6. Bölüm / Söz Veriyorum

525 21 7
                                    

Hepsi afallamış bir şekilde bana bakıyorlardı. Muhtemelen şu anda düşündükleri şeyleri Sam'i hangi meleğin öldürebileceğini, bunun ne zaman olacağını, Castiel'in bununla alakası var mı, doğru mu söylüyorum gibi sorular oluşturuyor olmalı. Halen şaşkın bir halde olan Sam boğuk ve kırık bir sesle sordu " Ne- ne zaman ?"

Kuruyan boğazımı temizledim. Derin bir nefes aldıktan sonra yaşarmaya başlayan gözlerimi gizlemek için başımı eğdim.

"20 Şubat 2015 "

Odadaki gergin havayı hissedebiliyordum. Herkesin seçimi sukûttan yana olmuştu. Dean hiçbirzaman bana o günü detaylı olarak anlatmamıştı. Hayatlarının neredeyse tüm günlerini ondan dinlemiştim fakat en önemli olan günü, babamın öldüğü günü hiçbirzaman detaylı olarak dinlememiştim. Bu konu ne zaman açılacak olsa hep geçiştirmişti. Yüzünde oluşan o ciddi hüzünlü ifadeyi farkedebiliyordum. Her ne kadar merak etsem de o ifadeyi görmemek için çok üstelemezdim.

" Ki- kim yaptı?"

Dean'in soğuk sesi kulaklarıma nüfuz etti. Suçluluk duygusuyla zaten eğik olan başımı biraz daha eğdim. Dışarı çıkmak için çırpınan gözyaşlarımı içeriye ittikten sonra cevap verdim.

"Bilmiyorum. Bana bunu hiç söylemedin. Sıradan bir melek kavgasıydı. Fazla kalabalıklarmış. Sam'i bıçaklayan meleği göremeden kaçmış. Bir çeşit av üzerinde çalışırken yolunuz meleklerle kesişmiş. Sanırım bilmenizi istemedikleri birşeyi öğrenmişsiniz. Babamın bu yüzden öldüğünü biliyorum. Zaten amaçları kimseyi öldürmek değilmiş. Ancak olan olmuş. Sam bıçaklandıktan sonra hepsi anında gitmiş. 20 dakika boyunca kan kaybettiğini biliyorum. Kardeşinin ölümünü seyirci kaldığını biliyorum. Sana son sözleri onu ölümden geri getirmemeye çalışmaman, avcılığı bırakman ve kurulu bir düzenin olmasını söylediğini biliyorum."

Odadaki gergin hava gözle görülebilecek kadar yoğundu.

"Bu yüzden bana bu kadar tepki gösterdin" dedi Cass.

Başımı olumlu anlamda salladıktan sonra açıklama yapma isteğiyle konuşmaya başladım. " Amcam asla bir avcı olmamızı istemedi fakat bizi eğitti. Çünkü hiçbir zaman, hiçbir yerde güvende değildik. Bizden aile geçmişimizi saklamadı, 16 yaşıma kadar bize bilmemiz gerekenleri öğretti, babamın hayatını neredeyse ezberlemiştim. Sonra düşündüm. Bu benim kanımda vardı. Bunun için doğmuştum. İçimde büyüyen adrenalin ve avcılık bastırılamayacak raddeye gelmişti. Bir avcının bilmesi gereken herşeyi biliyordum fakat bir avcı değildim. Evdeki tüm kitapları yaklaşık 15 kez okumuştum fakat silah tutmayı bilmiyordum. Bana yapmam gereken pratikleri öğretmemişti. Tabi bunun yanında kesin bir kural vardı. Bodruma inmek yok. Oysaki orada istediğim herşeyin olduğuna adım gibi emindim. Nick için de aynı kurallar geçerliydi. Ben tüm ergenliğimi yaşıtlarım gibi lise balolarında ne giyeceğimi düşünmek yerine o bodruma girmeye çalışmakla ve bir avcı olmaya çalışmaya çalışarak geçirmiştim. Siz ikiniz nasıl annenizi bir şeytanın öldürdüğünü bilerek yetiştiyseniz ben ve Nick de babamın ve Nick'in amcasının bir melek tarafından öldürüldüğünü bilerek yetiştik. Bir süre sonra Nick ile gizli gizli silah çalışmaları yapar hale geldik. Kendimi savunacak kadar şey öğrenmiştim. Ancak bu yeterli değildi, ne yazık ki bunu ilk avımdan sonra yani ilk kez bacağımı kırdıktan sonra anlamıstım. Ki bu amcam ile çok çok büyük kavga demekti. "

Odadaki üç adamında daha fazla şey bilmek istediklerini farkettim. Ancak hepsi donmuş gibiydi. Tamamen şokta olan Sam hafif ayılmaya çalışarak "Neden?" dediğini duyar gibi oldum.

"Çünkü güvende olmamızı istedi."

Yapbozun parçları yerlerine oturmaya başlamıştı ancak parçalar küçülüp artmış hale gelmişti. Alınan cevaplar devamında daha fazla soru getiriyordu.

Supernatural / The CurseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin