Bölüm 11

1.1K 82 6
                                    

Delphina'nın anlatımından

Remus ile akşam yemeği için büyük salona doğru ilerliyorduk.

Remus sayesinde tüm gün kütüphanede ders çalışmıştım. Ben hayatımda toplasam bu kadar saat çalışmamışımdır! İşin içinde Remus olunca ders çalışmak bile mükemmel geliyordu çünkü çoğu zaman dersi bırakıp onu izliyordum.

Büyük salona girdiğimizde hemen Gryffindor masasına oturduk.

Daha profesörler gelmemişti öğrencilerde yavaş yavaş salonu dolduruyorlardı.

"Remus" diyerek ona seslendim.

"Efendim güzelim?"

"Ben bir yıl daha ders çalışmayacağım bittim bana bu kadar zeki olmak yeter." Beynimin önünden büyücü savaşları geçiyordu resmen.

"Dinlenirsen hiç bir şeyin kalmaz." dedi.

Hemen itiraz ettim.

"Hayatım boyunca dinlensem bile geçmez." Sağ elim yazı yazmaktan uyuşmuştu artık.

"Ben sana bakarım."

Tamam bunu beklemiyordum. Ne yani hayatını benimle mi geçirmek istiyordu? Ben onunla geçirmek isterim ama yeni ilişkimizde bunu hiç konuşmamıştık daha.

"Delph iyi misin?" Bunu büyük ihtimalle şaşkınlıkla açılan gözlerim yüzünden sormustu.

"Bir anda öyle deyince şaşırdım." diye cevapladım onu.

"Ne yani sen benle geçirmek istemez misin?" diye sordu.

"Hayır tabikide isterim ama şaşırdım ben bile benle geçirmek istemezdim." Güldü bir süre gülüşünü izledim.

Remus Lupin fazla güzel gülüyordu.

Kalp atışımı hızlandıracak kadar güzel hemde.

"Hadi ya acıktım ben." Romantikliğim bu kadardı benim bir an önce yemeklerin gelmesini umuyordum.

İki dirseğimide masaya koymuş çenemide ellerime dayamış zamanın gelmesini bekliyordum.

Büyük kapının önünde iki kişi belirdi.

Önce biraz hayal görüyorumdur diye baktım sonra kendimi cımcırdım canımın acıması ile hayal olmadığı kanısına vardım.

Godric'in pembe kalpli donu aşkına öldüm mü acaba? Ölsem anca gerçekleşirdi böyle bir şey çünkü.

James ve Lily el eleydi ya da benim açlıktan şekerim düşmüştü.

"Aman tanrım!" Birden bağırdım bağırmamak elde değil siz görseniz sizde bağırırdınız.

Remus'ta benim gibi şaşkındı.

Yanımıza geldiler.
"Siz ikiniz ne oluyor?" diye sordum.

"Biz çıkıyoruz." diye cevapladı James.

"Hadi canım orasını anladık."

"Lily beni sevdiğini söyledi." Merlin ölecek miyim?

"Oley be! Lils artık yengem gel buraya en sevdiğim yengem." Oturduğum yerden kalkıp Lily'e sarıldım.

"Sanki başka yengen var?" Kafamdan uyduruyorum ben James.

"Var tabi."

"Alonzo sevgili mi yaptı?"

"Ondan kaçar mı?" Güldü.

İkili hala el ele tutuşurken içeri Sirius ve Peter girdi. Sirius, Lily ve James'i süzdü daha sonra ortak salondan çıktı yaklaşık bir dakika sonra geri geldi yine ikiliyi süzdü Peter'a bir şeyler söyledi Peter birden Sirius'a tokat attı.

Tokatın etkisi ile Sirius'un kafası bize doğru döndü gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Godric aşkına neler oluyor?!" Sirius'un şaşkınlığına gülüyordum

"Yılın dedikodusu Lily Evans ve James Potter çıkıyor Sirius." diye bağırdım.

"Ne!" Sirius'a hak veriyorum yıllardır burda olmasam bile James ile her buluştuğumuzda veya her mektupta Lily'den bahsediyordu.

Ben bile imkansız aşka düştüğünü düşünüyordum.

Peter, Sirius'u kolundan tutarak masaya doğru çekti ve oturttu. "Sirius'a sahip çıkmaya çalışırken şokumu bile yaşayamadım." dedi Peter kıkırdadım.

Dumbledore geldiğinde yemekler de gelmişti günün yorgunluğu ile yemeklere saldırmıştım.

Açtım.

Yemekten sonra şöminenin önünde altımız oturmuş eski anılarımızı dinliyorduk tabi en çok güldüğüm dörtlünün anlattıkları olmuştu.

Olaysız geçen bir günleri, anıları olmayan tek bir şeyleri yoktu.

Ve hepsininde sonu McGonagall'ın odasında bitiyordu.

Günün yorgunluğu ile yatakhanelere dağıldık gecenin ilerleyen saatlerinde.

"İyi geceler Lily."

"Sanada iyi geceler Dellphina."

Ciddi ortamlarda Delph gibiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ciddi ortamlarda Delph gibiyim.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Çapulcular/H.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin