Belki de evi kacinci kez gezdiklerini kendileri bile unutmuslardi.O odadan cikip diger odaya gidiyor,dolaplari karistirip pencereden disari bakiyorlardi.İsin en kotu tarafi da bunlari surekli yapmaktan ne sıkılmis ne de yorulmuslardi.En çok da pencereden iki gündür durmak bilmeden yağan yağmur ve sürekli koşuşturan insanları izliyorlardı.
Won Jo ve Eun Hee... Onlar her şeyini birlikte yapan yaşamlarını birlikte sürdüren iki kız kardeşin çocukları, yani kuzenlerdi.Babalarının beraber ortak olarak çalıştığı ve annelerinin neredeyse içinden çıkmadıgi bir aile restorantları vardı.Mutlu bir aileye sahiptiler.
Birkaç gün önce Seule taşınmislardi.Tabii ki buraya büyük bir hevesle gelmislerdi. Ayrıca yeni evleri alt altaydi. Belki de onlar için en önemli konu buydu. Ne Seule taşınmak, ne de restorantı büyütmek hikaye tarafiydi onlar için. Oncelikli konu birlikte yaşamakti. Beraber büyüdükleri için birbirlerini kardeş yerine koymuşlardı. Beraber yemek yiyor, beraber geziyor, beraber aynı anda 40 farklı konudan konuşuyorlardı. Yeni taşındıkları evi ikiside çok beğenmişlerdi. Evleri alt altaydi ve aynı okula gideceklerdi.
Pencerede hevesle dur durak bilmeden bu konulardan konuşurken birden ikisi de sustu. Sanki söyleyecek daha fazla bir şey kalmamıştı.Won Jo derin düşüncelere dalmışti.Tabiki Eun Hee bunun farkındaydı. Ama yarın okula gideceklerdi ve de böyle can sıkıcı bir sessizliğin olmasını istemiyordu.Won Joyu dürterek
" Sohbetine doyum olmuyor yine ne düşünüyorsun uzaklara dalıp gittin" dedi.
Won Jo bir süre sessiz kaldıktan sonra hiç yüzünü cevirmeden kafasıyla dışarıyi işaret ederek
" Dışarıya bak yağmur yağıyor buna rağmen ne kadar kalabalık. Ayrıca şu arabalara baksana. Yani ben şeyi düşündüm acaba burada mutlu olabilir miyiz? Hem hem ayrıca bizim gideceğimiz lise özel lise ve biz burslu kazandık. Yani işte anlasana, ya mutlu olamazsak?" diye sordu.
Eun Hee aslında pek şaşırmamisti, bu aralar Won Jo sürekli böyleydi. Tabii ki ona düşen de hemen bu ümitsiz düşünceleri yeşermeden kurutmakti. O yüzden hemen ses tonunu değiştirerek tekrar Won Joya döndü.
" Kaç dakikadır bunu mu düşünüyorsun, neden mutsuz olalım ki? Restorantı dahada buyuttuk, evlerimiz alt alta. Hem gideceğimiz okulda çok iyi, özel okula gideceğiz. Hem eskisi gibi değil artık bence zengin çocuklar o kadar havalı değildirler. Sonuçta biz burslu kazandık, bu daha gurur verici. Neden böyle düşünüyorsun, pozitif düşün herşey çok güzel olacak"dedi.Won Jo sanki onu hiç dinlememiş gibi
" Okullar başladı 2 gün geciktik, sence sorun olur mu?"diye endiselendi.
Eun Hee Won Joyu kendine dondurerek
"Sen saka misin?Sana pozitif ol diyorum sen neler dusunuyosun.Lutfen artik endiselenme ve bu konuyu kapatalim.Cok sıkıldim artik"dedi.Won Jo
" Tamam o zaman başka bir şeyden konusalim.Yarın hangi çantayi takacaksin?"diye konuyu değiştirdi.
Çanta seçmek için odalarina ciktilar. Akşama kadar okul için hazırlandıktan sonra yatma vakti gelmişti. Ikiside derin düşüncelerle yataklarına girdiler. Yarın neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı, içlerinde büyük bir heyecan vardı. Meraklı düşüncelerle uykuya daldılar...
Sabahhh....
Eun Hee yarım saattir kulağının dibindeki annesinin sesini duyuyor ama hiç dujymak istemiyordu. Çünkü onun için önemli bir şey vardı; uyumak. Uykusunun en güzel yerindeydi ama artık dayanamadi ve kafasını yuzünü gömdügu yataktan kaldırdı." Anne ne istiyorsun?"dedi.
Aslında uykusunu böldüğü için annesine sinirlenmisti.
" Hadi artık kalk Won Jo hazırlandı ve kahvaltıda seni bekliyor." diye soylenerek odadan cikti annesi.
Her ne kadar istemese de yataktan kalkmak zorundaydı çünkü okula gitmesi gerekiyordu. Annesi gittikten sonra yataktan kalktı ve söylenerek bileğindeki tokayla saçlarını topladı. Banyonun kapısını açtı ve içeriye girdi. Elini lavaboya dayayarak birkaç dakika aynaya baktıktan sonra yüzünü yıkadı. Kahvalti için mutfağa indi.Kapıya dayanarak annesi ve Won Joya baktı. Kahvaltı hazırlıyorlardi. Içeri girdi ve masaya oturdu. Kimchilerden bir tane alıp ağzına atarak
" Yağmur hala devam ediyor etraf iyice çamur olmus." dedi.
Won Jo hazırladığı tabakları masaya koyduktan sonra sandalyeyi çekti ve oturdu.
" Evet akşamdan beri hiç durmadan yağıyor. Bugün okulun ilk günu .Neyse oyalanmadan yiyip çıkalım. Zaten çok heyecanlıyım bütün gece hiç uyumadım."dedi.
Eun Hee ağzındaki lapayı yutarak
" Ben gayet iyi uyudum, ama sayenizde bölmek zorunda kaldım." diye soylendi.
Anlasilan bu uyku meselesini bırakacak gibi değildi.Won Joda bunun farkındaydı. Konuyu değiştirmek için okulu bahane etti.
" Hadi hadi geç kalacağiz artık çıkalım."dedi.
Masadan kalktılar. Masayı toplamaya yardım ettikten sonra evden çıktılar. Won Jo derin düşüncelerle yürüyordu. Farkında olan Eun Hee" Hadi biraz acele edelim ilk günden geç kalmayalim"dedi.
Won Jo başını sallayarak onayladı. Şiddetli yağmurun altında okula yürümeye başladılar.Bu kadar yagmur cidden fazlaydi.Bilmedikleri bi yerde bu yagmurda okula yetismeye caisiyorlardi.Gordukleri ilk otobuse bindiler.Acaba bu otobus dogru otobus muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir Gülümseme Ver
Romanceİnsan hayatın ne getireceğini bilemez bazen.Neyle karşılaşacağı konusunda seçim yapması olanaksızdır... Birbirinden asla kopamayan iki kuzen..Kardeşten öte ilişkileri ve birbirlerine karşı ölçülemeyecek sevgileri....Hayatlarında en iyi yaptıkları şe...