- 25 -

5K 374 40
                                    

Herkesin sırları vardır değil mi?

Herkes birilerinden bir şeyleri saklar. Belki küçük belki büyük. Ne fark ederdi ki? Sonuçta hepimiz bir oyunun içindeydik.

Sırrım biraz büyüktü. İnsanların duygularıyla oynayacak kadar.
Ama işlerin buraya gelmesini ben istememiştim. Tamam evet başta gayet benim isteğimle olmuştu ama ben Jungkook'la bir gece geçirmenin peşindeydim. O ise ona aşık olmamı istiyordu.

Oyunu büyüten onun kararlarıydı.

Belki de suçluluk hissiyatımı böyle bastırmaya çalışıyordum.

Asansör istediğim kata geldiğine dair bir ses çıkardığında düşüncelerimden sıyrıldım ve aralanan kapıdan dışarı çıktım.

Jungkook'u görmek istiyordum. Jimin'le olan konuşmamızdan sonra bazı şeyler öyle sert çarpmıştı ki yüzüme onunla arama bir duvar örmeye başlamıştım. Bunu neden yaptığımı sorgulamaya başlayacaktı eğer ondan biraz daha uzak kalırsam.

Bu yüzden ona küçük bir sürpriz yapmak istiyordum.

Odasına baskın yaparak mı Lusel?

İç sesimi görmezden gelerek odasının kapısını araladım ve gördüğüm bedenler ile duraksayarak aralanan kapıyı kapatma hissiyatı ile doldum.

Bu adam başıma belaydı benim!

Burada ne işi vardı ki?

Paranoyaklık yapma Lusel, Jungkook'un arkadaşı o. Elbette yanında olabilir.

"Lusel?"

Yutkundum ve hala kapıdan içeriye girmeden konuştum. "Müsait değilsin galiba. Ben gideyim."

Jimin'le artık konuşmak bile beni geriyordu. Birde onunla aynı odada kalmak mı?
Yok canım sağol, kalsın.

"Gel lütfen. Oturuyorduk sadece."

Jimin'in yüzündeki masum gülüşün altındaki piç sırıtışını artık emindim ki sadece ben görüyordum.

Ne diyeceğimi bilemeyerek kekelemeye başladığımda çoktan oturduğu koltuktan kalkıp yanıma gelen Jungkook beni içeriye çekmişti.

Jimin biraz uzağımızdaydı ve o da bu fırsattan yararlanarak kısık bir sesle sormuştu. "Uyumuyor musun yine sen?"

Kaşlarını çatmış azarlama moduna girmişken onu itip kaçmak istiyordum. Hiç sırası değildi şu an Jungkook!

Beni odaya doğru çekti ve tam da Jimin'in karşısına oturdum. Yanımda Jungkook vardı ve bu bile gerginliğimi almıyordu. Ne yapıyordum Tanrı aşkına ben burada?

"Siz tanışıyordunuz diye rahattım ama ikiniz de iki yabancı gibisiniz."

Jimin güldü. Dudaklarını aralayacağı sırada korkarak söyleyeceği şeyi engellemek adına araya girdim.

"Tanışıyoruz da bu aralar hiç denk gelmiyorduk."

Jimin'in yüzündeki gülümseme büyüdü. Beni benim kelimelerimle vuracağını o an anladım. Kahretmesin!

"Evet haklısın Lusel epeydir gecelerde yoksun."

Jungkook'un üzerime dönen bakışlarının altında ezilmek üzereydim. O burada olmasaydı Jimin'le muhtemelen kedi köpek gibi birbirimize girerdik.

"Kendimi değiştirmeye çalışıyorum."

Jimin küçük bir kahkaha patlattı. Bunda komik tek kelime bile yoktu. Gerçi önceki ben bunu duysam muhtemelen ben de böyle bir tepki verirdim.

"Seni ve sohbetini özledik Lusel. Gecelerle birlikte Yoongi hyungla bizi de bırakıyorsun."

İsteksizce gülümsedim.

"Yoongi'yle konuşuyoruz."

Bunu ona inat dememiştim. Konuşuyorduk da cidden. Yoongi her ne kadar zor ve tuhaf bir karakter olsa da anlaşabiliyorduk.

"Demek bana özel bir muamelen var."

Şerefsiz olmasaymışsın dememek için dudaklarımı birbirine bastırıp Jungkook'a baktığımda gözlerinin üzerimizde dolanıyor olduğunu fark etmiştim.

Zeki bir adamdı. Herhangi bir terslik olduğunu elbet fark etmiş olmalıydı.

"Oysaki en çok beni sevdiğini düşünürdüm."

Sus Jimin lütfen sus! Bakışlarımı görmezden geliyor kelimelerine devam ediyordu. Tam bir pislikti!

Rahatsız olduğumu beni tanımayan bir insan dahi anlardı.

"Malum öpmek için de beni seçmiştin."

Kulaklarım çınlamaya başlamıştı. Ne dediğini duymamak istedim ama ben de dahil odadaki herkes duymuştu.

"Bi'dakika, ne?"

Jungkook yüzünü ekşitmiş Jimin'den net bir cevap beklerken onun diyeceği her kelimeden korktuğum için ayağa fırladım.

Kalp krizi geçirmek üzereydim. Birisi beni hastaneye kadar götürebilir miydi acaba?

"Jimin bizi biraz yalnız bıraksana."

Bunu yapmayacağını bilsem de belki insanlığı tutar da gider düşüncesi ile sormuştum. Ama tabiki beni şaşırtmadı.

"Neden Lusel? Jungkook'a geçmişimizden bahsetmedin mi hala?"

Geçmişimiz? Bu çocuk ölmek istiyordu anlaşılan. Onu seve seve öldürebilirdim.
Ne geçmişinden bahsediyordu. Alt tarafı basit bir bar oyunu yüzünden öpüşmek zorunda kalmıştık.
Öpmek için seçtiğim kişinin o olması da gayet doğaldı. Yoongi'yle yakın arkadaştım, onu öpemezdim!

"Biriniz ne olduğunu söyleyecek mi artık?"

Ağlamak üzereymiş gibi hissediyordum. Berbat bir histi. Jungkook'a bunu ben anlatmalıydım. Aptal Jimin değil!

"Jungkook sana anlatacağım."

Jimin gülerek oturduğu yerden kalktı ve ellerini ceplerine sokarak rahat bir tavırla Jungkook'a yönelik konuştu.

"Sence de güzel öpüşmüyor mu?"

Kendimi daha fazla tutamamış, Jimin'i kapıya doğru iterek bağırmıştım.

"Çık git artık!"

Bet With Love • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin