~20~ Güven

206 152 8
                                    


Acı Ve Gözyaşı

~20~ GÜVEN

*Düzenlendi*

Şarkı Adı: Emre Aydın - Bu Kez Anladım

İyi okumalar..

~~~~~

"Alış buna, güvendiğin kişiler sana en acı veren kişilerdir."

~~~~~

Kendime tekrarlayıp duruyordum, şimdi ne olacak? Yıllarca tekrarladığım soruyu şimdi de tekrarlıyordum. Ve hep verdiğim cevabı söyledim içimden; yine kötü şeyler olacak ve sen yine susup hiçbir şey yapamayacaksın. Lakin bu sefer fark buydu, olan olmuştu. Ben bunu şimdi kavrayacak kadar aptaldım. "O-onu öldürdün.." yine alayla güldüğünde demir parmakların sonuna yaklalaşıp önümde durdu. Rüzgâr'ın bana bunu söylememesinin verdiği siniri erteledim şimdilik.
Orta da yine bir cinayet olunca bana söylediği yalanın hesabını yapamazdım.

"Ondan nefret etmiyor muydun? Bana teşekkür edeceğin sırada kızıyor musun?" Ciddi olamazdı, bir insanın ölümüne sevinecek kadar mı görüyordu beni? Sakin kalmalıydım, ama aynı abda iki arkadaşımı kaybetmişken bu nasıl olacaktı? Ama bir datayı atlamıştım, asıl ajanın Giray olduğunu gözden kaçırmıştım. "Ölümüne sevineceğim iki kişi tek var." Biri şu an hapishame de olan Alper, biri ise tam karşımdaydı. Sevmediğim bir insan bile olsa üzülürdüm, ama onlar insan kıyafeti giymiş iblislerdi.

Alayla güldü yine, böyle yaptıkça onu öldürme isteğim artıyordu sadece. "Yanımda çalışan ajanı bana savunuyor musun?" Rüzgâr hariç herkes aramızdaki diyalogu şaşkınlıkla dinliyordu.
"Kendi isteği ile çalışmadığını çok iyi biliyorum, ya da iki yılda kalbimi kazanması umurunda bile değildi. Kolumdan tuttuğu gibi beni yanına götürürdü." Umarım öyledir.
"İlk zamanlarda kendi isteği ile çalıştı, evet."
Eee.. sonrası?
"O kadar uyarmama rağmen—" lafını kestim, çünkü geriye söyleyeceklerinin gerçek olmafığını çok iyi biliyorum. "Sana inanacağımı mı düşünüyorsun? İnanacağım son kişi bile değilsin." Arkamı dönüp gizli yerden çıkmak için adım attım. "Kanıtı gördüyseniz gidelim artık, bu pisliğin olduğu yerde durmak istemiyorum."

Söyledikleri doğruysa? Sonradan beni sevmeye başladıysa? Ah, hayır. Bu saçmalık olurdu. Onu öldürdüm, derken ne hissetmiştim? Üzülmüş müydüm? Sevinmiş miydim? İkisi de değildi, ya ajan olduğu? İki yıldır sırrımı ve çok daha fazlasını biliyordu. Bunu söylediğinde ne hissettim? Su'yun ölümünden sonra hiçbir şey hissetmiyordum, ne seviniyor ne de üzülüyordum. Çünkü üzülebileceğim en kötü şey olmuştu bile. Mutlu olmak peki? Bir daha tadabilir miydim bu duyguyu? Hiç tatmadım ki bu duyguyu, nasıl bir şeydi? Gizli kapının önündeyken iğrenç sesini duydum.

"Girayı seni tanıştıran kişiden şüphelemedin mi?"
Duru... bunu söyleyince başımdab aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim. Onun da mı parmağı vardı bu işte? "Ne?" İlk tepki veren Rüzgâr oldu. "Duru ne alaka?" Güldü, "Bunun ilgini çekeceğini biliyordum." Dedi zaferle. Benim de ilgim yüzünü morartmakla çekiyor inanır mısın? Arkamı döndüm söyledikleriyle. Cesur, "Onlar kim ki?" Tanıma bence sen. Kimse onu takmadığında gözlerini kaçırdı.
"Aramızda kaç ajanın var söylesene?" Sinirden gözkerim doluyordu, en nefret ettiğim huyumda buydu ya..

"Ah!" Eline bakıp inlediğinde tek kaşımı kaldırdım. Elleri o kadar kötü durumdaydı ki bir an acımış gibi olnuştum. Sonra hiçbir şey olmadan devam etti. "Duru'nun sadece bir görevi vardı, o da seni Giray ile karşılaştırmaktı." Yani o da mı her şeyi biliyordu? Özel gücümü, hastaneyi, iğneyi ve daha birçok şeyi.. Allah aşkına ben kimseye güvenemeyecek miyim?
"Yalan söylüyorsun, tek amacın benim kimseye güvenemeyeceğimi istemek." Bit adım daha atmıştım ki iğrenç sesi ile duraksadım. Herkes arkamda kalıyordu, Zanaat'ta. Yüzünenbakmak dahi istemiyordum.

Acı Ve Gözyaşı ( DÜZENLENİYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin