Düşünüyordu.

Neyi bilmiyor gibi davranacaktı? Neyi abartıyordu? Kim ne yapmıştı? Allahım çıldırıcam. Biraz açık konuşun hiçbir şey anlamıyorum.

"Hayır ben öyle demek istemedim"

Barış bunu söylerken Nisa Barış'ın dibine girmiş onu ağaçla kendi arasına almıştı. 2.02lik çocuğu sıkıştırdı bildiğin. Bu komiğime gitsede dizi izleyen teyze modumdan çıkmadım ve onları izlemeye devam ettim. Biri patlamış mısır versin lütfen.

"Nisa napıyorsun?"

Barış'ın yutkunarak söylediği şeyle bildiğin düşük bütçeli  yaz dizisi izler kıvama gelmiştim. Birazdan öpüşün diye ritim tutabilirdim. Yalnız işin garibi ben bu çocuğa aşıktım ve hiç umursamadan olayları izliyordum.

"Kendini köşeye sıkışmış hissettin değil mi? Böyle aşırı kötü. Biri iznin olmadan sana yaklaştı. Ve sen şaşkınlıktan kitleniyorsun hiçbir şey yapamıyorsun. Ve bu durumdan da nefret ediyorsun değil mi? Çünkü karşındakinin ne yapacağını bilmiyorsun."

Nisa bunları söyledikten sonra çekildi ve ellerini önüne bağladı.

"Sence abartıyor muyum Barış? Yaşamadan hiçbir şeyi bilemezsin dedikleri doğruymuş"

Nisa arkasını dönüp gitti. Barış ta sessizce sövüp arkasından gitti. Düşük bütçeli aşk dizim bitince. Biraz daha oturdum. Onların biraz önce  durduğu yere bakıyordum.

"Ben bir şey anlamadım sen anladın mı?"

Sesin sahibine hızla dönmemle burun buruna gelmemiz bir oldu. O benim gözlerime bakıyordu bende onun. Ikimizde geri çekilmedik. Cemalin gözleri çok güzel daha önceden söylemiş miydim? Kalbim deli gibi atıyordu. Onun kalp atışları da aynı hızdaydı.

"Biraz daha böyle kalırsak seni öpebilirim"

Dediği şeyle gözlerim kocaman kocaman oldu. Galiba pot kırmıştı. Dediği şeyi farkedince hemen çekildi. Elini yüzüne bastırdı.

"Ya öyle demek istemedim. Hani  hani dizilerde olur ya o mabda. Yanlış anlamadın umarım"

Onun bu hâline gülümsedim.

"Tamaam"

İkimizde gülüştük. Aşkım kesinlikle haklıydı. İki konuda da.

Seviyorsan Sütlaç Ver || Aycem||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin