01 | efendiler çarşısı
medya: medieval fantasy music
4 eylül 2010
. . .
Yakıcı sabah güneşi, Karacaköy yakınlarındaki iki katlı eve vururken, günün en sıcak saatleri henüz başlamamıştı bile. Eylül ayına gireli birkaç gün olsa da, yaz sıcakları bütün hızıyla devam ediyordu İstanbul üzerinde.
İşte bu iki katlı evin sakinleri, daha güneş yeni doğmuş olsa da uykularından uyanmışlardı. Evin babası Harun Bey, eşi Arzu Hanım'ın hazırladığı kahvaltıyı hızlıca bitirmekle meşguldü. Daha yeni uyanmanın mahmurluğunu atamamış Arzu Hanım, saçları darmadağın bir şekilde, sabahlığı ile mutfakta geziniyordu.
"Çocuklara bir daha çağır istersen, Arzu." dedi adam bir yandan midesini doldururken. İşe yetişmek için hızlı olması gerekiyordu. "Kahvaltı yapmadan inmesinler Eminönü'ne."
Arzu Hanım, bir yandan elini saçlarından geçirirken, ağzını sonuna dek açarak esnedi. "Barış kalkıyorum demişti ama bir daha bakıyım ben." dedi daha sonra.
"Hadi, söyle acele etsinler. Geç kalmak istemiyorum." dedi Harun Bey, ağzına büyük bir lokma atarak.
Arzu hanım, ona onay verdi daha sonra salondan üst kata çıkan merdivenin altına geldi. "BARIŞ! ASLI! KALKMADINIZ MI HALA?"
Koridorda adım sesleri duyuldu ve evin minik kızı Aslı merdivenin başında göründü. "Abim kalkıyor anne." dedi kız merdivenleri inerken. Tam bir hanımefendi gibi, dik bir duruşla yavaş yavaş inmişti merdivenleri.
Saçlarını iki yandan, sıkı sıkı örmüştü. Bugün Aslı için önemli bir gündü sonuç olarak. Bütün ilkokulu abisi Barış gibi büyücülük okuluna başlamak için bekleyerek geçirmişti. Sonunda ise bu yaz, ortaokul için büyücülük okulundan davetini almıştı ve şimdi abisi ile alışveriş yapacaklardı.
Aslı, babasının yanına giderken, Arzu Hanım Barış geliyor mu diye baktı. Biraz sonra dağınık saçlı çocuk, üstü giyinik fakat oldukça dağınık bir halde göründü merdivenin başında.
"Geliyoruum!" diye bağırdı ve ahşap korkuluğun üstüne oturup kayarak aşağı indi. Zaten dağınık olan kumral saçları, daha da dağılmış görünüyordu.
"Sana kaç defa bunu yapmamanı söyledim, Barış!" dedi Arzu Hanım kaşlarını çatarak.
Barış, gülerek annesinin yanağından bir makas aldı. "Bir şey olmaz Arzu Hanım, hemen kızma."
Ardından, kız kardeşinin aksine koşarak mutfağa yöneldi. Arzu Hanım da onun peşinden gelmişti mutfağa.
Barış ve Aslı masaya geçerken, Arzu Hanım onların ince belli çay bardaklarını doldurdu ve masaya biraz daha ekmek getirdi. Bir yandan da bugün gidecekleri alışveriş için konuşma yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kubbealtı Sihirbazlık Okulu ϟ harry potter evreni
FanfictionKubbealtı Sihirbazlık Okulu, 1930 yılında açılmış olan ve Anadolu'nun dört bir yanından büyücü ve cadıları kabul eden bir sihirbazlık okuludur. . DEVAM ETMİYOR ama çok güzel olduğu için yayında