- 40 -

5K 356 51
                                    

Elime aldığım telefon ve su şişesiyle beraber odamdan çıktım. Asansöre binerek pratik odasının olduğu ikinci kata basmıştım. Son iki gündür Soobin ile beraber imza günlerine katıldığımız için pratik yapmaya vaktim olmamıştı. İstisnasız her gün dans ettiğim için bir gün bıraksam paslanacakmış gibi hissediyordum.

Ve Jungkook ile bugün tartıştığımız şu konu. Soobin'i tamamen arkadaş olarak görüyordum, o da öyle. Aramızda farklı bir durum olmazdı. Hele ben kendimi Jungkook'a bu denli kaptırmışken olamazdı bile.

Arkadaş olarak bile olsa ona karşı ilgilisin demişti. Haklıydı. Kameraların önünde Soobin'e daha samimi davranıyordum çünkü menajerin üzerimde ki baskısı bu yöndeydi. Şirketin talimatı diyerek böyle yapmamızı emrediyordu. Bunu Jungkook'a söylememiştim çünkü eğer söylersem bu konunun asla kapanmayacağını biliyordum ama ben böyle saçma şeyler konuşarak vaktimizi öldürme taraftarı değildim.

Asansörden inip pratik odasına girdiğimde sessizlik karşılamıştı beni. Tek başıma çalışmayı her zaman daha çok seviyordum. Telefon ve su şişemi kenara bıraktıktan sonra ısınma hareketleri yapmaya başladım. Yaklaşık yirmi dakikam bu şekilde gittiğinde kapının açıldığını duymuştum.

Yoongi içeriye girerken gözleri üzerimdeydi. "Sen de mi buradaydın?" Başımı salladım ve açık saçlarımı bileğimde ki toka ile topladım.

Yoongi'yi gördüğümde konuşma isteğim çoğalmıştı. Dansı sonraya bırakabilirdim bence.

"Yoongi gelsene bi," diyerek köşe tarafta kalan ince süngerin üzerine oturdum. Yoongi de yanıma oturduğunda bakışlarında soru işaretleri vardı.

"Ne oldu? Jimin mi bir şey dedi yine?"

Hızla başımı iki yana salladım. "Hayır o konuda sorun yok. Jimin ile artık karşılaşmıyoruz bile denilebilir."

"Ee o zaman?"

Yutkundum. O benim en yakın arkadaşımdı. O ve Yura dışında bu konuyu konuşacak kimsem yoktu. Gerçekten içim daralıyordu. Böyle devam etmek iyi gelmiyordu bana.

"Ben kendimi çok kötü hissediyorum Yoongi." Bakışlarım uzatmış olduğum ayaklarıma kaydı. "Jungkook'a gün geçtikçe daha çok bağlanıyorum. Onunla gün geçtikçe daha çok yakınlaşıyoruz ama çok kötü hissediyorum. Ondan bir şey saklamak içime oturuyor."

Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Başından böyle bir iddia içine girdiğim için çok pişmandım. Ama pişmanlık fayda vermiyordu.

"Neden şu meseleyi bu kadar ciddiye alıyorsun? Jimin de sen de sarhoştunuz ve saçmaladınız sadece. Ayrıca Jimin'in ağzını kapatmışken sende kendi içinde büyütme bu mevzuyu bu kadar."

Omuz silktim ve dolu gözlerimi sildim. "Jungkook bunu bir yerden öğrense bir daha benim yüzüme bile bakmaz, bunu en iyi sen biliyorsun Yoongi."

Saçlarını karıştırarak başını salladı. "Onun arkasından dönen bir iddia. Evet Jungkook arkasından iş çevirilmesinden nefret eder. Duyunca normal bir tepki vereceğini sanmıyorum." Kaşlarını çattı ve omuz silkerek bana döndü. "Ama tanrı aşkına Lusel, nereden duyacak? Jimin'in bir daha çenesini açmayacağından eminim, öyle bir cesareti yok. Onun dışında kim söyleyecek Jungkook'a?"

Başımı salladım. Haklıydı, söyleyecek kimse yoktu ama benim bu içimi yiyip bitiren endişe ne olacaktı?

"Düşünsene sevgilisinin onunla konuşma nedeninin bir iddia olduğunu öğreniyor," Gözlerim bir noktaya kilitlenmişti. "Onu yatağa atabilirse de yakın arkadaşından bir motor alacağını ve iddiaya göre her şeyin son bulacağını."

Alayla güldüm. "Ama duruma bak ki, kız Jungkook'u yatağa atmaya çalışırken, Jungkook kızı kalbine atıyor. Ona aşkı öğretiyor."

Başımı iki yana salladım ve saçlarımı karıştırdım. "Ne dramatik bir son ama."

Yoongi beklemediğim bir şekilde kolumdan tutarak beni göğsüne çekti. Kollarını bana dolarken kulağıma doğru konuşuyordu.

"Artık rahatla ve şu konuyu unut. Jungkook hiçbir şey öğrenmeyecek."

Derin bir nefes aldım. Yoongi ile konuşmak iyi gelmişti ya da içimde biriken şeyleri boşaltmak. Jungkook'a karşı vicdan azabım son bulmayacaktı bunu biliyordum ama onu kaybetmeye dayanamazdım. Bu yüzden bu konuyu açmamak üzere rafa kaldırmıştım.

Geri çekildiğimde Yoongi ayağa kalkmıştı. "Ben gidiyorum."

Kaşlarımı çatarak kapıya doğru ilerleyen bedenine baktım. "Pratik yapmaya gelmemiş miydin? Nereye?"

Umursamazca omuz silkti. "Vazgeçtim, uyumak istiyorum."

Dediğine hafifçe gülmüştüm. "Cidden Yoongi, istediğin her zaman uyuyabiliyorsun formülün ne? Bana da söylesene."

Kapıdan çıkmadan omzunun üzerinden bana baktı ve güldü. "Yoongi olmak."

Başımı iki yana sallayarak önüme dönmüştüm. Aklımda ki her şeyi silene kadar delicesine dans etme zamanıydı.

Bet With Love • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin