1

73 7 57
                                    

  Bu şehir yeni hayatımın ilk adımı. Eskiyi bırakıp geleceğime odaklandığım ilk yer. Uçaktan ineli 1 saat olmuş. Zaman kavramını kaybedeli çok oluyor aslında.   
  Yeni şehir yeni hayatlar derlerdi bu şehir bana hayat verebilecek miydi? Amacım geçmişi unutmak değilde hatırlamamaktı. Çok yormuştu beni Ankara. İzmir'e gelmiştim tek başıma. Oysa ne çok isterdim yanımda arkadaşlarımın, ailemin olmasını.Kendime kanıtlamak istiyorum ne kadar güçlü olduğumu, ama benim ki kaçıştı kimine göre. Yeni evime gidiyorum, ama sevdiklerinin olmadığı eve evim denir mi?
  Eve geldiğimde süzdüm etrafını, tek yaşayan birine göre güzel apartmandı . Eve girdim 2+1di, odaları büyüktü. Kendime oda seçtim. Oda gri ve siyahla kaplıydı, zaten evin her yerinde bu iki renk hâkim.
  Ben beyazı severdim ,doğallığı hatırlatırdı beyaz, saf güzelliği. Bavullarımı zar zor içeri aldım, evi temizletmiştim. Direk kıyafetlerimi yerleştirdim. Uzun süre bu şehirdeydim belki de hiç geri dönmicektim. Bugün işim zordu. Bu şehire alışmam için ne varsa yapıcaktım. Benimsemem lazımdı burayı.
   Çok yorulmuştum, yolculuk ağır gelmişti bedenime, belki de ruhuma zor gelmişti veda etmek. Uyudum uyandığımda sevdiklerimin yanında olduğunu hâyâl ederek. Alarmla kalktım annem gelip uyandırırdı önceden. Her sabah gelir o kadar itirazıma rağmen sakin kalıp kaldırırdı beni, şimdi yoktu işte. Zor geliyordu insana kaybetmek.
   Saate baktığımda 9du. Kalkıp duş aldım evden çıktım. Kahvaltıyı dışarda yapıcaktım, dolap bomboştu alışveriş yapmam gerekiyordu. Ev merkezdeydi, biraz gezersem bulurdum marketi.
  Kulaklığımı taktım müziği açtım dinlemeye çalışıyordum. İnsanın son ses müziği bile duyamaması çok kötüydü, düşüncelerinin buna izin vermemesi. Canım yanıyordu ama biliyordum elbet geçecekti bu acı. Acılar kalıcıydı unutulmazdı ama güçlü insanlar hatırlamaz hayatlarına devam ederdi. Bende onlar gibi yapıcaktım. Bunu denemek için gelmiştim bu şehire.
Kendime yeni bir hayat kuruyordum. Umudum vardı , her karanlığın bir aydınlığı olurdu. Çıkış yolunu bulmak zorlayacaktı belki de ama denemek gerekirdi.
  Kafede kahvaltımı yaptıktan sonra alışveriş mağazasına gidip eve birkaç dekor aldım. Led ışıklar gözüme çarptı. Çok severdim loş ışığı. Tek korkardım ben karanlıktan. Bu yüzden eski odamda ledlerle doluydu. Ne garipti karanlığın korkması gereken kızın karanlıktan korkması.
  Eve yakın market görmüştüm. Mutfak alışverişini ordan yapıcaktım. Yemek yapmayı pek bilmiyordum. Ama yaptığım yemeklerde yenilmeyecek derecede olmazdı. Alışverişimi bitirdim poşetler çok ağır değildi. Ruhum yeterince yorgundu, bedenimi de yormak istemiyordum. 
Kimi zaman zor gelirdi yaşamak, eğer sevdiğinizi kaybettiyseniz sizde anlarsınız beni. O kadar zor ki sevdiklerini gözünün önünde kaybetmek. Onlara koşup yardım edememek, buna katlanmak çok zordu. Yaşadığım şeyler hafif değildi ama daha ağırlarını yaşayan insanlarda vardı. Önceden ölümden korkmazdım mesela, şimdi deli gibi korkuyordum bi' sevdiğimi daha kaybedersem diye.
Eve geldiğimde aldıklarımı yerleştirdim. En sona ledler kalmıştı onlarıda alıp odama geçtim. Ledlerin üstüne fotoğrafları asıyordum annemle fotoğrafımı görünce ağlamaya başladım. Çok özlemiştim, şimdi yanımda olmasını ne çok isterdim. Sakinleşene kadar ağladım. Güçlü durmalıydım ama ağlamak güçsüzlük belirtisi değildi.
Numaramı değiştirmiştim, onların hiç tahmin etmiceği bi' şehire gelmiştim. Geri dönüp arkadaşlarımı da tehlikeye atmak istemiyordum.
  Ulaşamadıkça sinirlenceklerdi biliyorum ama onlar için yapmalıydım. Belki affetmezlerdi beni. Düşünsenize 12 yıllık arkadaşınız size hiçbir şey demeden kayboluyor. Delirdiklerine emindim ama elimden bişey gelmezdi. Yapabildiğim tek şeyi yapıp güvende olmalarını sağlamıştım,  en azından bi' süre. Canım yanıyordu işte ya ben buradayken onlar zarar görüyorsa. Sevdiklerimiz zarar almasın diye her şeyi yapardık, imkansız olsa bile. Onların canı acımasın diye, şimdi benim canım çok yanıyordu. Ama ne annem yanımdaydı ne de babam. Oysa hiç yanlız bırakmazlardı beni, destek olurlardı hep. Şimdi neden yoktular. Kendimi toparlayıp ayağa kalktım.Film izlemeye karar verdim. Çikolataları alıp salona geçtim. Bilgisayardan filmi açıp boş boş baktım ekranına. Hiçbir şey anlam ifade etmiyordu ki artık. Kapı çaldığında çok şaşırdım. Kapıyı açtığımda koşup sarılmalarını, karşıma geçip azarlamalarını ne çok isterdim aslında. Alışamıcaktım bi' süre buna, kesindi. Kapıyı açtığımda orta yaşlarda, hafif tombul yanaklı, 1.60 boylarında kadın vardı. Bana samimi davranıp akşam yemeğine davet etti. Yeni komşularıyla tanışmak istiyorlarmış. Kim isterdi ki bu bataklığa onları da çekmemi. Umursamadım daha fazla ne olabilirdi ki,  kabul ettim. Biri olunca negatif halimden çıkardım. Ben gerçek duygularını belli eden biri değildim. Ağlamak için beklerken saatlerce kahkaha atabilirdim. Herşey iç dünyamdaydı, çoğumuzun ki gibi. Kimse göremezdi iç dünyamı ama sevdiklerim hissederdi.
  Üstümü değiştirdim hemen, kadın kapıda bekliyordu. Tayt üstüne sweatshirt giydim. Kadınla beraber evlerine giderken sohbet ediyorduk. Aile apartmanıymış burası. Anlattıklarını dinleyip tebessüm ediyordum. Eve girdiğimizde kocası ve kızı vardı. Kızı 5 yaşında gibiydi küçüktü daha. Kocası iyi birine benziyordu. Art niyet aramıyordum ben bu davette. Masaya oturduğumuz da iki kişi için daha servis olduğunu gördüm. Onları bekliyorduk galiba. Masaya bi' kız bi' erkek oturdu. İkizlermiş zaten yaş farkı varmış gibi durmuyordu. Ne şanslıydı aileleri yanındalardı. Onlarda değerlerini anlıcaktı. Yemek yiyip sohbet ediyorduk.
  Aile konusu açıldı yine bekliyordum zaten.  Bekar birinin ailesinden ayrı yaşaması normal değildi. Zordu çünkü, illaki merak ediliyordu. Yüzüme en samimi gülüşümü takınıp Ankara'dalar en kısa zamanda gidicem yanlarına dedim. Ama ben gidemezdim ki oraya. Kolay değildi sıcacık kol ararken buz gibi mermerle karşılaşmak. Biraz daha sohbet edip evime geldim. Yalan söylemeye alışkındım ben, kendim için değil onlar için söylüyordum. Ben zaten ölmüştüm. Ruhum can çekişiyordu. Evet canım acıyordu ama insanların acıyarak bakması daha çok yaralıyordu. Herşeyi halledip arkadaşlarımın yanına gitmek istiyordum. Sıkı sıkı sarılıp kollarında ağlamak istiyordum. Şimdi ne haldelerdi hiç bilmiyordum.

Kitabı beğendiyseniz destek olmayı unutmayın lütfen

Ay'a HasretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin