Başlangıç

2.9K 88 18
                                    

"İpek bebeğim dinlenmeye vaktimiz yok.Bizi bulmaları an meselesi."

Emir'in elimden tutup beni çekmesiyle ayağa kalksam da tekrar koşmaya başlayacak kadar ciğerimde hava kalmamıştı.Emir beni çekiştirerek birkaç adım daha attırdı.Sanırım artık sınır kapısına yaklaşmıştık.Orman benzeri bu yerde koşmaktan vücudum çizilmiş ve yer yer kanamıştı.Sabah ayna karşısında bayılarak giydiğim sarı elbisem dallara takılmaktan yırtılmıştı.Bacaklarım ise artık beni taşıyamıycak haldeydi.Emir beni tökezlemelerime aldırmadan biraz daha sürükledi.En sonunda oda yorulmuş olacak ki durup bir taşın üstüne oturdu.İkimizin hızlı nefes alışları birbirine karıştı.Emir yüzümü elleri arasına aldı ve aramızdaki mesafeyi sıfırladı.

"Sana bir şey olmasına asla izin vermem bebeğim sakın korkma."

Yavaşça kafamı salladım ama korkumun önüne geçemiyordum.Emir beni mümkünmüş gibi biraz daha yanına çekti ve büyük bir hırsla öpmeye başladı.Aynı hırsla ona karşılık vermeye başladım.Birbirimizden ayrıldığımızda ikimizin de suratın da sıcacık bir gülümseme belirdi.Ellerimi beline doladım ve kafamı göğsüne yasladım.Huzurla geçen birkaç dakikama tezat olarak duyduğum silah sesleriyle bir çığlık attım.

"Geldiler işte buldular bizi Emir.İkimizi de öldürücekler."

"İpek güzelim sakin ol.Bana bak hadi derin bi nefes al.Onlar bizi yakalayamadan babamı bulucaz.Bizi burdan götürücek.Bana güveniyorsun değil mi ?"

"Sana kendimden çok güveniyorum Emir."

"Güzel.Şimdi olabildiğince sessiz olalım.Tamam mı?"

Kafamı salladım.Emir beni çalılıkların arkasına çekti.Yere çökerek olabildiğince çalıların arasına saklanmaya çalıştık.Silah sesleri susmuştu.İkimizin hızlı nefesleri dışında hiç ses yoktu.Sessiz geçen birkaç dakikanın sonunda ona döndüm.

"Belki de avcılardır,ya da askeri tatbikat yapılıyordur.Boşuna paniklemişizdir."dedim öyle olmasını umut ederek.

Ne kadar cesur görünmeye çalışsa da onun da rahatladığını anlamıştım.Korkuyordu aynı benim gibi.Ölmekten korkuyordu ve biliyordu babasının gücü onu korumaya yetmeyecekti.O sınırı aşmıştık.Bana yaklaşmasının ne demek olduğunu biliyorduk ve ikimizde bunu kabul etmiştik.Birbirimiz için ölmeyi.Güven vermek istercesine yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve ayağa kalktım.

"Boşuna telâşlandık bak.Her şey yolunda"

Ne çabuk rolleri değişmiştik.Şimdi de ben ona güven veriyordum.Harika Aniden sırtıma değen metalle eş zamanlı
olarak duyduğum sesle aptallığıma lanet ettim.

"Abi bulduk onları."

Daha ben arkamı dönerken etrafımız bir koruma çemberiyle sarıldı.Emir'i kollarından tutarak ortaya sürüklediler ve başına bir silah dayadılar.Çığlık atarak ona ulaşmaya çalıştığım sırada sırtımdaki silahın sahibi konuştu.

"İpek hanım hareket dahi ederseniz sizi vurmak için emir aldım."

"Onun bir suçu yok.Lütfen bırakın gitsin.Her şeyi ben yaptım."

Göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı.Biliyordum bırakmayacaklardı.
Görüş açımı bulanıklaştıran yaşları silerken çembere dahil olan iki kişiyle korkum tavan yapmıştı.Gelmişlerdi.Kim mi Engin ve Yağız Aladağlı.Abilerim.Bir zamanlar siyahla beyaz kadar zıt ve masum olan fakat şimdi tek bir amaç uğruna bir araya gelmiş olan abilerim.Sahi neydi o amaç doğru ya koskoca bir intikamdı.Ben mi bense önlerine çıkan basit bir engelden başka bir şey değildim.

Çarpışma■Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin