Mehir SOYKANDAR
Yüzüme gelen küçük tokatlarla uyandım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım önce.
"Allah'ım minik prensim. Günaydın aşkım. Sen teyzeyi uyandırmaya mı geldin bir tanem."
Dayanamadım öptüm yeğenimi boynundan. Tabi karşılığını da almıştım. Arda kafamı tutmuş alnımdan öpmüştü beni.
"Annenler geldi mi prensim?"
Başıyla tatlı tatlı onaylayınca yatırdım Ardayı gıdıklamaya başladım.
"Teze dur. Teyze... hahahaha"
Yanağından öptüm bu sefer. Seviyordum çocukları.
Yataktan kalkarken konuştum.
"Eğer beni beklerseniz prensim sizi özel ucağınızla gideceğiniz yere götürürüm anlaştık."
Gülerek onayladı beni. Banyoda işlerimi halledip giyinip çıktım. Arda uslu uslu benim çıkmamı bekliyordu. Yanına gidip telefonu cebime atıp sırtıma aldım keratayı.
"Prensim annen nerede?""Annem mutfakta babam çalışma odasında."
"O zaman konum... Mutfak..."
Belimde Ardayla mutfağa koştum. Ablam sofrayı kuruyordu.
"Bacıların sultanı."
Ablam elindeki bıçağı bırakmadan bana bir kez baktı gülümsedi işine döndü.
"Günaydın kuzum. Arda hadi babanı da çağır yavrum. Yemek hazırmış de."
Ardayı yavaşça yere bıraktım. Sanki kurulmuş oyuncak gibi mutfaktan koşarak çıktı.
"Mehir sen de Yiğit'i uyandırır mısın? Uyurken ne yapacağı belli olmuyor Ardayı gönderemedim. Ben de şu salatayı bitireyim."
"Ya banane sen uyandır işte oğlunu. Doğradığı salatalıktan bir tane alıp attım ağzıma."
"İyi sen salatayı yap ben uyandırırım oğlumu."
Gözlerimi ayırıp konuştum.
"Tamam tamam. Yap sen salatanı ben de biraz eğleneyim bari."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ ÇIKMAZI( Devam Ediyor)
Narrativa generaleİnsan sınanır, insan yorulur, insan acı çeker ama insan devam eder yaşamaya. Ben seni çok sevdim ama ben seni, kendimi kaybettiğimde sevdim. Yok olduğumda uğruna savaşacağım hiçbir şey kalmadığında sevdiğimi fark ettim. Yiğit ben çok yoruldum. O kad...