19.bölüm🧚‍♀️

1.2K 94 41
                                    

Yaklaşık iki haftadır Barışla konuşmuyorduk.
Sercanla konuşmamızı duyduktan sonra yanımızdan ayrılıp odasına gitmişti.
Arkasından gitmeme rağmen yetişememiştim. Berkan da bana yalan söylediğim için kızgındı.
Aklım onda olduğu için oyunlara odaklanamıyor ve sürekli düşüş yaşıyordum. Barışın performansı da benim kadar olmasa da düşüktü

Bizim takımdan Mert adaya veda etmişti. Sevinmiştim.
Çünkü aramız iyi değildi.
Benimle Barışın açığını yakalamak istiyor gibiydi.

Sevindiğim diğer nokta ise adaların bu hafta birleşmesi.
Barışla aynı adada olmayı sohbet etmeyi her şeyden çok özlemiştim.
Bu adaya geldiklerinde sohbet edeceğimizin garantisini veremesem de
en azından her gün yüzünü görecektim.
Ve belki beni affederdi.

Ünlüler olarak yaptığımız çardakta oturup oyun değerlendirmesi yaparken görevlilerden biri seslendi.
Herkes kafasını çevirdiğinde adam
Gönüllüler takımının adaya geleceği hakkında bilgi verip yanımızdan ayrıldı.
Bunun için yanımıza gelmesine gerek yoktu.Çekim yaptıkları yerden seslenebilirdi yani.
Çok da takmayıp sohbete döndüm.

"Tam adada az kişi kaldık daha huzurlu diyordum ki gönülsüzler geliyor"

Dedi her zamanki tavrıyla Emre.

"Mert'in yaptığı yerde kalırız biz "

"Desene olan bize olacak Sercan "

Dediğinde hepimiz gülmeye başladık.

"Hadi kalkın gelirler birazdan"

"Tamam soğan kafa"

Diyip saçımı karıştırdı Emre

"Ya daha yeni yapmıştım bozuldu işte "

"Madem bozuldu tam bozalım"

Diyip tokayı saçımdan çıkarıp kaçmaya
başladı.

Ben ise arkasından bağırarak kovalıyordum.
Koşarken sert bir şeye çarpmıştım.
Kafamı kaldırdığımda sert şeyin Yasin olduğunu anladım.

"Ne yaparsın be daha ilk günden"

Diyip gülmeye başladı.

"Ayy çok özür dilerim, görmedim ben"

"Şaka yaptım ya"

Dediğinde gülümseyerek başımı kaldırdım.
O an jeton düşmüştü.

GÖNÜLLÜLER TAKIMI BURADAYDI.
BARIŞ BURADAYDI.
Gözlerimle aradığımda bulmak çok da zor olmadı. O boyuyla her yerden gözükürdü zaten.
Bakınca onun da gülümsemesini isteyerek gülümsedim.
O ise bakışlarını kaçırıp takımdakilerle selamlaşmada başladı.
Üzülmüştüm ama belli etmeyerek ben de sarılmaya başladım.
Sıra ona geldiğinde soğuk bir şekilde eğilip sarıldı bana.
Ve geçti.
Onun için önemsiz olsa da ben bir hafta sonra ilk defa kokusunu içime çekmiştim.

Bir çok duygu vardı şu an içimde;
Pişmanlık,hüzün,korku.

Söylediğim yalanın pişmanlığı,
Beni umursamamasının burukluğu
Ve bir daha o güzel kokuyu almama korkusu.

Yavaşça gözlerim dolmaya başladığında oradan ayrıldım.
Ve koşarak denize girdim.
Göz yaşları akmaya çoktan başlamıştı.
Vücudumu uzanır pozisyonda suya bıraktım ve gözlerimi kapattım.

~

Adada ateş yakmışlardı ve iki takımda oturuyordu. Herkes ikili veya üçlü gruplar halinde sohbet ediyordu.
Barış'a baktığımda Emre ve Berkan ile konuşuyordu. Hem de kahkaha atarak
Beyfendi bensiz çok mutluydu heralde.

Bakışlarımı sinirle yere çevirdim.
Oturduğum kütüğün bir parçasını koparıp yere bir şeyler çizmeye başladım.
Odaklanmış bir şekilde çizerken sırtıma bir el hissettim.

"Aycan, biraz konuşalım mı ?"

Dedi Berkan.

"T-tabi"

Dikkat çekmeden oturduğum yerden kalktım ve onu takip ettim.

Sahile geldiğimizde oturdum ve konuşmasını bekledim. Biraz soğuk davranıyordu yalan konusu yüzünden.
Barış da berkan da yalandan nefret ederdi.

"Aycan seninle dürüst konuşacağım.
Barış hiç iyi değil ve sürekli seni düşünüyor. Ne desem de pek etki yaratmadı. Seni hala seviyor.
Ve şunu biliyorum ki seni gerçekten çok özledi.

Berkan anlattıkça mutlu oluyordum. Korkmuştum onu kaybetmekten.
Belki de kaybetmişimdir ama en azından şu an az da olsa umudum var.
O umuda tutunup bir şeyler yapmalıydım.
Konuşma gereği hissedip devam ettim onun sözlerine,

"B-ben onu çok özledim Berkan.
Beni affetmesi için her şeyi yapacağım.
Ve senin beni affetmen için de bunları yapacağım. Tekrar özür dilerim. Bir daha yalan söylemeyeceğim.
Söz ver-"

Devam edemeyip ağlamaya başladım.
Bu aralar duygularım birbirine girmişti.
Dizlerimi kendime çektim ve başımı gömdüm. Birinin yanında ağlamak sevdiğim bir şey değildi.
Berkan hiçbir şey demeyip susuyordu.
Bundan faydalanıp rahat bir şekilde gözyaşlarımı serbest bıraktım bugüne kadar ki bütün özlemimi kızgınlığımı atmak istercesine.

Hiç ses yoktu. Berkan gitmişti sanırım.
Birinin karşısında ağlamasına dayanamazdı o.
Kafamı sakince kaldırdığımda tahminimi doğruladım.
Dolu gözlerle denizi izlemeye başladığımda bir ses geldi arkadan.
Döndüğümde elinde yastık ve yağmurluk ile gelen bir berkan beklemiyordum.

"Berkan?"

"Ben gidince ağlamanın biteceğini bilsem daha önce giderdim babako"

Gülümsedim.
O gitmemişti.

Yanıma gelip yastığı uzattı.

"Barış bey emir verdi de yağmurluğu giyecekmişsin"

Gülümsemem kahkahaya dönüşmüştü.

"Çocuk adama bak sen pek de düşünürmüş beni"

"E heralde kimin kardeşi"

"Hadi giy bunu valla bana kızar sonra"

Dediğinde gülerek elindeki yağmurluğu giydim. Ve yastığı yere koyup uzandım.

"Affettin mi beni"

"Affettim civciv"

Diyip o da yanıma uzandı.
İkimiz de gökyüzüne bakıyorduk.

"Keşke o da burada olsa "

"Çağırayım mı?"

"Keşke gelse ama gelmez ki"

Ve tanıdık bir ses duydum.

"Nereden biliyorsun ?"

Bölüm sonuuu🦋
Bölümü dün atacaktım ama yetiştiremedim :(

Sınır📍
50 vote
25 yorum

Bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Duvarıma biri Aybar'ın gerçek olmadığı hakkında bir şeyler yazmış. Aybar hikayelerini sevmiyorsanız okumazsınız.
Ben hiçbir zaman kesin sevgililer felan demedim. Sadece yakıştırıyorum ve yazıyorum.
Ve çoğu kişinin de böyle yaptığını düşünüyorum. Umarım anlamışsındır🙏

Beklenmeyen 'AYBAR🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin