1

21 1 1
                                    

Saat sabahın dokuzu ve ben gecenin ikisinde uyumama rağmen uyanıyorum. (Bunun benim için ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz.) Bilmiyorum tuhaf bir his var içimde, sanki yaşamım ellerimden kayıp gidiyor ve ben hiçbir şey yapmıyorum, yanlış okumadınız yapamıyorum değil yapmıyorum. Bir sigara yakıyorum ve düşüncelerimi toplamaya çalışıyorum. Temmuz ayının yaklaşmasına rağmen hava kasvetli. Ve bu durum düşüncelerimde boğulmama sebebiyet veriyor. Sigaranın dumanı etrafımda dans ediyor aynı benim gibi, bir an tamamen varken bir bakıyorum yavaşça uçuşmuş ve yok olmuş. Ardından bir duman daha bir duman daha...

Aynı biz insanlar gibi değil mi, aynı hayatımız gibi. Bu hayatın içinde bir an varken bir bakmışsınız hayatın hiçbir yerinde yokuz. Yaşam ve ölümden bahsetmiyorum. Yaşam ve yaşamın içindeyken birer ölü olmamızdan bahsediyorum. İkisi çok farklı şeyler. Tam da bu durumdayım sanki. Günler birbirini kovalıyor, zaman hızla akıp gidiyor, peki biz napıyoruz?

Bir çoğumuz aynen şöyle yapıyoruz; sabah uyanıyoruz ve ilk iş elimize telefonlarımızı alıyoruz, sanki çok önemli mailler bizleri beklermiş gibi. Ama hayır sosyal medya uygulamalarına bir göz atayım diyoruz, biraz şuna, biraz da buna, he buna da girmezsem olmaz, son kez de şuna bakayım. Böylelikle bir bakmışız öğlen olmuş, çoğu zaman bunun bilincinde olmuyoruz zaten çünkü saatlerin bir önemi yok ki, ister sabah olsun ister akşam neden mi devam edeyim o zaman. Telefonu bir müddet kenara koyup kahvaltımızı hazırlıyoruz. (he tabi kenara koymak istemiyor da olabilirsiniz, o zaman kahvaltı hazırlarken bir video açıp izleyebilirsiniz.) Kahvaltı eşliğinde telefonda veya televizyonda hiç fark etmez, saçma sapan programlar izliyoruz. Diyeceksiniz ki hiç mi vakit öldürmeyelim, öldürün efendim öldürün ama bir gazete kağıdını karıştırırken, bir kitap okurken veyahut bir belgesel izlerken de vakit öldürebiliriz. Neyse biz devam edelim, sonuçta bu devirde gazete okuyan mı kalmış değil mi? Karnımızı bir güzel doyurduk oldu mu şimdi, bir ağırlık çöktü üstümüze, televizyon karşısında bir kahve keyfi yapalım. Mutlaka sizi kendisine çeken bir program vardır zaten, evlendirme programları mesela, olmaz efendim ne münasebet ben izlemiyorum demeyin lütfen, öyle kaoslar öyle entrikalar dönüyor ki o programlarda, vah vah tüh tüh diye diye yanınızdakiyle programı yorumlaya yorumlaya bir bakmışsınız program bitmiş. Bir de oradaki olayların gerçek olduğuna kendimizi inandırıp yorumlamamız yetmiyormuş gibi, bak bak ne insanlar ne hayatlar var görüyor musun diyip hayat dersi çıkarıyoruz kendimizce, halimize şükretmeyi öğreniyoruz.

Hayat dersi dediğimiz şeyi küçücük bir cümleden, bir olaydan, izlediğimiz bir programdan alabiliriz elbette efendim. Ne zaman, nerede, neyden veyahut kimden etkileneceğimiz belli değil tabi ki. Ancak kusura bakmayın ya da bakın efendim, belki de bakmanız gerekiyordur bilemem, saçma sapan bir televizyon programından da hayat dersi almayalım, okuduğumuz kitaplar, makaleler olsun. Okuduğumuz şairler, dinlediğimiz şiirler, izlediğimiz belgeseller olsun. Belgesel dedim mi çoğumuzun (gerçekten büyük bir kesimin) aklına hayvanlar geliyor, belki sonrasında okyanuslar, gezegenler, dünyamız, vahşi doğamızı ele alan belgeseller geliyor. Yanlış efendim yanlış. Şiirle, denemeyle, makaleyle, bilim insanlarının otobiyagrafisiyle, tarihimizle, bir eşyayla evet evet bir eşyayla ilgili belgeseller de var.

Kim kiminle evlenmiş, kim kiminle boşanmış bizi niye bu kadar ilgilendiriyor, bana ne, beni ne ilgilendirir demeyi neden bilmiyoruz, yazık halimize yazık ki ne yazık. İlgilendiğimiz alanlar, uğraşlarımız olsa, bilgiye aç bir toplum olsak ne de güzel olurdu halbuki. Bilmediğimiz konular hakkında yorum yapmak yerine susmayı bilsek mesela, konuşabilmek için bir şeyler öğrenmeye ve daha çok daha çok bir şey öğrenmeye çalışsak. Araştırmaya, yeniliklere aç birer insan olsak. Ah efendim ahh anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki, bakın ben de elimde olsa bu konu hakkında hiç durmadan konuşurum, iyi mi yapıyorum sanki, konuşunca ne oluyor ki, bakın yazıyorum bu satırları elime ne geçiyor efendim?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deneme🍃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin