Mutlu olmak tam olarak neydi?
Kalbinin huzurla dolması, sevinçten olduğun yerde duramamak, aptal gibi sırıtmak. Bunlar dahil miydi? Şimdi yanına gideceğim adamın yanında hissettiklerim buydu. Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. İçim içime sığmıyordu işte.
Ben bu duyguları ilk defa tanıyordum. Benim için ondan önceki duygularım sadece zevkten ibaretti. Zevk aldığım şeyi yapardım ve bırakırdım bu kadar.
Yurda gittiğimde almış olduğum saten gecelik takımımın üzerine uzun hırkamı giydim ve aynanın karşısında ki görüntüme baktım. Bana asla seksi olduğumu söylemiyor olsa da gözlerinde ki ifadeden anlayabiliyordum. Bu gece ona bunu itiraf ettirmek istiyordum, en azından bu gece olmasa da bir gün mutlaka olacaktı.
Saat yine gecenin körüydü ve ben yine onun odasına gidecektim. Bu artık bizim için rutin hale gelmişti, ona alışmaktan endişeleniyordum. Çünkü önünde sonunda bu iddia bitecekti ve sonra? Sonrasını bilmiyordum işte. Ve bu konuyu açmak bile beni huzursuz etmeye yetiyordu.
Asansörün sesiyle kapıları açılmış ve gözlerimi etrafta gezdirerek Jungkook'un odasının önüne koşturdum. Birinin beni bu halde başka bir odaya girerken görmesi tam anlamıyla felaket olurdu. Kariyerim ilerlemeden son bulurdu.
Hızla açtığım kapıdan içeriye girip kapattığım kapının arkasında yaslandım. Dudaklarımı birbirine bastırırken verdiğim hızlı nefeslerin arasında soluklanmak amacıyla derin derin nefes almaya başladım.
Jungkook her zaman ki gibi yaslandığı yatak başlığından bana bakıyordu. "Hayırdır, sabah koşusundan mı?" Yüzündeki alaycı ifadeye gözlerimi devirerek karşılık verdim.
"Sen geç dalganı," Önümü kapattığım hırkamı açarak üzerimden çıkardığımda anında bakışları bedenime kaymıştı. "Başkalarının beni bu şekilde görmesini mi tercih ederdin?"
Gözleri hala vücudumu süzerken keyifle gülümsedim. Kendine gelmiş gibi gözlerini anında çekmişti. "Lusel giyecek başka bir şey mi yoktu, bu ne şimdi?"
Ona doğru yaklaşırken, "Beğenmedin mi? Oysaki senin için giymiştim." Dudaklarımı büzerken nefesini verdi.
"Mümkünse bir daha ki sefere benim fikrimi sorup öyle giy olur mu?" Küçük bir kahkaha atarken başımı iki yana salladım. "Sana soracak olursam her gün tişört ve eşofmanla gezerim herhalde."
Üzerine örtülü olan pikeyi kaldırıp geriye attım. Gözleri dikkatle beni izliyordu. Aklıma gelen fikirle dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı. Artık sevgili olduğumuza göre böyle küçük şeylerin kimseye zararı dokunmazdı değil mi?
Bacaklarımın gözünün önüne gelmesine dikkat ederek yan tarafında ki boşluğa geçtim ve onun gibi oturur pozisyonda durdum. Jungkook pikeyi kapatmak için doğrulurken ona engel oldum. "Kalsın, sıcakladım biraz." diyerek boynumda ki saçlarımı geriye doğru atmıştım.
Bir elim hala saçlarımdayken aniden boynumun üzerinde hissettiğim dudaklarla gözlerimi büyütmüştüm. Elim anında saçlarına gidecekken kendini geri çekmişti.
"Bu geceki öpücüğünü de verdiğime göre artık uyuyabiliriz." diyerek yanında ki gece lambasını kapatınca onu durdurmamıştım. Şu an sadece pencereden sızan ufak bir ışık dışında oda tamamen karanlıktı.
"Jungkook ışığı aç." diyerek elimi uzattığımda başını iki yana salladığını fark etmiştim. "Of ya!" diyerek elim indirip erkekliğinin üzerine gelmesini sağladığımda anında hareketi kesilmişti. Put gibi kaldığında parmaklarımın uçlarını sürterek elimi oradan çektim. "Ah, pardon yanlışlıkla oldu."
Başını bana doğru çevirip ifadesiz yüzüyle, "Yanlışlıkla mı oldu?" dediğinde yüzüme keyifli bir gülümseme yayılmıştı.
Tabiki şu gördüğü rüyayı hatırlaması için yapıyordum ve büyük ihtimalle de şu an onun etkisinde kalmıştı. İddia meselesi falan bir yana gerçekten onunla ilişkiye girmeyi fazlasıyla istediğimi fark ettim. Ama bunu o olduğu için istiyordum bana özel hissettireceğine emindim. O gerçekten farklı bir adamdı. Etrafımda ki tüm erkeklerden daha farklı.
Beni büyülüyordu.
Yüzümde ki gülümseme yerini korurken yüzünü avuçlarımın arasına alarak dudaklarına doğru eğildim. Ama öpmemem için dudaklarını birbirine bastırmış gözlerime bakıyordu.
"Yah, Jungkook!"
Omuzlarını silkerken başını iki yana salladı. "Sen çok kaşındın bu gece, şimdi direk uyuyoruz başka bir şey yok."
Kaşlarım çatılırken yüzünde ki kararlı ifadeye karşı oflamıştım. Yani iki elimiz sürttüyse ne olacaktı sanki? Sonuçta elbet bir gün sevişecektik neydi bu kendini geride tutma çabası? Gerek yoktu bir kere, o benim bedenime dokunsa asla itiraz etmez, tadını çıkartırdım.
Yatar pozisyona gelip beni de kendine doğru çektiğinde kolumu göğsüne dolayıp her zamanki gibi yüzümü boynuna gömmüştüm. Üst üste defalarca dudaklarımı tenine bastırmamın ardından, "Uslu dur." Uyarısını yapmıştı ama ben bunu takmayarak uyuyana kadar sayısız kez boynunu öpmüştüm.
Zaten oradan gelen koku da beni mayıştırıp çok geçmeden uykuya dalmamı sağlamıştı.
oy sınırı; +70
yorum sınırı; +80
❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bet With Love • JJK
FanfictionHAYRAN KURGU #1 "Jungkook." Söylediği isime karşılık kaşlarım havalanırken kahkaham barda ki müziğe karışmıştı. "Jungkook mu? Onu mu etkileyemem? Komiksiniz şu an." Jimin başını iki yana salladı. "Jungkook senin burada gördüklerin gibi değil." dedi...