2.5

11.1K 736 339
                                    

Bölüm Şarkısı: A thousand years- Christina Perri

Gülce Duru
Kalbime doluşan hisler beynime giden damarları tıkıyordu sanki.

Bir lunaparktaydım, hız treninden aşağıya uçuyordum. Rüzgar, saçlarımda dalgalanıyor; kalbim, kulaklarımda yankı buluyor...

Midem bulanıyor biraz, ruhum onun adını fısıldıyor sesi titreyerek. Zihnime hükmeden beynim kendini kapatıp kalbimin bir kez olsun konuşmasına izin veriyor.

Beni seviyor.

Bana aşık.

Berkay, beni yaşatıyor. Aşkımdan öldürmüyor. Aşkımdan yaşatıyor.

Beynim, elektrik çarpmış gibi kendine gelirken kulaklarımın uğultusu geçmiyor. Kalbim, bedenime hükmetmek için beynimle bir savaş veriyordu.

Berkay'ın kızgın bir şekilde Uğur'a bakan gözlerine baktım.

Gözlerim dolu, kalbim hızlıydı.

Ona bakmak bile yaşama sımsıkı sarılma isteğimi körüklüyordu.

Bana döndü.

Gözleri yumuşarken konuştum.

"S-sen beni seviyorsun?"

"Seviyorum."

"Ne zamandan beri?"

"Seni gördüğüm andan beri."

Kendinden emindi.

"Kankalık kuralı?"

"Siktir et."

"Ya ayrılırsak?"

"Aşığım."

"Ben değilsem?"

"Susarım."

"İstemezsem?"

"Giderim."

Kalbim hızlanıyordu. Kontrolü yitiriyordum.

"Ben yapamam Berkay."

Beynim galip gelmişti.

Gözlerinde saniyelik gördüğüm acı tekrar bulutlar tarafından kapatıldı.

"Neden?"

"Çünkü olmaz."

"Bana bir şey hissetmiyor musun yoksa korkuyor musun?"

Çok korkuyorum Berkay. Seni kaybetmek beni çok korkutuyor. Kendimi kaybetmek beni korkutuyor.

"Sen, benim arkadaşımsın."

Sana aşığım.

"Bir şey hissetmiyor musun?" Sorusunu yenilerken gözlerime bakıyordu.

Gözlerimi ondan çektim.

"Hayır."

Başımı eğip çeneme tırnaklarıma bakarken baş ve işaret parmağıyla çenemden tutup gözlerine bakmamı sağladı.

"İnanmıyorum Gülce."

Kalbim, düşünmemi istemezesine hızlı atarken öleceğimi sandım.

"Sana aşık değilim Berkay."

Gözlerine yerleşen sertlik ve soğukluk kendimi ağrı dağında hissettirmişti.

"Aşık değilsin?"

Gözlerine bakamıyordum. Her şeyi onun için yaparken bir korku yüzünden ona hayır demem ne kadar mantıklıydı bilmiyordum ama onunla ayrılmaktan korkuyordum.

"Değilim."

"O zaman gözlerine söyle, bana böyle bakmasınlar."

Gözlerime kızan beynim onlara soğukluğu gönderirken ifadesiz duruyordum.

"Yanlış görüyorsun Berkay. İstediğin gibi bakma, sen benim yalnızca arkadaşımsın."

Elini çenemden çekerken sinirli görünüyordu. Bu reddedilmiş olmanın sinirinden çok korktuğum için onu reddetmemin siniriydi. Berkay, bir şeyden korkmama çok sinirlenirdi.

"Gülce," dedi bana bakarak. Acısı, anadan üryan bir şekilde gözlerinde ve yüzünde dolanıyordu.

"Her şeyi kontrol edemezsin." 

"Bir şeyi kontrol etmeye çalışmıyorum."

"Kalp atışlarını buradan duyuyorum Gülce."

Cevap vermedim.

"Her şey senin kontrolünde olsun istiyorsun. Derslerin, dört dörtlük olmalı. Hayatın, şimdiden programlı. Baban gibi başarılı bir doktor olacak otuz üç yaşında evleneceksin. Üç çocuğun olacak. Spor, hobin olacak. Ee? Bunlar senin isteklerin mi Gülce? Bunlar, harbiden senin hayallerin mi? At gözlüğünü! Bırak düşünmeyi, sadece anı yaşa. Etrafındaki olanları hisset, kalbini, hayatını... Sen kimsenin kuklası değilsin balım. Beni istemiyor musun? Eyvallah. Ama, ama bu planladığın dört dörtlük olacağını düşündüğün hayatın var ya, işte o senin hayalin değil. Yazın konuştuğumuz geceyi hatırlıyor musun? Bana İngiliz dili ve edebiyatı okumak istediğini söylemiştin. Şimdi ne değişti?"

Söyledikleri, beni bu kadar iyi tanıması kanımı dondururken ona bakmaya devam ettim.

"Yaşadığın hayat, senin seçimlerin olmadıktan sonra hiçbir sike yaramayacak. Mesleğin, ne kadar para kazanırsan kazan istemeyerek yaptığın sürece senin için sadece bir işkence olacak. Yanındaki adam, senin sevmediğin biri olduğu sürece mutlu olmayacaksın."

"Hep diyorsun ya duygular gereksiz diye. Haklısın. Sikeyim duyguları ama senin duyguların var ya Gülce. Onlar, o kadar güzel ki. Senin içinde bir yerde kapalı bir odada saklanmayı hak etmeyecek kadar güzeller. Ben dört yaşındaki Gülce'nin özgürlüğüne o kadar aşığım ki, hayatımı o kıza göre kurdum.
Bir karar verirken bile düşünür oldum.

Yaşamak için her seferinde çabaladıkça o küçük kızın cesareti geliyor aklıma, gözlerin geliyor. Nasıl cesur olurum? Dedikçe seni izliyordum tüm şüphelerimden arınıyorum. Sana çok aşığım kendimi kurtaramıyorum. Korkma sakın, hayırsa hayırı evet yapmak için uğraşmayacağım. Hislerinde bir baskı kuramam. Sadece yaşa Gülce, benimle ya da bensiz. Bizimkiler olmadan ya da olarak. Kendine yetmeyi bil. Eski Gülce ol demiyorum, korkma diyorum. Sevmekten korkma, hislerden korkma."

Sözleri, ruhumun yaralarından içeri sızarken benim bildiğim gerçekleri Berkay'ın da bilmesi beni korkutmuştu.

"S-sen," dedim ve yutkundum.

"Seni artık görmek istemiyorum." Sözlerimin keskinliği tamamen mantığımın eseriydi.

Sinirli bir şekilde sırıttı ve alt dudağını dişleri arasına alıp bıraktıktan sonra ifadesini sertleştirip bana baktı.

"Bunları seni üzmek için söylemedim. Kendini harcamanı istemiyorum. Hayatında her zaman ben olmayacağım. Zaten istemiyormuşsun. Ama bu sözlerimi sakın unutma," dedi ve durdu.

Kalbime dokundu.

"Bu hızlı atan kalbin varya eğer birisi için kendini patlatacak kadar hızlı atarsa o kişiyi sakın kaybetme çünkü," dedi ve tekrar durdu zorlanıyor gibiydi.

"Çünkü hisler hayatını anlamlı kılan hem en kötü hem de en güzel şeylerdir."

"Seni seviyorum balım. Seni üzerinden bin yıl geçse bile seveceğim."



Of of içim sıkıldı.

Bu arada dostlarım, instagram hesabı açtım. Yani kitaplarımla ilgili bölüm duyurularını falan da paylaşacağım oradan kitaplarla ilgili sorduğunuz sorulara da yanıt vereceğim takip ederseniz çok mutlu olurum hesabımın adı: @asronskittensandeverything

vote vermeyi de unutmayın çok öpüyorum💘

Turuncu | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin