Geçmişi Değiştiremezsin Ama Ders Alabilirsin

58 4 16
                                    

Horea kaybolurken Lexina onları odadan çıkardı. Hızla koridorlarda ilerlerken Lexina onlara dönüp "Evet nereden kaçacaksınız? Ön kapıdan çıkmayı düşünmüyorsunuz değil mi?" dedi.

"Otelin arka tarafında arkadaşlarımız bizi bekliyor."

"İyi."

Aniden etraf karardı ve alarm çalmaya başladı. Acil durum ışıkları loş bir ortam oluşturmuştu. Lexina kısık bir sesle sövdü. "Acilen en yakın pencereyi bulmalıyız. Birazdan kepenkler iner."

Onlar pencere ararken Ashley bir okun gerilme sesini duydu. Yana doğru kaçmaya çalıştı ama ok koluna saplandı. Kolunu tutup ona ok atan kişiye baktı. Eski Roma askeri onlara acımasız bir şekilde bakıyordu. Asker gülümsedi." Açıkçası Diana'nın neden okları sevdiğini anladım. Daha hızlı ve kılıç yarasından daha zor iğleşiyor. Sizi buraya şıkıştırmak çok iyi bir fikirdi."

Ashley yarasına baktı. Kan ok olduğu için fışkırmıyordu ama kıyafetinde bir kan çemberi oluşmuştu. Okun ucunu kırdı ve askere döndü." Beni alt etmek için bir oktan fazlasına ihtiyacın  olacak. "  dedi ve gladiusu ona doğru fırlattı. Gladius havada bir mızrağa dönüştü ve askere saplandı.

Asker toz olurken Harrison hızla Ashley'nin yanına geldi. "İyi misin? Kolunu hareket ettirebilir misin? "

Ashley kolunu tuttu ve yüzünü buruşturdu." Gidelim şuradan. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok."

Lexina onları bir odaya götürdü. Pencerenin kepenkleri kapalıydı. Harrison kepenkleri zorladı ama açılmadı. "Evet şimdi ne yapıyoruz?"

"Geri çekilin! Bu işi ben hallederim."

Lexina elini pencereye doğru uzattı. Şimşek duvarı parçaladı. Harrison yavaşça aşağı baktı. "Burası atlayabilmemiz için çok yüksek. Duvardaki tuğlalara tutanarak inebiliriz ancak."

"Ben uçabilirim. Ama ikinizi de taşıyabilecek güçte değilim."

Ashley feneri Lexina'ya uzattı. "Al bunu. Siyah bir cip bulacaksın. Kaportası beyaz ve üstünde kırmızı bir arma var."

Lexina feneri alıp "Ama ya bana inanmazlarsa ne yapacağım? Hem sana da acil yardım lazım. Ya bana inanmazlarsa?" dedi.

Ashley boynundan sarkan madalyona dokundu. Madalyonu Lexina'ya verdi. "Bu madalyon yani madalyonlar  sadece ben, Harrison ve Alexa'da var. İçini açarsan fotoğraflarımızı görebilirsiniz. Bu madalyonu ölü bedenimden bile kimse alamaz."

Lexina madalyonu sıktı. "Sana bunu geri vereceğim. Tekrar bulaşacağız."

Lexina duvardaki boşluktan uçup gecenin karanlığında kayboldu. Ashley ayaklarını boşluktan sarkıttı ve sağlam bir tuğla bulup aşağı inmeye başladı. Harrison onun arkasında geliyordu. Tam bir adım daha aşağı inecekteki tuğla yerinden oynadı ve Ashley'in ayağı kaydı. Tek sağlam koluyla da dengeyi sağlayamayınca üçüncü kattan aşağı düştü.

Harrison onun adını haykırdı. Ashley yere sağlam kolunun üzerine düşmeyi başardı. Acıyla yerde yatarken Harrison hızla aşağı inip yanına geldi. "Ashley! Ashley!"

Ashley zorlukla gözlerini açtı. Harrison ona korkuyla bakıyordu. "Ashley! Hades aşkına bir şey söyle!"

Ashley yutkundu ama ağzını açamadı. Harrison dolan gözlerini sildi. "İyi olacaksın. Will ve Nico geliyorlar."

Ashley acıyla ayaklarını oynattı. Ayaklarını oynatmayı başarınca derim bir nefes verdi.

Harrison ona öylece bakıyordu. Başını ellerinin arasına aldı. "Ashley sırası değil biliyorum ama artık söylemek zorundayım. Başka bir zamanız olamayabilir.Ben..."

Ashley zorlukla "Lafını sonraya sakla. Şuan mantıklı düşünmeyecek kadar korkmuş ve içmiş durumdasın." dedi.

Harrison hüzünle gülümsedi. Will endişeyle ona doğru eğildi. "Aman Tanrılarım Ashley! Seni acilen en yakındaki hastahaneye götürmeliyiz!"

Will ona bir boyunluk taktı ve sedyeye yatırdılar. Bir ambulansın sirenini duydu. Acaba kim çağırmıştı?

Verdikleri ilacın etkisiyle ağrıları hafiflemişti. Yavaş yavaş gözleri kapandı ve uykuya daldı. Ya da bayıldı. Ya da öldü. Ne olduğundan Ashley bile emin değildi. Ya da son gördüklerinin sadece bir hayal olup olmadığından da.

Çok kötüyüm biliyorum*

Guardian Of Humanity Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin