Guardian Of Humanity

Biraz Daha Bunaltırsanız Her Şeyden Vazgeçeceğim

Ashley ofisinde çalışırken Farai hızlı bir şekilde içeri girdi. "Merhaba Ashley!"

"Girmeden önce kapıyı tıklayanilirdin Farai. Ya içeride bir müşteri olsaydı?"

Farai masasının önündeki koltuğa oturdu. "Bırak şimdi müşteriyi! Ay Ashley senin için çok mutluyum. Afrodit ve Eros sonunda dualarımıza cevap verdi!"

"Ne demek istiyorsun Farai?"

Farai elini tutup inceledi. "Hani yüzük nerede?"

Ashley eline baktı. "Ne yüzüğü?"

Farai şok içinde "Şaka yapıyorsun değil mi?"

Ashley omuzlarını silkti. "Şuan neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok."

"Nasıl olmaz! Ben yarım saattir ne diyorum?!"

Ashley işine geri döndü. "Bilmem bir sürü şey söyledin."

"Harrison ile nişanlanmışsın! Evlenecekmişsiniz!"

"Evet."

Farai yanına gelip onu sarstı. "Nasıl bu kadar sakin olabilirsin! Yapılacak çok şey var ve sen hala çalışıyorsun!"

Ashley ondan kurtuldu. "Açıkçası bütün bunlar düşündüğüm son şeyler. Ondan daha önemli meseleler var."

Farai hayal kırıklığı ile ona baktı. "Harrison da aynı tepkiyi verdi. Size gerçekten inanamıyorum! İnsan biraz olsun heyecanlanmaz mı?!"

"Ne yapalım Farai?"

"Her evlenecek çiftin yapması gerekeni. Bir düğün planlayın, balayına nereye gideceğinizi düşünün!"

"Açıkçası düğün yapmak istediğimden emin değilim. Bütün bunlar çok zaman istiyor ve ben bunlarla uğraşmak istemiyorum. Kehanete ve şirkete odaklanmayız."

"Tamam! Sen bunlara odaklan. Ben düğün işini hallederim."

"Ne?! Ama Farai-"

"Ama yok. Siz işi bize bırakın. Biz hallederiz."

"Önce ilgilenmen gereken evraklar var!"

"Evraklar bekleyebilir!"

"Düğün de bekleyebilir!

Farai kapıyı açıp ona döndü." Biz bugün için çok bekledik o yüzden bekleyemez. "

" Ne demek çok beklediniz?! "

Farai onu dinlemeden kapıyı kapattı. Ashley ofladı ve sandalyesine geri yaslandı.

Biraz sonra kapısı çalındı." Girin."

Nico ve Lexina onun yanına geldiler. "Merhaba Ashley."

"Nico, Lexina. Gelin ben de sizi bekliyordum."

Nico oturup "Evet, nasıl gidiyor işler?" dedi.

"Yoğun. Bu aralar işler üst üstte yığılmış durumda."

"Eminim öyledir."

"Lexina sen nasılsın? Umarım kendini daha rahat hissediyorsundur. Teklifim hala geçerli. İstersen bizde de kalabilirsin."

Lexina olumsuz bir şekilde kafasını salladı. "Hayır, gayet rahatım. Sağolsun Nico ve Will beni rahat ettirmek için her şeyi yaptılar."

"Eminim yapmışlardır."

Lexina mavi gözleri odada gezindi. Abisine hiç benzemiyordu. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı.

Ashley ellerini birleştirdi. "Lexina sen ve abin hakkında biraz araştırma yaptık. Pek bir şey bulamadık ama bir şey çok ilgimizi çekti. İsimleriniz sanki özenle seçilmiş gibi."

Lexina kafasıyla onayladı.

Ashley "Lexina Yunanca insanlığın koruyucusu demekmiş. Teah da tanrıça. Abinin adı ise Antaeus düşman, Fedor ilahi hediye demekmiş. Senin bu konu hakkında bir bilgin var mı? Babanın söylediği herhangi bir şey."

Lexina iç çekti. "Ben ve abim tanrısal bir parça taşıyoruz. Ve tam gücümüze ulaştığımızda tam anlamıyla ölümsüz ve durdurulamaz olacağız."