Hergün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü herzaman?
Herzaman güzel mi bu kadar?
Bu eşya, bu pencere!
Değil,
Vallahi değil;
Bir iş var bu işin içinde...Fırat, koltukta oturmuş laptopundan işle ilgili dosyaları inceliyordu. Boğazında hissettiği acı ile yüzünü buruşturmuştu. Kendini çok hâlsiz hissediyor, fakat bunun üstünde pek fazla durmuyordu.
İşine öyle dalmıştı ki karşısında elinde kahve fincanlarıyla ona bana Miray'ı görmüyordu. Genç kız daha fazla bekleyemeyerek boğazını temizledi. Fırat bu sefer farketmiş, yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı. Elindeki bilgisayarı sehpahaya bırakıp, kollarını Miray'a açtı.
"Gel bakalım." dedi sevecenlikle.
"Sen ne işkolik bir adamsın ya! Beni farketmedin bile!" Demişti sitem edercesine. Elindeki fincanı Fırat'a uzatıp, yanına oturdu.
"Benim seni farketmemen mümkün mü? Dalmışım sadece!" Diyip elini omzuna atarak, yanağına bir öpücük kondurdu.
"Defne nerede?"
"Zorla uyudu az önce! Resmen direniyor, inat ediyor uyumamak için!"
"Ee annesi kim?" Demişti Fırat imayla.
Genç adamın omzuna sertçe vurdu.
"Ben inat mıyım?""Gel buraya inadını sevdiğim!" diyip onu kendine çekip, saçlarının arasına öpücükler kondurdu.
Miray birden Fırat'tan geri çekilip, ters ters bakmıştı ona.
"Sen bi gel bakayım şöyle." diyip, elini alnına koydu. "Fırat sen yanıyorsun!""Soyunayım istersen!" Diyip muzipçe sırıttı.
"Şakanın sırası değil Fırat! Ateşin var, yanıyorsun!"
"Yok benim ateşim falan." Demişti rahat tavrıyla. Ardından öksürmüştü.
"Var işte. Giyiniyorsun ince ince üşütmüşsün bak! Umarım Defne'ye de bulaştırmamışsındır!"
"Güzelim gerçekten iyiyim. Sadece biraz boğazım yanıyor, biraz halsizim, birazda-"
"Fırat hastasın işte! Neyin pazarlığını yapıyorsun? Ben şimdi ağrı kesici alıp geleceğim. Sonra bir çorba yapayım." Diyip ayaklandı.
Genç adam bunu başıyla onaylayıp, koltuğa uzanmıştı. Yalnızken hasta olduğunda pek üzerinde durmaz, bakmazdı kendine. Hüma Hanım'ın sayesinde iyileşirdi. Fakat şimdi bu görevi karısı üstlenmişti. Buna küçük bir tebessüm etti.
Miray hemen mutfağa gidip, dolaptan ağrı kesici buldu. Tüpe de bir kazan çorba koyduktan sonra tekrar Fırat'ın yanına döndü.
"Al iç bu ilacı! Çorbada 10 dakika hazır olur birşeyin kalmaz!"
"Senden daha iyi ilaç mı var?" Diyip gülümseyerek Miray'ı kendisine çekmişti.
Onun bu hareketine sırıtıp, oldukça hoşuna gitmişti. Ellerini boynuna dolayıp, dudağına öpücük bırakacağı sırada geri çekildi. Kendisine de bulaşabilirdi.
"Hadi kalk bakalım şimdi duşa!""Off Miray! Hep bozuyorsun bak bu anlarımızı!"
"Sus ve kalk Fırat!" Diyip genç adamı kolundan tutup kaldırmıştı.
"İnsanın doktor karısının olması pekte güzel değilmiş!"
"Senin iyiliğin için hayatım! Yürü hadi!" Diyerek koluna gidip banyoya doğru ilerletmişti. Fırat ne kadar itiraz etse de Miray buna aldırmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O G E C E 🌒
RomanceTek gece de mi? Tek gece de mi olmuştu bu? "Ya birşey söylesene!" "Ne diyeceğimi bilemiyorum." O gecenin ardından yaklaşık 2 ay geçmişti. Baş dönmesi ve mide bulantısı şikayetiyle hastanede , kendisi gibi doktor olan bir arkadaşına göründü. Doktor...