Mehir SOYKANDARHani derler ya...
"ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi."
Sadece baktım televizyona. Yediğim yemek tıkandı boğazıma. Herkes odaklanmıştı televizyona. Televizyondan gelen sesle parça parça olan kalbim tabiri caize tuz buz oldu.
"POYRAZOĞLU şirketinin sahiplerini görüyoruz. Sude YEŞİLYURT ve Yiğit Kerem POYRAZOĞLU. Geleceğin nadide çifti. Yiğit Beyin gelecekteki eşi Sude Hanım görünüyor. Büyük bir..."
Eniştemin sesi böldü içinde bulunduğumuz tuhaf havayı.
"Ata oğlum kapat şu televizyonu."
Biliyordum herkes bana bakıyordu. Kaldıramadım bir an başımı. Ağır geldi duyduklarım.
Bir yudum su içerek toplamaya çalıştım kendimi. Odama gitmek istiyordum. Yatağıma yatmak ve herkesten gizlice ağlamak. Telefonumun çalmasıyla istediğim yardım gelmişti.
Ekrana baktım. "Bir tanem"
"Enişte izninle amcam arıyor. Size afiyet olsun."
Kalktım masadan. Normalde kalkmazdım ama eğer masada daha fazla oturursam ağlayacaktım.Odaya geçip cevapladım aramayı.
"Vay vay vay... Bu ne şereftir Yarabbi. Nasılsın amca?"
Sesim düzgün çıksın diye savaş veriyordum.
"Bak bak... Yalakaya bak sen. Biz aramasak arayacağı yok hanımefendinin. İyiz kuzum seni sormak istedim. Sınavın nasıl geçti?"
"İç açıcı değil amca bakalım hayırlısı."
Aslında mükemmel geçmişti ama kimseye açıklayamazdım moralimin bozulmasını. Sınavın arkasına saklandım çaresizce.
"En son bunu söylediğinde Cerrah Paşa Tıp kazandın kızım. Neyse bak ne diyeceğim. Bursaya gel yengenle Ayvalığa geçmeyi düşünüyoruz gel bizimle."
"Bilmiyorum amcam. Ablamla konuşmam lazım. Bilirsin pimpiriğin teki ne der bilmiyorum."
"Peki kuzum sen ne zaman istersen gel."
"İyi ki varsın amcam."
"Sende kızım. Sen bana Rabbimden kardeşimden emanetsin. Sen benim kızımsın. Başımın üstünde yerin var."
Kapattım telefonu. Amcamın hiç çocuğu olmamıştı. Ondandır ki annemle babamın ölümünden sonra beni kimseye bırakmamış, beni evladı yerine koymuştu.
Camdan dışarıya baktım. Eylülün son haftalarındaydık hava keyfine göre davranıyordu. Bu sefer de ağlamaya karar vermişti demek ki benim gibi. Gözlerimden dökülmesine izin verdim incilerimin.
Balkonun kapısını açıp çıktım dışarıya. Her zaman hayalim olanı gerçekleştirme kararı aldım. Uzandım balkona yağmurun altına.
Yüzüme çarpan damlalarla düşündüm. Üzüyordum kendimi boşuna ama içimde bir dev olan kıskançlığım beni yeyip bitiriyordu. O kimdi ki Kerem'in elini tutuyordu? O kimdi ki Kerem'in eşi olacaktı. Tamamen ıslandıktan sonra attım kendimi banyoya. Bir duş alıp yattım yatağıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ ÇIKMAZI( Devam Ediyor)
General Fictionİnsan sınanır, insan yorulur, insan acı çeker ama insan devam eder yaşamaya. Ben seni çok sevdim ama ben seni, kendimi kaybettiğimde sevdim. Yok olduğumda uğruna savaşacağım hiçbir şey kalmadığında sevdiğimi fark ettim. Yiğit ben çok yoruldum. O kad...