Algın arabasını evinin sokağına çevirdiğinde direksiyonu tutan elleri titremeye başlamıştı. Yedi yıldır uğrak vermediği sokaklar değişmiş, ağaçlar kocaman olmuş, binaların renkleri farklılaşmıştı. Genç bir kızken onu uğurlayan sokaklar şimdi otuzlarına gelmiş bir kadın olarak dönen ona selam veriyordu. Arabası evin önünde durduğunda gözleri direk olarak Sancarbey villasına döndü. Evin bahçe ışıklarının hepsi yanıyordu. Birkaç tane de odanın ışığı yanıyordu ancak gözlerinin mevkilendiği odanın ışığı yanmıyordu. Titremesinin artmasına şaşkınlıkla bakıyordu şimdi.
Gözlerini kapadı ve koltuğa başını yasladı. ''Sakin ol. Yedi yıl geçti ve her şey bitti. Mutlu olacaksın!'' diye kendini telkin etmeye çalışıyordu. Aşağı indiğinde sadece küçük valizini almıştı. Kapının önüne çıkan çalışanları hemen arabasına yönelmiş ve valizleri alıp içeri taşımaya başlamıştı. İçeri girdiğinde gözlerini evinde gezdirdi. Giriş kattaki salonda değişen ufak detaylar hariç neredeyse her şey aynıydı. Salonda ki sessizlikten ailesinin bu sıcak yaz akşamında bahçede oturduklarını düşündü. Bahçeye doğru geçtiğinde çoktan annesi ve babası ayaklanmıştı.
''Kızım, Zeynepim hoş geldin annem.'' Dedi annesi gelip hemen ellerinden tutmuş ve sonunda eve gelen kızının kokusunu içine çekerek ona sarılmıştı. ''Hoş buldum Nesli sultan.'' Annesi geri çekilince yakışıklı babasının elleri ceplerinde mutlulukla onları izlediğini gördü. Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip babasına yanaştı. ''Murat reis? Bir hoş geldin yok mu?''
Babası gözyaşlarını saklamadan kollarını açtı. ''Hoş geldin kırmızı yoncam, gönlümün yetiştirdiği en güzel çiçeğim.''
Kollarını kızına sarıp kokusunu içine çekerken Murat Paker'in huzurunu o an dünya da hiçbir adam da bulamazdınız. ''Murat, tamam lütfen.'' Dedi Nesli hanım kocasına kötü bir şey olacağı korkusuyla.
''Murat sende bu ameliyatlardan sonra ne sulu göz oldun böyle?'' arkadan tanıdık bir sesi işitince babasından ayrılan Algın bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi. Kemal ve Beliz Sancarbey çifti mutlulukla arkadaşlarını izliyorlardı.
''Kemal amca, Beliz teyze siz de mi buradaydınız. Kusura bakmayın sizi görmedim.'' Dedi öncelikle annesi kadar mutlulukla ona bakan Beliz hanıma doğru gitti.
''Zeynepciğim, yavrum hoş geldin kaçak kuşum benim. Kendini nasıl özlettiğinin farkında mısın?'' dedi kadında en samimi şeklinde ona sarılırken. Kemal amca ve Beliz teyze ile annem ve babamın beni ziyaretlerinden bir kaçında buluşmuş onları evimde misafir etmiştim. Aslında annem ve babamdan üç beş kere beni az görmüşlerdi. Yine de kadının ve adamın kendisine olan sevgilerini biliyordu.
''Geldim Beliz teyzem benim. Artık babam ve Kemal amcaya alışveriş için yakarmak yok. Ben sizi her yere götüreceğim.''
''Bak kızım bu dediğine pişman olmadan önce bence lafını hemen geri çek.'' Dedi Kemal amca da sıkıntılı bir sesle. Gülümseyerek Kemal amcaya döndüm.
''Gönlümün en yakışıklı Kemal'i, deme öyle söz sizle de rakı içmeye geleceğim. Büyüdüğüme göre beni de götüreceksiniz artık.'' Dedim gidip Kemal amcaya sarılıp kafamı güvenli göğsüne yasladım. ''Artık yanı başımızdasın ya kırmızı kızım benim istediğin her yere götürürüz söz.'' Dedi.
Hep birlikte havuz başında ki masanın etrafına oturduklarında Beliz teyze herkesin içinde seslice konuşmaya başladı.
''Karan bu gece de Antalya'da değil Zeynepcim. Yoksa o da seni karşılamak isterdi. Sabaha doğru inecek uçağı. Son gireceğiniz ihale için İzmir'e gitmişti.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✿Aşk Mavi Kokar✿
RomanceBazı hikayeler vardır güzel biteceğine inandığınız. Bazı sevgiler vardır sizi hiç bırakmayacağını düşündüğünüz. Bazı kokular vardır hiç unutamam dediğiniz. Bazı anlar vardır büyüdüğünüz. Bazı adamlar vardır sevdasına boyun eğdiğiniz. Birde bazı kadı...