- 38 -

5K 371 40
                                    

Her zamanki gibi odasının önünde durup bir süre kendimi hazırlamaya çalıştım.
Saçlarımı geriye doğru itip elimle kendime hava yaptım ve daha fazla duramayarak kapıyı araladım.

Bu sefer beni çalışma masasında karşılamıştı. Kendi odama kıyasla epey büyük bir odası vardı ve odanın köşesindeki yatağında onunla yatmayı cidden çok seviyordum.

"Selam."

Nereden geldiğini anlamadığım saçma bir neşeyle ona yaklaştım. Çalışıyordu.
Elindeki kalemi bıraktı ve gülümsedi.

Yanına yaklaştığım esnada sandalyesiyle geriye doğru giderek bana yer açtı.
Onunla masanın arasına girip kalçamı masaya yasladım ve sonra vazgeçerek boştaki bacağına oturdum.

Mesajlarda yaramaz öpücük demişti. Benimde yaramazlaşmam sorun olmazdı heralde?

"Hemen uyumayacağız değil mi?"

Kolu belimi güçlü bir şekilde kavrarken beni kendine doğru çekmişti.
Bir elimi boynuna doladım ve diğer elim de göğsünde durdu.

"Sanırım evet desem de beni uyutmayacaksın."

Göğsündeki elimi yavaşça yüzüne çıkardım ve yanağını okşadım. "Tabiki, öpücük sözün vardı?"

Güldü. Başını geriye atarak küçük bir kahkaha attığında yanağındaki elim açık kalan boynuna kaymıştı.

Boynu çok güzeldi.

Parmaklarımı yavaşça ensesine doğru kaydırdım. O da çoktan başını kaldırmıştı.

Ensesindeki saçlarıyla oynayarak konuşmaya devam ettim.
"Öpmeyecek misin yoksa? Bana blöf mü yapıyordun?"

Gözleri dudaklarıma indi ve belimdeki elinin baskısı arttı. Beni kendine doğru çektiğinde boştaki eliyle bacağıma uzandı ve kısa pijama takımımım avantajıyla çıplak bacağımı kavrayarak beni kucağına oturttu.
Artık bacaklarım iki yanındaydı ve yüzlerimiz arasında santimler vardı. Hemen altımdaki erkekliği ise aramızdaki kumaş parçalarına rağmen kalbimi hızlandırmaya yetiyordu.

"Jungkook bu gece-"

Başını iki yana salladı. "Bu gece olmayacak."

Neden hayallerimi yıkardı ki? Hem bana ilk kez bu kadar yakındı. Altımda sertleşirken reddetmek de ne demek oluyordu?!

"Jungkook ama-"

"Hayır Lusel. Şimdi değil."

Oflamamak hatta kucağından kalkıp gitmemek için zor duruyordum.
Hadi ama Lusel, onun kucağındasın. Kalkıp gitmen aptallık. Koca bir aptallık.

Ensesindeki ellerimden destek alarak kendimi hafifçe ona sürttüğümde ellerini belimde sabitledi ve hareket etmemi engelledi.

"Sadece öpücük."

Dudaklarım kibirle kıvrıldı. Sadece öpücüğü gösteririm ben sana birazdan!

Uzandı ve nihayet dudaklarımız buluştu.
Ensesindeki parmaklarımı saçlarının arasına kaydırdım. Ona olabildiğince yaslanırken belimde duran ellerinin yavaşça hareketlendiğini hissediyordum.

Üstelik bunu kesinlikle ben yapmıyordum. Kendisi kalçamı ileri geri hareket ettirerek ona sürtünmemi sağlıyordu.

Öpüşüne karşılık verirken gülmemek için zor duruyordum.
Erkekliği altımda büyürken dudaklarımın arasından sızan dilini hissetmek epey zor olmuştu.

Dişleri yavaşça alt dudağımı kavradı ve küçük ısırıklar bıraktı. Geri çekildiğinde gözlerimi açmak falan istemiyordum çünkü kalçamın stabil hareketi hala devam ediyordu.
Artık sesli bir şekilde almaya başladığı nefeslerinin ardından şansımı denemek ister gibi yeniden sormaya yeltendim.

Bet With Love • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin