En yakın arkadaşınızı en son görmek istediğiniz mod nasıldır?
Normal insanların buna cevabı üzgün olabilirdi. Evet, kim arkadaşını üzgün görmek isterdi ki?Ama benim buna vereceğim ilk cevap sinirli olurdu. Yoongi'yi sinirli görmek istediğim son şeydi.
Pusulasını şaşırabiliyordu, ne yaptığı belli olmuyordu ve gerçekten gerçekten gerçekten agresif oluyordu. Her şeye kızıp küfredebilme potansiyeline sahipti ve bu yüzden şu anda karşımda sessizce oturuyor oluşuna bile şaşırıyordum.
"Yoongi?"
Sandalyede geriye doğru yaslanmış elindeki telefonu döndürerek etrafa bakınıyordu. Görmek istediği kişi muhtemelen Jimin'di. Onu bulduğu anda öldüreceğine emindim. Dedikodu falan umrunda değildi, olan benim Yura'ma olacaktı.
"Biraz sakinleştin mi?"
Onu odasından çıkarıp Jimin hakkında uyarmıştım. Konuşmuş, birlikte kantine inmeye dahi ikna etmiştim ama dışarıdan hiç iyi görünmüyordu.
Kaşları çatık, çenesi ise gergindi. Muhtemelen dişlerini birbirine kenetlemişti. Kısık gözleri ve alnına dağılmış olan saçları epey dağınık görünüyordu.
Umursamadan oturduğu sandalyenin arkasına yasladığı koluyla etrafı izlemeye devam etti.
Onu yoklamak ister gibi doğruldum ve masanın üzerinden koluna uzanıp dostani bir tavırla dokundum.
Tanrım çok sertti...
Kendini öyle sıkıyordu ki Jimin'i bulduğu gibi öldürecekti sanırım.
"Yoongi?"
Dayanamadı. Kolunu sandalyesinden indirdi ve bedenini masaya doğru çevirdi. Elleri kenetli bir şekilde masaya yerleştiğinde dişlerinin arasından kısık bir sesle konuşuyordu.
"Onu sikeceğim! Onu bağırta bağırta sikeceğim! Kuş beyinli beni tehdit mi ettiğini sanıyor?"
Gülmeye zorladım kendimi. Yoongi zaten kolay sinirlenen biriydi, birde Jimin'in bu yaptıkları...
"Dediklerim için pişman olacağım Yoongi, biraz sakinleş lütfen."
Ellerini saçlarının arasına geçirdi ve zaten birbirine girmiş olan tutamları daha da karıştı.
"Şirketten kimseyle muhattap olmam. Bunu senin kadar o da biliyor! Ne demek beni bir kızla odaya kilitlemek?"
Derin bir nefes aldım.
"Yura'da bu konu için tedirgin. Ama ikinizde yalanlarsanız kim takar ki?"Güldü. Alayla geri yaslandı ve omuz silkti.
"Cesaret dahi edemeyecek."
Kaşlarımı çattım. "Ne? Anlamadım?"
"Jimin böyle bir dedikoduyu çıkarmaya cesaret dahi edemeyecek."
İleride bir noktaya takılmış olan bakışları yumuşadı. Yüz ifadesi gevşedi ve gözlerini kaçırarak bana döndü.
"Arkadaşına söylersin, dert etmesine gerek yok."
Merak ederek arkamı döndüm. Az önce baktığı yere baktığımda Yura'yı görmüştüm. Bu tarafa bakıyordu sanırım. Ya da direk Yoongi'ye.
Yanında diğer kızlar da vardı bu yüzden uzun süre geçmeden kantinden ayrıldılar.Önüme dönerken dün geceden beri aklımda olan o soruyu sordum.
"Siz dün gece naptınız? Yani Jungkook odasına dönene ve kilidi açana kadar içerde birlikteydiniz."
Derin bir nefes verdi. Elini havada önemsiz bir konuymuş gibi salladığında nedense daha çok merak eder olmuştum.
Bu konu hakkında Yoongi'yi zorlayamazdım belki ama Yura'nın ağzından laf almak kolaydı.
"Şimdi siktim seni!"
Duyduğum cümleyle masadan fırlayan Yoongi'yi fark ettiğimde kafam hala Yura'yla konuşma mevzusundaydı.
Bi dakika! Ne oldu az önce?
Masadan fırlayan Yoongi'nin arkasından baktığımda kantinden kaçarcasına çıkan Jimin'i fark ettim. Yanında Jungkook da vardı ama Jimin, Yoongi'yi fark eder etmez kantinden çıkmıştı ve onu yalnız bırakmıştı.
Pekala Yoongi Jimin'i istediği gibi öldürebilirdi ben de bu arada sevgilimle ilgilenirdim.
Oturduğum masadan kalktım ve Jungkook'un çocukların arkasından attığı garip bakışlarının üzerime dönmesini bekledim. Çok geçmeden beni fark etmişti.
Yüzünü buruşturdu ve gittikleri yeri göstererek "Ne oldu şimdi?" dedi.
Omuz silktim.
"Yoongi onu senin odana kilitleyenin Jimin olduğunu öğrenmiş."
Gözleri büyümüştü.
"Cidden... Dayak yiyecek!"
Mesafeli olmaya özen göstererek gülümsedim. Bir dedikodu riskine de ben kurban gitmek istemezdim ama ondan uzak kalmak cidden zordu.
"Onları boş ver, dün geceyi telafi etmek istiyorum."
Birlikte uyuyacaktık ama dün gece yapamadığımız bi bu kalmıştı. Ne olaylı geceydi ama!
Yüz ifadesi değişti ve daha önce görmediğim bir gülüşle arkasındaki duvara yaslandı.
"Nasıl telafi edeceksin? Yeni bir gecelik?"
Şimdi ona yaklaşıp o dudaklarına uzanmak vardı ama kantindeydik ve bunu pek normal karşılayacaklarını sanmıyordum.
"Demek geceliklerimi sevmeye başladın?"
Gülümsemesi büyüdü ve yaslandığı duvardan doğrulup ciddi bir ses tonuyla konuştu.
"Seviyordum galiba ama bu gece çalışmam gerekiyor Lusel, başka bir gün telafi edebilirsin."
Ofladım ve birlikte ilerdeki masalardan birine yöneldik. Sandalyesini çekip otururken gözleri benim üzerimdeydi.
"Sana ne teklif edebilirim ki başka?"
Masaya yaslandı. Harika göründüğünün farkında mıydı acaba?
Uzanıp onu öpmek istiyordum!
"Hayalgücünün epey geniş olduğuna daha önce şahit oldum."
Başımı hafifçe salladım.
"Hayalgücüm şu an neler düşünüyor bir bilsen."
Güldü. Doğrusu alt dudağını dişleyerek gülmemeye çalışmıştı ama bu benim yörüngemi daha çok şaşırtmıştı.
"Jungkook bence kalkalım yoksa kendimi tutmaya bir son vereceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bet With Love • JJK
FanfictionHAYRAN KURGU #1 "Jungkook." Söylediği isime karşılık kaşlarım havalanırken kahkaham barda ki müziğe karışmıştı. "Jungkook mu? Onu mu etkileyemem? Komiksiniz şu an." Jimin başını iki yana salladı. "Jungkook senin burada gördüklerin gibi değil." dedi...