LHQ
-I was waiting for you.-
Tek ihtiyacım arkamı kollayacak bir adet yeşil gözlü filozoftu.
Ama o da yanımda değildi.
**********************
(Tessa'nın adını Night olarak değiştirdim, uyarayım eheh)
Harry kaşlarının gözleriyle birleşmek istermiş gibi olan görüntüsünü düzeltti. Derin bir nefes aldı, sadece derin bir nefes. Sakinleşmek adına uzun parmaklarını dağılmış saçlarının arasından geçirdi, ne düşündüğünün farkında bile değildi, olmak da istemiyordu aslında.
Dili dudaklarının üzerinde gezindi. Ne zaman sinirlense ya da kötü bir şeyler olacağını hissetse bunu yapardı.
Night. O geldiğinden beri diken üstündeydi Harry. Normalde başkalarını başkalarından kurtarmaya tenezzül etmezdi. Başkalarına karışmazdı yani, tek kurtarmaya odaklı olduğu şey kendi kıçıydı.
İstediği bir şey vardı, o da ayağına kadar gelmişti. Bu durumda Harry bu küçük kahramanlık operasyonundan bir zarar gelmeyeceğini düşünmüştü. Çünkü o zaman güven hissettirebilecekti, arkandayım mesajıydı bu bir yandan da.
Peki, buraya kadar bir sorun yoktu.
Fakat bundan sonra işler karışmıştı, Harry’nin Night’ı kurtarması tüm LHQ mahkumlarının diline dolanmış, LHQ’nun baş magazin haberi olmuştu. Daha önce götü masasına yapışmış gibi duran adam ayağa kalmış, LHQ’ya yeni gelmiş bir kızı Aslan Jacob’dan kurtarmış, bununla yetinmediği gibi kalkıp ertesi gün Jacob’u öldürmüştü.
Bunlar LHQ’da şimdiye kadar olmuş en sansasyonel olaylardı, ve bunun tek bir açıklaması olabilirdi.
Ve bu da Harry’nin neden burada olduğunun basit sebebiydi.
Pek basit değildi gerçi, boş verin.
“Jacob uzun süredir buraya az da olsa bir düzen verebilmişti, Harry.”
Harry sabırsızca ayağıyla yere vurarak ritim tutmaya başladı.
“Diktatörlük. Yaptığı tek şey buydu.”
Kolunda şimşek dövmesi olan adam gözlerini kıstı.
“Kendini en güçlü olanmış gibi göstererek çevresi üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıyordu. Buna yeterince göz yummuştum, yeni gelen birine kölesiymiş gibi sahip olmak istemesi bardağı taşıran son damlaydı, anladığınızı umuyorum.”
Şimşek dövmeli dazlak kafalı olana döndü. O daha ağzını yeni açmıştı ki dazlak kafalı tükürürcesine bağırdı.
“LHQ’da ihtiyacımız olan şey dövüşerek geberenler, ayı gibi herkese üstünlük taslayıp gezenler, herkesin ortasında ayaküstü tecavüzler falan değildi, lanet olası. Jacob’un yaptıkları bu sayıyı aza indirgiyordu en azından. Ve sen bu son şansı da ortadan kaldırdın! Kötünün iyisiydi Jacob, çok düşünen beynin bunu kaldıramadı değil mi?”
Harry sinirler dişlerini gıcırdattı. Tehdit, tehdittir, ortadan kaldırılması gereklidir.
“Umrumda değil. Burası zaten bir bok çukuru, azalan ölü sayısı bir şey değiştirmeyecek. Her ay yenileri geliyor zaten, eskilerini çöpe atmak lazım değil mi?”
Yüzüne şu kendini beğenmiş sırıtışlarından birini yerleştirdi. Bu vakitten sonra planını uygulamaya sokabilirken, neden aptal Düzen ve Yeniden Doğuş birliğine katılacaktı ki? Tek dertleri hakimiyethakimiyethakimiyet olan bir avuç ahmaktı onlar, ve Harry’nin onlara daha fazla ihtiyacı kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LHQ // h.s
FanfictionMasumdu, evet, bu bir gerçek. Fakat masumluğu pek bir işe yaramadı. O artık LHQ'daki herhangi bir suçlu. LHQ ölüm demek. LHQ işkence demek. LHQ uzayda tüm ihtişamıyla süzülen bir hapishane. Ve Night Lockhard artık oradaki masum mahkum. Tek isteği LH...