20.bölüm🌌

1.4K 97 48
                                    

Evrim elenince surat ifadeleri 🤭

İkimiz de gökyüzüne bakıyorduk.

"Keşke o da burada olsa "

"Çağırayım mı?"

"Keşke gelse ama gelmez ki"

Ve tanıdık bir ses duydum.

"Nereden biliyorsun ?"
______________________________

"B-barış"

Her zamanki soğuk tavrıyla Berkan'ın yanına uzandı.

Şu an şok olmuş bir ifade ile ona bakıyordum.

Bizi dinlemesine mi , buraya gelmesine mi , hiçbir şey olmamış gibi uzanmasına mı şaşırayım bilememiştim.
Tek bildiğim an'ın tadını çıkarmaktı.
Burada olmasının verdiği huzurla gökyüzüne bakıp hayallere daldım.

Barış ~

Fazla özlemiştim, yanına gidip sarılmayı,
kokusunu içine çekmeyi,
saçlarını okşamayı,
yanaklarını sıkmayı ve bir çok şeyi o kadar özlemiştim ki.
Kalbim ele geçirdi o anlık ruhumu.
Berkan ile Aycanın yanına gitmiştim
Şu an an'ın büyüsünden geldiğime hiç pişman olmasam da sabah kendime kızacaktım.
Aycan şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.
Ona bakarsam konuşma ihtiyacı duyacağımı bildiğim için gözlerimi kapattım.
Bir süre sonra açtığımda onun da gözlerinin kapalı olup gülümsediğini gördüm.
Beraber hayal kurmak vardı şimdi..
Ama ikimizin de bu zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyordum.

20 dakika sonra •

"Lan Aycan uyumuş"

Berkan'ın dediğiyle kafamı kaldırıp ona baktım.
Mışıl mışıl uyuyordu.

"Ben gidiyorum kanka sen Aycan'ı uyandırır mısın, kucağına mı alırsın artık bilemiyorum"

Diyip gülerek kalktı oturduğu yerden.

"Saçmalama oğlum, uyandırırım gelir şimdi"

Berkan hı hı yaparsın adlı bakışlarını yollayıp yanımdan ayrıldı.

Aycana baktığımda her şeyden habersiz  uyuyordu. Her şeyden habersiz olduğuna göre izlesem de haberi olmazdı. Sessizce yanına gittim.
Çok çok güzeldi.
Yüzüne düşen saçının tutamını kulağının arkasına yerleştirdim.
Bir yandan bakıyor bir yandan da uyanmaması için dua ediyordum.
Aycandan ses çıkmayınca sessizce yanına uzandım.
Bu iki hafta boyunca yaşadığım en mutlu gün olabilirdi.
Gözkapaklarım uyumamak için direniyordu ve tabii ki ben de.
Yerimi düzeltmek için kıpırdayınca Aycan bana doğru dönüp kollarını bana sardı.
Ben uyandığını zannettiğim için gerilmiş çoktan hangi bahaneyi söyleyeceğimi bulmuştum.
Korkuyla yüzüne baktığımda uyuduğunu görünce derin bir nefes aldım.
Ve ben de ona sarıldım..

Şu an kendimi etrafındaki olayları anlamaya çalışan bir kedi gibi hissediyordum.

Şu an kendimi etrafındaki olayları anlamaya çalışan bir kedi gibi hissediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Aycan'a bakan bir Barış görüyorsunuz kejfksjjdjd)

Biraz daha burada kalırsam uyuyacaktım ve sabah böyle uyanmak pek de iyi olmazdı. Yavaşça Aycan'ın kolunu üzerimden kaldırıp ayağa kalktım. Eğilip kucağıma aldığımda ise uyanmaması için bildiğim bütün duaları ediyordum.

Barakalara geldiğimide herkes uyuyordu.
Aycan'ın yatağı köşede olduğu için fazla ses çıkarmadan onu yatırdım.
Üzerini örtüp saçına küçük bir öpücük kondurdum.
Kim bilir bir daha ne zaman öpecektim?

~

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım.
Etrafıma bakındığımda barakada olduğumu anladım.
BARAKADA OLDUĞUMU anladım.
Dün en son gözlerimi kapattığımı hatırlıyordum orada uyuyakalmış olmam gerekiyordu.
İçten içe beni buraya Barışın getirdiğini
düşünsem de böyle bir şey yapmayacağını biliyordum.
Yavaşça doğruldum ve nehirin oraya gittim.
Yüzümü yıkayıp oturdum orada.
Bugün ödül oyunu vardı.
Kazanmak istiyordum.
Bu benim performansımı yükseltmem için bir şanstı.
Ben oturmuş düşünürken barakalardan bağırma sesleri gelince ayaklandım.
Onların yanına gidince kavga eden Barış ve Sercan beklemiyordum. Herkes ayırmaya çalışıyordu.
Koşarak barışın yanına gidip berkanla uzaklaştırmaya çalıştık.
Ama sadece çalıştık. Barış çok sinirlenmiş gözüküyordu.

• 1 saat sonra •

Sular durulmuştu adada.
Barış ve Berkan sahilde oturuyorlardı.
Ben gitmemiştim. Daha doğrusu gidememiştim. Sert bir dille kovmuştu beni. Kırılsam da belli etmeden onların yanından ayrılmıştım.
Umarım en yakın zamanda eskisi gibi olurduk. Çünkü ben gerçekten iyi değildim. Her gün suç işlemiş gibi dolanıyordum. Oyunlara dikkatimi veremiyordum.

Kavganın nedenini çok merak ediyordum.
Biri sırtıma dokunduğunda irkildim.

"Niye kavga ettiklerini düşünüyorsun değil mi "

Arkamı döndüğümde sesin sahibinin Nisa olduğunu anladım.

"E-evet biliyor musun sen "

"Tam olarak bilmesem de kavgadan önce senin hakkında konuştuklarını duydum "

"Benim hakkımda mı "

"İstersen cemoya soralım "

Onaylar ifadeyle başımı salladım.
Nisa Cemal'i çağırdığında yanımıza geldi.

"Ne oldu fındık kurdum"

"Cemo barış ve sercan neden kavga etti biliyor musun"

"Yok bilmiyorum,ormandaydım ben kavga olduğunda"

"Peki Barış'a bakabilir misin iyi mi diye
ben yanına gidemedim"

Dedim kibarca.

"Tabii ki bakarım"

Diyip gülerek yanımızdan ayrıldı.

"Nisa çok teşekkür ederim"

"Ne demek"

Diyip sarıldı.

Yerimde oturmuş cemalin gelmesini bekliyordum.
Ögrenebileceğinden emindim ama bana anlatır miydi bilmiyorum.
Yaklaşık on beş dakika sonra Berkan'ın geldiğini görüp ayaklandım.

"Birileri merak etmiş bizimkini"

Gülümsedim sadece.

"Yanına gitsene"

"Gideyim mi ?
Ya kızarsa ya yine kovarsa aramız daha kötü olmaz mı "

"Bence bu konuda bana güvenip risk alabilirsin civciv"

"Diyorsun"

"Diyorum ve seni de barışın yanına ışınlıyorum"

Diyip omuzlarımı tuttu ve sahile doğru götürmeye başladı.
Kendimi gergin hissetsem de gülmeye çalışıyordum.
Barışın yanına geldiğimizde tepkisini ölçmek için biraz bekledim. Bir şey demediğinde yanına oturdum.
Cemal ise durumu anlamış olacak ki geldiğim anda kalktı.
Onlar giderken ne yapacağımı bilmiyordum.
Yüzünde soğuk ve düşünceli bir ifade vardı.

Onun gibi denizi izlerken Barış bir şey yaptı.

Bölüm nereye gidiyor bilmiyorum lsldjkwdjks

Sınır 📌
55 vote
30 yorum

Beklenmeyen 'AYBAR🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin